Ankara'da ki Antalyalılar derneğinin olağan genel kurullarından birisini daha yaptık. Bu defa yüreğimizi inciten, acıtan yoklar ile. Erol Abimiz(Erol Öcal), Şadiye Ablamız(Şadiye Erkul), Sevgili Veysel Dalmaz, Tevfik, Ali,..... . Hepsini de güzel anılar ile andık.

--Erol Abimiz, Derneğimizin, Antalyalılar Evi'nin ve İster Ankara'da ister Antalya'da tüm Antalyalıların güvenli limanı idi. Aralık 2018'in karlı bir kış gününde, Onu sonsuzluğa uğurladık.

--Geçen Pazar(24 Şubat) günü, İzmir Caddesinde ki Antalyalılar Evi'nde olağan Genel Kurulumuzu yaptık. Av Yusuf Rıza Çolak, Süleyman Sarıkaya, Bekir Turgut, Ankara'da, Derneğin temel taşları, Antalyalıların eli ayağı olan bir çok kişi gelmişti toplantıya

--Artık yaşlanıyor muyum ne, en uzun süre dernek başkanlığı yapmış ve Antalyalılar Evini açmış kişi olarak beni Genel Kurul Divan Başkanı olarak görevlendirdiler.

--Sevgili Hüseyin Sakarya başkanlığında Serkan Soykan, Zerrin Günal, Yakup Güzel, Musa Serel, Muammer köken ve Bahadır Dalmaz'dan oluşan yeni Yönetim ve Mehmet Tekelioğlu başkanlığında Denetim Kurulu Üyelerini seçtik. Kendilerine bu özverili görevlerinde başarılar dilerim.

--Şu Antalya Atatürk'ün dediği gibi "Dünya'nın en güzel şehridir" ama talana tabi tutulmuş, yok edilmektedir. Antalyalılar ise, bahçelerinden kopardıkları iki erik, portakal; bostandan kopardıkları iki domates, biber, salatalık ile yokluğu ve yoksulluğu, varlık içinde çomaç edip, yemeğe alışkın olduğundan, Antalya'da da, Ankara bürokrasisinde de öksüz ve yetimliğini sürdürür.

--Küçücük iç, doğu Anadolu, kara deniz köylerinden bile Bakan Yardımcısı(eskinin Müsteşarı), Genel Müdür, Vali, Kaymakam çıkan iken, bizim bürokratlarımızın boynu hep büküktür.

--O yüzden de, EYYY SEVGİLİ ANTALYALI HEMŞEHRİLERİM, sizin de eliniz kolunuz bu yüzden kısadır.

--1990'lı yıllar, Erol Öcal, Süleyman Sarıkaya gibi değerli Ağabeylerimiz, Mehmet Günal gibi arkadaşlarımız bana illa da sen başkan ol diye diretince, ben de hayır diyemedim ve her ilçeden ve bölgeden birer kişi alarak bir yönetimi belirledim.

--Alanya ve Doğudan o günün Sevgili Mevlüt (Sayın Bakan Mevlüt Çavuşoğlu), rahmeti bol olsun sevgili Veysel(Vali Veysel Dalmaz), Halen Başkan, Emekli Sandığının Muhtarı Hüseyin Sakarya, Kredi Yurtlar Kurumunun dert babası Akif Ciyer ve Derneğin o yıllar Müdürü sevgili Arif Öz'den oluşan bir liste ile yönetime gelmiştik. Daha sonra sayın Bakan Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, "Abi ben ABD'ye gideceğim işlerimden dolayı, iznin olur ise ben yönetimden ayrılmak istiyorum" diyerek AD'ye gitti.

--Sonra 1999'lu yıllar gelmiş. Baykal'lı CHP, barajı aşamamış TBMM'de yok. DR Bekir KUMBUL, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, bugünün Muratpaşa Belediye Başkanı sevgili Av Ümit Uysal'da CHP il Başkanıydı.

--Sevgili dostum Bekir Kumbul'un destekleri, sevgili Cevat Zeybek'in katkıları ile hem dernek merkezi hem de kira dahil tüm giderlerini Antalya Büyükşehir'in karşıladığı Ankara'da ki irtibat bürosu olarak 2000(Milenyum) yılında; CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve tüm partilerin Milletvekilleri, Vural Savaş Cumhuriyet Başsavcısı, Kemal Çelik ev üst düzey bürokrasinin katılımları ile Antalyalılar Evi'ni açmıştık

--Bekir Beyden sonra, Sayın Menderes Türel'de bir süre bu katkılara devam etti ama zaman ile Antalyalılar Evi'ne yardımlar kesildi. Mustafa Akaydın Hocam ise, resminin halen asılı durduğu binaya selam bile vermedi.

--Sağ olsun Tülay Arıcı Ablamız ve eşi Mersin Milletvekili Fevzi Arıcı sayesinde, sayın Menderes Türel'den son bir yıldır yine Antalyalılar Evi'nin giderleri karşılanmaya başladı.

--Genel Kurul'da sevgili Tülay Ablamıza bu katkılarından dolayı teşekkür plaketimizi sunduk.

--Yerel seçimler başladı. Dileyelim ki, yeni seçilecek başkan da sevgili Hocamız gibi Ankara'da ki Antalyalılar kör ve sağır olmaz.

--Neden Antalyalılar Evi?

--Siz hiç, cebinde 1.000 lira ile köyünden, kasabasından gelip 6 ay Ankara'da bu para ile yurt, yemek, harçlık "idare et" denilen kız öğrenciler ile karşılaştınız mı?

--Siz hiç, yurdu çıkmamış, sokakta yaşayacak kadar kötü Antalyalı bir öğrenci ile Çaresiz hastalığı olan bir yakını için Anakara'da olan, aç ve parasız bir Antalyalı ile karşılaştınız mı?

--Siz hiç, tayin olmamış, çaresiz gencecik bir ebe, hemşire, öğretmen kız ile kıvranır iken karşılaştınız mı?

--BEN KARIŞLATIM.

--Sokakların aç kurtlar ile dolu olduğu büyük şehirlerde, evet ben ve biz bir avuç Antalyalı, Ankara'da yine bu Antalyalı hemşehrilemiz için çırpındık. Hala da akıllanmadık Çırpınıyoruz.

--Ama sevgili Antalyalı hemşehrilerim, siz dertlerinizi biz Ankara'da ki Antalyalılara çözdürdünüz de, seçtiğiniz kişilerin çoğu MV olarak Başkan olarak buradakileri görmedi, görmezlikten geldi, bazıları yok saydı engelledi ve engelliyor.

--Bu bir sitem değil

--Ama bir sitem var elbette ki, bu paylaşımı gören, görecek olan Antalyalılar Evi'ni bilen, gelen, bir şekilde ilişkiler içinde olanların:

--"EVET YA, Antalyalılar Evi BU VE ANTALYALILAR DERNEDİĞİ DE BUNLARI YAPAR, SAĞ OLSUN DEMEMELERİNE!..

--Örgütsüz halk, soyulmaya, ezilmeye, horlanmaya ve yok edilmeye müstahaktır.

--BİZ, SİZ BÖYLE OLMAYIN DİYE ÇIRPINDIK, ÇIRPINIZYORUZ DA. Bazılarının yalakalarınca horlansak da, küçümsensek de, BİZ ANTALYALIYIZ ve ANTALYA İÇİN VARIZ!..

--Selam olsun Toroslara, Selam olsun Ak Denize. Selam olsun güzel yürekli dostlara.