Bizi tek adam yönetimine teslim eden bu seçim doğru adil ve meşru mudur?

                            Seçimin olağanüstü Hal koşullarında yapılması meşru mudur? MHP’nin bütün zıtlıklara ve İYİ partiye bölünmüş olmasına karşın Doğu Anadolu Bölgesinde oylarını yüzde yüz artırması olanaklı mıdır?

                            Halkımız günlük yaşamda her çeşit bilgiyi yüzde yetmiş oranında televizyon kanallarından ve medyadan almaktayken yüzde doksanı iktidarın yönetiminde ve denetiminde olan medya ile seçime gitmek meşru mudur?

                            Yüksek Seçim Kurulu Başkanının gece 04.30’da ekranlara çıkıp hiçbir oy miktarı belirtmeksizin sadece R.T.E.’nin kazandığını açıklaması doğru ve adil midir?

                            Türkiye’de yaşayan 81 milyon insanın vergileriyle parasını sağlayan kurumların; TRT’nin, AA (Anadolu Ajansı)’nın yine aynı şekilde maaşını tüm halkın vergileriyle alan Valilerin, Kaymakamların, Kamu görevlilerinin sanki AKP il ve ilçe başkanları gibi davranmaları, taraf tutmaları meşru mudur?

                            Ahmet ve Mehmet ALTAN’ların tutuklanma gerekçelerinde “subliminal” yani “bilinçaltı” propaganda yapmaları gösterilmişti.

                            Geçtiğimiz 24 Haziran 2018 seçimlerinde AKP yönetimindeki medya aynısını yapmıştır.  Seçmenlerin bilinçaltına RTE giderse PKK’ya karşı yurtdışı askeri harekâtlar da dâhil tüm “terör karşıtı mücadelenin” durdurulacağını, CHP’nin PKK ile HDP aracılığıyla işbirliği içinde olduğu yalanını, işlemiştir.

                            TRT’nin muhalefete çok cimri davranırken; RTE’nin karşısındaki adaylara insafsızca, ahlaksızca kısıtlama koyarken sanki iktidarın babasının televizyonu gibi davranması meşru değildir.

                            Seçim öncesinde devlet kaynaklarının kullanılması, halk kitlelerine parasal dağıtım yapılması, Devletin araçlarının ve uçaklarının adayın özel uçağı gibi kullanılması meşru değildir.

                            Sonuçta bu seçim meşru değildir. Bu seçimle kurulan iktidar da meşru değildir. Seçimle, sandıkla gelmek seçimi meşru kılmaz, toplumun örgütlü olması, siyasal partiler arasında eşit ve adil bir demokratik yarışma olması gerekir. Hiçbiri olmamıştır.

                            Bir devletin idaresinin, kayıtsız şartsız bir kişinin elinde bulunduğu yönetim şekline diktatörlük; yöneten kimseye de “diktatör” adı verilir (*). Fakat hakaret olarak algılanmasın diye biz “Başkan” veya “İmparator” ya da “Padişah” demeyi tercih edelim.

                            24 Haziran seçiminin üç sonucu vardır:

                            1-)Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti

                                Devleti iktidar tarafından yıkılmıştır.

                            2-)Medyaya hâkim olan ülkeye hâkim olur.

                            3-)24 Haziran seçimleri meşru değildir.

                           

(*)https://www.dmy.info/diktator-nedir-diktatorlerin-sozleri/