Türkiye Cumhuriyetini giderek bir din devletine dönüştürmekte olan AKP iktidarı tüm okulları imam-hatip haline getirdiği gibi çağdaş eğitim veren Askeri Liseleri ve Harp Akademilerini kapatarak, gerçek bir halk ordusu olan Türk Ordusunu, “paralı orduya” dönüştürmeye çalışmaktadır. 30 Ağustos 1922’de dünyanın en büyük devletlerine karşı zafer kazanan ordumuzun temel yapısını bozmaktadır. Yoksul ve fakat zeki çocuklarımızın; sınavla ortaokuldan sonra Askeri Liselere girerek okuma, yüksek öğrenim görme, askerliğin yüksek erdemini edinme ve çekirdekten yetişme olanakları ellerinden alınmıştır.

İktidar; hiç şüphe yok ki bu kadar cesareti, askerimizin başına çuval geçiren dış desteklerden almaktadır. Askerimizin başına esas çuval Ordumuzun belkemiği olan Harp Akademilerinin kapatılması, yüksek komuta kademesinde yer alan subayların tasfiyesiyle geçirilmiştir. Son terfilerde hiçbir subayın Orgeneral yapılmaması, Deniz Kuvvetlerimizde tek Amiral kalmayıncaya kadar haksız ve düzmece davalarla tutuklattırılarak orduyla ilişkilerinin kesilmesi rastlantı mıdır?

Askeri okulların kapatılması, harp okullarının yeniden düzenlenmesiyle ilgili Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Resmi Gazete'de yayınlanarak 31.07.2016’da  yürürlüğe girdi. KHK ile ayrıca kara-deniz-hava kuvvetleri Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı (669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve harp okullarını bir arada yer alacağı Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname).

Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde Milli Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kuruldu. Milli Savunma Üniversitesi, rektörlüğe bağlı olarak, kurmay subay yetiştirmek ve lisansüstü eğitim vermek amacıyla yeni kurulan enstitülerden kara, deniz ve hava harp okullarından, astsubay meslek yüksekokullarından oluşacak.” (Kaynak:https://www.kokpit.aero/askeri-okullar-kapatildi Hürriyet )

Bu yasanın hazırlıkları ne zaman yapıldı? Kamuoyunun bilmediği, tartışmadığı bu hukuk kuralları bir anda nasıl yasalaştı?

Böylece Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun tüm yapısı baştan sona kadar bozulmuş bulunmaktadır. Biz bu filmi Milli Eğitim konusunda da aynen yaşamıştık. Önce Eğitim Enstitüleri kapatıldı, öğretmen okulları haline getirildi. Sonra öğretmen okulları da kapatıldı Üniversite haline getirildi. Ancak öğretmenlik mesleğinin ruhu öldürüldü. Şimdi Eğitim Sistemimiz dünyanın en başarısız, en kötü örneklerinden biri haline dönüştü…

Eskiden emperyalist ülkeler sömürmek istedikleri ülkeleri zorla işgal ederlerdi. Sonra emperyalizm fikir değiştirip o ülkelerin yöneticilerinin kendi halkına ihanet etmesini sağladı. Böylece işgalsiz sömürüyü sürdürdüler.

Bugün Milli Eğitimimizin bozulmasını, Ordumuzun erinden en yüksek subayına kadar eğitiminin, orta ve yüksek öğretiminin hepsinin değiştirilmesinin nedenlerini buna bağlıyabiliriz.

AKP iktidarı tarihte Hürriyet ve İtilaf Partisinin devamı gibidir: Yunanlıların 15 Mayıs 1919’da İzmir’I işgal etmelerinden sonra Hürriyet ve İtilafçılar’ın “İngiliz Mandası” görüşü ağırlık kazandı. Bu nedenle 20 Mayıs 1919 tarihinde “İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Cemiyeti” adıyla bir dernek kuruldu.

“İşgal edilmiş bir ülkede, o ülkenin yurttaşları tarafından bir “İşgalcileri Sevenler Derneği”nin kurulabilmesi harhalde az rastlanır bir ihanet örneğidir.

İngiliz Muhipleri Derneği’nin önde gelen kişileri, İngiltere büyükelçiliği başçevirmeni Ryan, İngiliz Haber Alma Örgütünden General Deedes, Rahip Robert Frew, Şeyhülislam Mustafa Sabri, Hürriyet ve İtilaf Fğıkrası Başkanı Miralay Sadık, Hoca Vasfi, Ali Kemal, Adil, Mehmet Ali Beyler, Ziraat Bankası Müdürü Kamilpaşazade Şevket Bey ve danıştay üyesi Sait Molla’ydı. Padişah Vahideddin, Sadrazam Damat Ferid, Memduh, Cemil, Hamdi ve Ahmet Zülkifil Paşalar da derneğin onursal üyeleriydi.” (Cumhuriyetten günümüze gericilik, Yazan: Çağlar Kırçak  II.cilt Sa:26)

Bugünkü iktidar; Mustafa Kemal Atatürk’ün gelirinden yararlanarak “Vahdettin Sempozyumu” düzenledi. O Vahdettin’in  kendi ülkesinin işgalcilerini sevenler derneğinin onursal üyesi olduğu tarihi belgelerle sabittir. En yüksek din adamı olan Şehülislam’ın işgalcileri sevenler derneği üyesi olması, ayrıca ders alınması gereken bir ihanet örneğidir.

Şimdiki iktidarın benimsediği yol aynen Padişah Vahdettin’in padişah kalabilmek için İngilizlere teslim olması gibidir. Milli Eğitimi, Orduyu, Yargıyı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tüm yetkilerini, emperyalizmin (ABD’nin)  istediği biçime getirerek  mahvedeceksin, sonra da yurtseverlik taslayacaksın…

Bu ihanetleri halk anlamaya başlamıştır.

AKP gidicidir ama bu kadar doğa yıkımı, toprak satışı, madenlerin peşkeş çekilişi, petrolün yabancılara teslimi, devlet düzeninin bozulması ve ekonomik çöküş; ne sürede ve ne bedeller ödenerek giderilir yaşayıp göreceğiz…