Birkaç gün önce 45 yıllık dostum, arkadaşım, kardeşim Fahri Özcan’ı Gazipaşa’da sırladık. Yakalandığı amansız hastalıkla beş yıl kahramanca mücadele etti. Yaşamın son kırıntısına kadar ayakta kalmaya çalıştı. Ozan Yahya Kemal Beyatlı’nın “Rintlerin Ölümü” şiirinde “ölüm asude bir bahar ülkesidir rinde” dediği gibi, çektiği büyük acılardan sonra, öylesine bir huzur ve bahar ülkesine gittiğini düşünüyorum. Rint sözcüğünün anlamını açıklarken, Türk Dil Kurumu sanki Fahri Özcan’ı betimlemiş: “Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse”, “gönül eri” demek rint. Fahri Özcan da öyle birgönül eriydi…

 

Bir başka yönüyle de Fahri Özcan, CHP’nin Gazipaşa Örgütü’nde çıkarsız siyasetin yarım asırlık temsilcisiydi. Yıllarca yönetimde olsun, olmasın CHP’nin sadece altı oklu siyasetinin değil, ahlakının, erdeminin, insanlığının da mücadelesini ölünceye kadar sürdürdü.

 

Fahri Özcan’ı ilk kez 1976 yılında CHP İl Başkanlığına adaylığımda, Gazipaşa Kongresinde tanıdım. Akıl ve bilgi doluydu. Kafası siyasal analiz ve sentez yapabilen ender insanlardan biriydi.

 

Bilirsiniz siyasette bazı insanlar vardır, onları örnek alırsınız. Onlara bazıları “kanaat önderi” der, ben ise “siyasal kerteriz noktası” diyorum. Bildiğiniz gibi açık denizde yol alırken, yönünüzü bulmaya, nerede olduğunuzu anlamaya yarayan bazı gözlem noktaları vardır. Bunlar; bazen bir kara parçası, bazen bir yıldız, bazen de bir deniz feneridir. Fahri Özcan da böyle bir insandı. O bir yıldızdı bizim için, bir deniz feneriydi yol gösteren…

 

Fahri Özcan; Antalya siyasetinde de doğru olanları yapmıştır. Dost hatırına gerçekleri öteleyerek yeteneksiz, niteliksiz insanlara asla destek vermemiştir. Ne yazık ki bu yüzden çok da düşman edinmiştir. Bir zamanlar en yakınında olan bazı kişiler; bu yüzden, yıllarca acılar çektikleri; 12 Eylül 1980 darbesinin ağır işkencelerinden geçtikleri sırada yiğitçe yanlarında olan Fahri Özcan’a vefasızlığın en büyüğünü gösterdiler…

 

Gazipaşa’da bir gariban esnaf olarak hiçbir zaman siyasette bir makam, parasal getiri sağlayacak bir yere seçilmenin ya da atanmanın peşinde olmadı. Elli yıl, kendi arabasıyla, kendi olanaklarıyla, CHP’nin kazanması için çalıştı. O’nun dükkânı, CHP ilçe merkezinden sonra siyaset üreten ayrı bir merkez gibiydi. Hep verdi, hiç almadı, almak da istemedi.

 

1980’den sonra CHP kapatıldığında, Gazipaşa’da SODEP’in kuruluşunda, Halkçı Parti ile SODEP’in birleşmesinde; 12 yıl sonra CHP’nin yeniden açılmasında Fahri Özcan’ın katkısı vardır. O en kötü zamanlarda, CHP’nin sanki kaçınılması gereken bir sakıncalı örgüt gibi gösterildiği günlerde dimdik ayakta kalmış, teslim olmamış, kaçmamıştır.

 

 CHP; Türkiye’de 17 yıllık tek parti iktidarına rağmen son seçimlerdeki başarısına, bir günde, bir ayda değil elli yıllık direnmenin sonucunda ulaşmıştır.

 

57 milyon 93 bin 985 seçmenin sandık başına giderek oy kullandığı 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri sonuçlarına göre 10 milyon 560 bin 963 seçmenin oylarını kullandığı İstanbul ile 3 milyon 922 bin 163 seçmenin oy kullandığı Ankara'nın yanı sıra İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi 39.6 milyon kişinin yaşadığı büyük kentleri CHP kazandı. Bu rakamlara göre Türkiye nüfusunun yarısının Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tarafından yönetildiğini görüyoruz. Millet İttifakının demokrasi mücadelesinin geldiği bu nokta; herhalde bu bir aylık mücadelenin değil elli yıldan beri verilen emeklerin de katkısıyla ulaşılan bir sonuçtur.

 

Fahri Özcan; sonsuzluğa giderken tek bir talebi oldu. Bunu da yerine getirecek olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’tir. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in CHP’nin temel taşlarına sahip çıkmasını bekliyoruz.