YAZI/YORUM AV.GÜRKUT
ACAR
26.02.2019
24.DÖNEM ANTALYA MİLLETVEKİLİ
45 yıllık siyaset yoldaşım, gerçek bir
devlet ve hakl adamı Halil Akyüz’ü toprağa vermek üzere Trabzon’a gittim. Of
İlçesinin Yukarıkışlacık Köyünün bir tepesindeki aile mezarlığında sonsuzluğa
uğurladık. Işıklar içinde, huzur içinde uyusun.
Trabzon’dan hasta arkadaşım 45 yıldır bana
kadeşim kadar yakın, siyaset arkadaşım Ali Galip Ergül’ü ziyaret için, otobüsle
Sinop’a gittim. Yolda Giresun, Ordu, Samsun illerinden ve bunlara bağlı çok
sayıda yerleşim alanından geçtik.
Bundan otuz yıl önce de Karadeniz sahilini
Sinop’tan Sarp’a kadar gezmiştim. Hayran olmuştum. Bir yanı mavi, bir yanı
yeşil bir yoldan sanki bir cennetten geçiyormuş gibiydik.
Ancak bu kez bir yanı yine mavi fakat diğer
yanı beton bloklarla doldurulmuş bir duvardan gittik.
Fındık fiyatları dibe vurduğu için
fındıklarını çöpe atan üreticilere rağmen neden AKP’nin Karadeniz Bölgesinden
silme oy aldığını anladım nihayet!... Meğer Karadeniz sahilindeki illerin arsa
maliklerine on-on beş katlı yapı yapma olanağı verilmiş. Bu kadar büyük arsa
getirisini sağlayan güzelim iktidardan bir oy esirgenir mi ?
O güzel kentlerin beton yığını haline
dönüşmüş olması kimsenin umurunda değil...
Beton yığını olmayan bir Sinop kalmış!
Trabzon’dan Samsun’a otobüsle altı saatte;
Samsun’dan Sinop’a midibüs ile üç buçuk saatte gittim.
Sinop’tan İstanbul-Antalya dönüşünde çok
beğendiğim Skylife dergisini okurken Kanada’yı ve Montreal’i anlatan Şehnaz
Didem Yücel’in harika yazıları ve Montreal Turizm Arşivinden alınmış enfes
fotoğraflarla süslü on bir sayfalık “Bonjour, Hello Montreal!” yazısını okudum.
Yazının sonuna “Yapmadan Dönmeyin” dip
notuyla “Montreal Yer Altı Şehri” başlıklı yazı dikkatimi çekti. Diyor ki:
“Kentin altındaki metro istasyonlarını, alışveriş
merkezlerini, otelleri, restoranları, 1500’ün üzerinde mağazayı, 33
kilometrelik yürüme yoluyla birbirine bağlayan bir pasaj ağı olan Mentreal Yer
Altı Şehri’ni keşfedin. Montrealliler çok soğuk havalarda hiç yeryüzüne çıkma
gereği duymadan hayatlarına burada devam edebiliyor.”
Bunu okuyunca AKP’nin çılgın projeleri
aklıma geldi. Antalya’da, kentin dışında kalan birçok koy varken, milyon yılda
oluşmuş iki plajın (Konyaaltı ve Lara) önemli bir kısmını beton yığınına
çevirecek iki ihanet projesini düşündüm.
Oysa biz Antalya’da 1989 Yerel Seçimlerinde,
CHP Seçim Bildirgesinde Antalya halkına hem “kentsel dönüşüm”ü hem de
“Cumhuriyet Meydanından Belediye İşhanına kadar Yeraltı Çarşısı”nı
vaadetmiştik. Bunun karşılığında da tarihi dokuya aykırı Vakıf İşhanını
yıkacağımızı duyurmuştuk.
İçimizdeki bazı hainlerin de katılmasıyla ve
özellikle kentsel dönüşümün getirisinin, yine gecekondu halkına döneceğini
anlayan çıkarcı çevreler canımıza okudular. Ne yıkıcılığımız kaldı ne de
komünistliğimiz kaldı...
Vakıf İşhanı da “yıkıcı olmayan” bir başkan
tarafından yıkıldı (!), kimsenin sesi çıkmadı...
AKP iktidara geldiği günden bu yana sürekli
şekilde “çılgın projeler” üretti. Bu projeler sayesinde kentlerimiz yaşanmaz
hale geldi. Şimdi halkın göznü boyamak
için yapılan çılgın projeler yerine geleceği kurtaracak projeler çizmek
gerekmiyor mu?
Montreal’deki yeraltı şehri gibi Antalya’nın
altında, özellikle tüm otopark sorununu çözecek büyüklükte otoparklar yanında
alışveriş merkezleri, yeraltı çarşıları oluşturmaya var mısınız?
Bugünden Antalya Metrosunun projelerine
yapmaya var mısınız?
Antalya Merkez-Gazipaşa demiryolu hattını
yapmaya var mısınız?
Antalya-Burdur, Antalya-Isparta-Konya
demiryolu hattını yapmaya var mısınız?
Eğer çılgın proje diyorsanız bunları
yapınız.
Yapmazsınız, çünkü “Çılgın Projeleriniz”
gösterişe ve kandırmaya yöneliktir. Yapamazsınız çünkü her şeyi sattınız, tarımı,
sanayiyi, ekonomiyi bitirdiniz, para kalmadı.
Şimdi bizim “Çılgın Projelere” değil,
“geleceği kurtaracak” mantıklı, akıllı projelere gereksinmemiz var.