21 Nisanda Ankara/Çubuk’ta şehit Yener Kırıkçı’nın cenazesinde yaşanan saldırı sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün’ün serbest bırakılması tüm yurtta yargıya olan güveni yerle bir etti…

Olay sırasında, bir kadının elinde büyük bir taşla Kemal Kılıçdaroğlu’nun aracına vurduğu, bir başka kadının, Kemal Kılıçdaroğlu’nun götürüldüğü evin önünde “Yakın! Yakın!” diye bağırdığı herkes tarafından izlenmiştir.

Durum böyleyken saldırı açık ve kesin olarak “linç girişimi” olduğu halde tek sanıklı bir dava haline getirilmesi hukuken kabulü olanaksız bir güdümlü soruşturmadır.

Ortada topluca bir saldırı, mala zarar verme, kişiye vurarak zarar verme ve topluca hücum ederek mağdurun özgürlüğünü kısıtlama, bir eve sığınmak zorunda bırakma durumları varken basit bir protesto eylemi olarak kabul edilmesi;  ülkemizin hukuksal ve siyasal bakımdan ne hazin durumda olduğunun göstergesidir.

Aynı eylemler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmış olsaydı acaba kaç kişi tutuklanırdı?

Aynı yumruk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a vurulmuş olsaydı acaba “basit bir protesto eylemi” olarak mı kabul edilirdi?

Hiçbir saldırı yapılmadığı halde Gezi Protestolarını, yeni bir Ergenekon Davası haline getirmeye çalışanlar; Çubuk’taki bu olayların altında kaç örgüt ismi çıkarırlardı?

                  Hiçbir saldırı olmadığı halde, sosyal medyada  Cumhurbaşkanı'na hakaret”i düzenleyen madde nedeniyle ... özellikle AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk kez cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılında 132 dava varken, 2015'te bin 953, 2016'da 4 bin 187, 2017'de ise 6 bin 33 dava açıldı.”(*)

Hayali bir örgüt olan Ergenekon davası nedeniyle yüzlerce muvazzaf subay, emekli subay, yüzlerce yurttaş yıllarca tutuklu kaldı. Sadece Ergün Poyraz adındaki yazar, tamamen belgeye dayalı yazmış olduğu kitaplar nedeniyle yedi buçuk yıla yakın hapishanede yattı.

Çubuk olayı; Ana Muhalefet Partisi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı girişilmiş bir linç eylemidir. Planlı, örgütlü ve bilerek yaratılmıştır. Amaç Türkiye’de büyük yolsuzluklar ve ekonomik kriz nedeniyle giderek dağılmakta olan AKP’nin oy tabanındaki insanları bloklaştırmaktır.

İkinci bir amaç daha vardır: Türkiye muhalefetini şiddet olaylarının içine çekerek iç savaş koşullarını oluşturmaktır. Böyle bir savaşın kazananı olmaz.

John Lennon ne güzel söylemiş;

“Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey, şiddet dışı eylemler ve mizahtır…”

Çubuk’taki şiddet olayları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmış olsaydı, yüzlerce insan tutuklanır ve olay Ergenekon ya da FETÖ davası gibi bir dava haline getirilmiş olurdu…

Türkiye; iktidarın oynamakta olduğu bu oyuna gelmeyecektir.

Muhalefet asla şiddete şiddetle karşılık vermeyecektir.

 

(*)gazetekarinca.com › Güncel