Demokrasilerde siyasi partiler Demokratik hayatın
vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasilerin gelişmesinde ve kalitesinin artmasında
siyasi partilerin uyguladıkları siyasetin büyük önemi vardır.
Somut
olarak baktığımızda ülkemiz demokrasisi büyük sorunlar yaşamaktadır. Bunun en
belirgin örneği geçtiğimiz yıl 15 Temmuz günü Demokrasiye yönelik hain darbe
girişimidir. Aslında yas tutulması gerekirken düğün bayram kutlanan kahramanlık
destanları yaratılmaya çalışılan bu menfur olay ülkeyi 15 yıldır yöneten siyasi
partinin ucuz ve basit siyaset anlayışıdır.
İktidara
gelebilmek ve iktidarda kalabilmek için Demokrasiyi bir vasıta olarak gören ve
kullanan siyasi zihniyet bu anlamda her türlü ucuz siyaset tavırlarını
arttırarak sürdürmüştür. Konuyu biraz daha somutlaştıracak olursak din başta
olmak üzere Milliyet,bayrak vb. dini ve Milli değerler siyasette
kullanılmamalıdır.Daha açık bir deyişle siyasetin kışlaya,okula ve camiye girmesi siyaseti ucuzlaştırdığı gibi bu yüce
kurum ve kavramlara da büyük zarar verir.
2002’den
bu yana vesayet ve darbeleri önleyip gerçek Demokrasiyi getireceğiz söylemleri
ile iktidara gelenler siyasetin eskimiş ve ucuz yöntemlerini hoyratça kullanmaktan çekinmediler.
Dini
cemaatleri sivil toplum örgütleri olarak görüp bu cemaatler üzerinden siyasi
taraftar toplayan zihniyet aynı cemaatlerin dini hassasiyetlerini kullanarak
denetimsiz yardım paraları ile yine kendi siyasi faaliyetlerine sermaye
yaptılar.Cami yaptırıyoruz dan başlayarak Filistin başta dünyada ki zulüm gören
Müslümanlara yardım topluyoruz adı altında inanılmaz miktarda himmet paralarını
toplayarak kendi sermayelerini oluşturdular.
En
vahimi ise bu dini cemaat mensuplarının eğitimlilerini
Devletin en kritik kurumları TSK, Emniyet, Eğitim ve Yargıya yerleştirdiler,bu
yolla dindar ve kindar bir nesil,darbe yapmayacak bir ordu ve muhaliflerini susturup
hapislere atacak bir Yargı teşkilatı kurdurlar.Bu yolla TSK, Emniyet, Eğitim ve
Yargıda ki Atatürkçü ve Cumhuriyet yanlısı insanları tasfiye etiler.
Bir
an için başarılı olduklarını düşünseler de bu durum çok sürmedi ucuz siyaset
sonucu yarattıkları canavar kendilerine döndü aralarında ki menfaat çatışması
15 Temmuz gibi bir ucube ile karşı karşıya getirdi.
Ucuz
siyaset şimdide 15 Temmuz’dan bir kahramanlık destanı yaratmak istiyor.
Oysa
15 Temmuz ne Şerefli Türk ordusunun bir darbesi ne de Türk Milletine yönelik
bir darbe girişimidir.İddia edildiği gibi sokağa çıkan insanların tankın
egzozuna tişört tıkayarak,F-16’lara taş atarak,Belediyelerin iş makinaları ile
asgari birliklerin önünü kapatarak önlediği bir şey değildir.
Darbe
girişimi iktidarın devlete yerleştirdiği hain bir örgütün yine iktidara dönük
bir kalkışması ve hesaplaşmasıdır.Millet bundan büyük zarar görmüştür,ancak
asıl zarar gören ülkenin tarihi değeri yüksek başta Ordumuz olmak üzere şerefli
kurumları ile bizatihi devletin ta kendisidir.
Ez
cümle…
Ülkeyi
yönetenler kendileri gibi düşünenleri kahraman, dindar farklı düşünenleri ise
darbeci,vesayetçi,Fetöcü,PKK’lı DAEŞ mensubu,terörist olarak görme ve gösterme
şeklinde ki ucuz siyasetten derhal
vazgeçmelidir.İktidar eli ile yaratılan bu kamplaşma ve kutuplaşma geleceğimizi
son derece tehlikeli bir hale sokabilir.
Saygılarımla…