İktidara geldiğinden bu yana sürekli muktedir olamamaktan yakınan AKP ve Genel Başkanı Atatürk ve kurduğu Laik Cumhuriyetin tüm kurumlarını tek tek tasfiye ettikten sonra yine muktedir olamadığı düşüncesi ile son hamlelerini yapmaya başladı.

Son hamlenin hedefi Yargı olacaktı, kuvvetler ayrılığında güçler dengesini ve eşitliğini içine sindiremeyen siyasi iktidar, sürekli Yargı vesayetinden söz ederek muktedirliğe ve hatta tüm yetkileri eline alıp diktatörlüğe giden yolda hedef Yargı olarak belirlenmişti.

Hedefe varmak için 12 Eylül 2017 tarihinde yapılan referandum ile bağımsız olması gereken “HSYK”(Hakimler, Savcılar Yüksek Kurulu) siyasal iktidara bağlanarak yerleştirilen cemaat Hakimleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyete kumpas davalar ile operasyonlar düzenletildi. AKP Genel Başkanının açıkça “Ben bu davaların savcısıyım” demekten dahi imtina etmediği ve siyasal iktidarca yürütülen davalar ile TSK, Emniyet ve Cumhuriyetin temel Devlet kurumları tasfiye edilerek, siyasal iktidara bağlandı.

Bu suretle Yargının üçayağından (İddia, Yargılama ve Savunma)  ikisi (İddia ve Yargı) siyasal iktidara tabi kılındı.

Artık TEK ADAM rejimine geçmek için Anayasayı değiştirmekten başka bir engel kalmamıştı.

Bunun için meclis çoğunluğu ile referandum kararı alıp yine iktidara bağlanan YSK (Yüksek Seçim kurulu) eli ile referandum sonuçları iktidar lehine çıktı.

2019 yılında geçilecek Başkanlık Sistemi (Partili Cumhurbaşkanı) beklenmeden “Tarafsızlık Yemini” eden Cumhurbaşkanı Cumhurun başı olmaktan çıkarılıp AKP’nin Genel Başkanlığına getirildi.

Artık Tek adamlığın önünde engel; iktidarın politikalarına muhalefet eden Ana Muhalefet partisi, yeni kurulan İyi Parti ve meclis dışındaki diğer partiler kalmıştı, onlar da referandum ile getirilen ucube Başkanlık Sistemi ile zaten işlevsiz kalacaklardı.

Bu durumda önlerinde ki en önemli engel gidecekleri TEK ADAM rejiminin en büyük pürüzü; Yargının yok edilemeyen en önemli ayağı “SAVUNMA” kalmıştı.

Savunmayı yok etmek için şu anda düğmeye basılmış durumdadır. Türk Tabipler Birliği ve TÜMMOB’un bir açıklamasını bahane ederek önce bu önemli Sivil Toplum Örgütlerinin isimlerinin önündeki “Türk” kelimesinin kaldırılması gerektiğine hükmeden AKP Genel Başkanı Türkiye Barolar Birliğinin de isminde ki Türkiye kelimesinin kaldırılması gerektiğini ve en önemlisi “Kuruluş Yasası”nda yapılacak değişiklik ile Türkiye Barolar Birliğinin Birliğini yok etmek için bölgelerde veya İllerde yandaş Baro veya Baro birlikleri kurulmasına olanak veren düzenlemeler hazırlanmaya başlandı.

Başta Değerli Birlik Başkanımız Prof. Dr. Av. Metin FEYZİOĞLU ile geçmişte yaşadığı bir sorunun kişisel intikamını almak için fırsat kollayan AKP Genel Başkanı bu durumu değerlendirerek Yargı’da SON KALE SAVUMAYI’da Birlik Başkanı ve görüşlerini açıklayan diğer Sivil Toplum Örgütlerinin Yöneticilerini bahane ederek Yargının son kalesi savunmayı da tıpkı HSYK gibi yandaş barolar ve birlikler yaratarak TEK ADAM’a bağlama yoluna gidildi.

Hiçbir şekilde kabul edemeyeceğimiz bu gelişmelere 24 Şubat 2018 tarihinde Ankara’da toplanacak Yönetici Avukatlar tepki vereceğiz.

Ancak bu tepkinin anlam kazanabilmesi için savunma hakları büyük ölçüde ellerinden alınacak olan toplumun destek vermesi gerekmektedir.

Biz; savunma kurumunun birer üyesi olarak, TEK ADAM rejimine karşı çıkan toplumun büyük kesimini, bu tavra destek vermeye çağırıyoruz, Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyete inanmış insanlarımızın desteği ile başaracağımıza da inanıyoruz.

Saygılarımla…