Ana muhalefet partisi liderinin ‘ADALET için İstanbul’a kadar yürüyeceğim’ sözü ile başlattığı adalet yürüyüşü her gün artan katılımla sürüyor.

Yürüyüşe katılanların profiline bakıldığında eğitim düzeyi yüksek, meslek sahibi, akademisyen, sanatçı, yazar, hukukçu ve değişik meslek ve kariyere sahip insanlar,

Yaş olarak da militan olamayacak durumdalar,

Hal böyle iken iktidar ve onun sadık destekleyicisi olmaktan öte geçip sözcüsü durumuna gelmiş muhalefet partileri bu yürüyüşe sonuna kadar destek verecekleri yerde yürüyüşü başlatan ana muhalefet partisi liderini ve katılanları militan terörist olmakla itham ediyorlar. Ellerine adalet pankartı dışında herhangi bir şey almayan, silahsız bu insanların tepkilerini şiir, musiki ve halk oyunları oynayarak vermeleri de terörist yakıştırmasına ne kadar uyuyor anlamak güç.

İktidar ve sadık sözcüleri bu yürüyüşü cop, biber gazı, tazyikli ve boyalı su vb. yöntemlerle engellenmemesini ”lütuf” olarak göstermekten öte insanları yürüyüşe katılanlara saldırı yapmalarını sağlayacak açıklamalar yapmaktadır.

Davaların yıllarca sürdüğü, adil yargılamaya başta süre olmak üzere pek çok konuda uygun olmayan kararların verildiği Ülkemizde 15 yıllık AKP iktidarında Yargı şimdilerde silahlı terör örgütü ilan edilen FETÖ’nün güdümünde hakim ve savcılarla doldurulup “kumpas davalar ile şerefli Türk ordusu mensupları, şerefli Emniyet mensupları, şerefli yargıç ve savcıları, şerefli akademisyenler velhasıl ülkenin onurlu insanlarının zindana atıldığı bir dönemden karşı fikirde olanları terörist suçlaması ile cezaevlerine gönderen bir yargı işleyişi söz konusudur.

Her gün verdiği karardan dolayı açığa alınan, tutuklanan hakim savcılar ile bunların yardımcıları adliye çalışanları standardı olmayan tutuklama kararları ve akabinde verilen aynı tarz tahliye kararları,

Yargının siyasal iktidarın talimatı ile hareket eder duruma getirildiğine dair daha birçok somut olgu…

Siyasetçilerin, Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, Akademisyenlerin, gazetecilerin, sanatçıların salt iddia ile tutuklatıldıkları bir yargı düzeni, kendisi ve yakınları bu hukuksuz ve adaletsiz yargılama ile tutuklanıncaya kadar, işten atılıncaya kadar, görevinden alınıncaya kadar sesini çıkaramayan korku toplumu…

Bu ahval ve şerait içersinde yapılması gerekeni yapan siyasetçi ve aydın kesime yönelik terörist suçlaması, adalet yürüyüşünü itibarsızlaştırma çabaları,

Söyleyeceğim son söz bu doğru, tutarlı ve gerekli tavra icabet etmiyorsan bari konuşarak veya başka bir şekilde engelleme…

Vakti ile Diyojen’in söylediği gibi “Gölge etme başka ihsan istemez”…