Antalya'daki devlet okulunda, 4'üncü sınıfa devam eden,
9- 10 yaşındaki 25 öğrenciye, cinsel istismarda bulunduğu
iddiasıyla tutuklu yargılanan sınıf öğretmeninin davası için
kente gelen UCİM Başkanı Saadet Özkan, 2'nci gün basına kapalı
gerçekleştirilen başka duruşmadan öğretmenin tahliye edilmesi kararına tepki
gösterdi.
'SANIK, AVUKATA 'SUS' DİYEBİLECEK KADAR RAHATTI'
Adliye binası dışında dernek üyeleriyle birlikte
açıklama yapan Saadet Özkan, duruşmalara konulan basın yasağı ve savcının
beraat talebi ile sanığın tahliyesini eleştirdi. Özkan, "Mahkemenin tutumu
korkunçtu. Biz şunu gördük; sanık, avukata 'sus' diyebilecek kadar çok rahattı.
Annesi, dışarıda dizlerini dövdü. Çok acıydı. Bugün tutuksuz yargılamak üzere
tahliyesini verdiler. Biliyoruz ki bugün çıkan tahliye diğer davalara da emsal
gösterilecek. Eline kalemini almış bir öğretmen vardı; ama bu bir öğretmen
değildi. Bu bir vatan hainiydi. Çok acı" diye konuştu.
'KURBANLIK KOYUN GİBİ ÇOCUKLARI, BU ADAMA VERDİNİZ'
Öğretmenle ilgili 2016 yılında şikayet olduğunu da
hatırlatan Özkan, "Okul müdürü, beni dinliyorsan, seninle de işimiz
bitmedi. Çıkıp bu adamı aklamaya çalıştın. Olayı bir güzel kapattınız.
Kurbanlık koyun gibi bu çocukları, bu adama verdiniz. Bu adam pencereyi
kapattı, ondan sonra çocuklara nitelikli cinsel istismarda bulundu. Çocuklara
bu kötülükleri yapmaya doymadınız. Acilen bu davalarla ilgili çözüm bulunsun.
Aileleri; müdür ve müdür yardımcıları ikna ederken, 'Biz sizin haklarınızı
savunuruz. Gelin, imza verin, bu adam ceza alacak' diyor. Sonra da buraya
geliyor, 'Bu adam böyle değildi' diyorsunuz. Böyle öğretmenlik olur mu? Sanık
ne güzel elini, kolunu, kalemini sallaya sallaya hesap soruyor. Bu ülkenin
avukatları ne demeye var? Bu konulara bir çözüm bulamazlarsa bu
vatanın bu insanlarını net bir şekilde yürüyüşe davet ediyorum. Hep
birlikte mücadele edeceğiz" dedi.
'SAPIKLARDAN RİCA MI EDELİM?'
UCİM İstanbul Koordinatörü avukat Özlem Dörtkardeşler ise
kendilerini üzen duruşmadan çıktıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Öğretmen, 25 çocuğu taciz etmiş. Bu durum, çocukların
beyanları ve pedagog raporlarıyla sabitlenmiş. Sanığın tahliyesi istendi.
Gerekçe olarak da yine her zamanki gibi delil yokluğuna dayanıldı. Çocukların
soyut beyanlarından başka delilin olmadığı söylendi. Biz sapıklardan rica mı
edelim? Yanlarında kamera mı taşısınlar? Bu suçun ne delili olacak? 7- 8
yaşında 25 çocuk, 'Öğretmenim beni taciz etti' diyor. Bu çocuklar, bunu ne
amaçla söyledi? Bu aileler, bu çocukları ellerinden tutup da adliye
koridorlarında, mahkeme salonlarında neden süründürüyor olabilir? Bu işler
gerçek olmasa nasıl gerekçesi olabilir? Biz anlayamıyoruz. Bu sanıklardan
bıktık, usandık. Bunlara bu kadar taviz verilmesinden, diğerlerinin teşvik
edilmesinden bıktık, usandık. Okul müdürünün beyanına dayanıyor savcılık. 'Daha
önce böyle bir şey duymadık' diyor. Daha önce duyulmamış olması, bu suçu
işlemediği anlamına mı gelir? Bu adamın Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki özlük
dosyasında daha önce bu konuda kendisiyle ilgili şikayetlerde bulunulduğuna
dair beyanlar var. İfadeler alınmış. Okul müdürü bunu saklıyor. Özlük dosyası,
mahkeme heyetine kadar gelmiş; mahkeme heyetinin bundan haberi yok. Heyet biz
avukatlara kızıyor. 'Bu konuda daha önce bu adam hakkında şikayette
bulunulmamış' diyor. Bu adamı yarın beraat ettirecekler. Mahkeme, bu duruşmada
tahliyesine karar veriyor. Allah'tan diğer davalarda tutukluluğu devam ediyor.
23 senelik avukatım, bu suçun başka ne delili olacağını benim aklım
almıyor." Basın açıklaması devam ederken, adliyeye gelen sağlık ekipleri,
fenalık geçiren mağdur çocukların annelerine ambulansta müdahale etti.DHA
Editör: TE Bilisim