Heyelan Karadeniz Sahil Yolu’nu Trafiğe Kapatmıştı! Bakanlık Açıklama Yaptı Heyelan Karadeniz Sahil Yolu’nu Trafiğe Kapatmıştı! Bakanlık Açıklama Yaptı

Beşiktaş Gayrettepe'de 2 Nisan tarihinde tadilatta olan gece kulübünde çıkan yangında 29 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından, olayla ilgili 5'i tutuklu 22 sanığın yargılanmasına İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Davada, yangının çıkmasına ilişkin ihmallerle suçlanan Beşiktaş Belediyesi'nin eski başkan yardımcıları ve ruhsat süreçlerinde yer alan kamu görevlileri savunmalarını sundu.

İstanbul Beşiktaş'taki Gece Kulübü Yangını Davası Devam Ediyor

16 katlı binanın eksi 1 ve eksi 2. katlarında faaliyet gösteren gece kulübünde çıkan yangın, ihmallerin ve gerekli önlemlerin alınmamasının trajik sonuçlara yol açtığını gösterdi. İddianamede yangının, tadilat sırasında elektrikli kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların kolay yanıcı malzemelere sıçraması sonucu başladığı belirtildi. Ayrıca yangın sırasında işletmede acil aydınlatma sistemi ve yangın dolaplarının çalışmaması nedeniyle facianın boyutunun arttığı vurgulandı.

Ruhsat Hukuka Uygun

Beşiktaş Belediyesi’nde 2008 yılına kadar başkan yardımcısı olarak görev yapan Ahmet Koray Bayraktaroğlu, ''Yaşanılan olaydan dolayı hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Ben geçmişte belediye başkan yardımcılığı görevi yaptım. Başkan yardımcısı olduğum dönemde olaya konu yer için düzenlenen ruhsatta imzamın bulunması nedeniyle burada yargılanıyorum. ‘Yangına karşı alınan koruyucu önlemler yeterlidir' şeklinde değerlendirme sonucunda Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü talep edilen içkili lokanta ruhsatını düzenlemiştir. Başkan yardımcısı olarak görevim, ruhsat denetimi sonrası Ruhsat Müdürlüğü'nün işleri yapıp yapmadığını, ruhsat vermeyi engelleyici bir görüşün olup olmadığını kontrol etmektir. Verilen ruhsat hukuka uygundur. Ruhsatın verilmesinden 8 ay sonra emekli olarak ayrıldım. Bu yıl 2008'dir. Söz konusu yere bizim verdiğimiz ruhsattan sonra 4 kez ruhsat verilmiştir. Her verilen ruhsat, önceki ruhsatı ortadan kaldıran yeni bir işlemdir. Görevli olduğum dönemde bu olaydaki vahim duruma sebebiyet verecek herhangi bir davranışım söz konusu değildir. Geçmişte imzaladığım ruhsat hukuka uygun olup, hakkımda beraat kararı verilmesini talep ederim'' dedi.

Ruhsat, Devir Ruhsatıdır

Belediyede kamu görevlisi olan Lalehan Taşdelen ise, ''Ben 2017-2019 yılları arasında Ruhsat Denetim Müdürlüğü'nde görev yaptım. Benim görevim veri ve evrak hazırlamadır. Benim denetim ve imza yetkim yoktur. En alt kademede görev yapmaktayım. 2018 yılında davaya konu işletmeye verilen ruhsat, devir ruhsatıdır. Ben paraf atmışımdır. Mekan denetleme yetkim yok. Denetim konusunda bir eğitimim de yok. Vahim kazada bir sorumluluğum yoktur. Yeni bir başvuru olsaydı tüm yazışmaların yapılması gerekiyordu. İmar yazışmaları, emniyet yazışmaları gibi. Evrak geldiğinde onları hazırlarız, bir sorun yoksa müdürümüze sunarız. Onay verme kararı müdür ya da başkan yardımcısına aittir. Devir ruhsatında ise beyana istinaden ruhsatı tamamlarız. Adres değişmediği sürece ruhsatı verebiliyoruz. Önceki ruhsata istinaden bu ruhsatı veriyoruz. Beraatımı talep ediyorum'' diye konuştu.

Duruşmada söz verilen müştekiler ise olaya ilişkin şikayetçi olduklarını ve sanıkların cezalandırılmasını istediklerini söyledi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 5 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.

İddianamede Yer Alan Detaylar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 29 kişi ‘maktul', 27 kişi ‘müşteki', 9 kişi ise ‘şüpheli' sıfatıyla yer almıştı. Müşteki şüpheli Ercan Erkan, dumandan etkilenen müşteki Usamettin Yıldırım ve ayrıca Gülden Taşpınar'ın yaralandıklarının belirtildiği iddianamede, savcılık ve bilirkişi heyetinin olay yerinde yaptığı çalışma sonucu işletmenin sahiplerinin şüpheliler Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül ve Mehmet Memduh Ceylan olduğu, mesul müdürünün şüpheli İsmet Şen olduğu, işletmenin tadilat dolayısıyla metal işlerini yapan kişilerin şüpheliler Çağatay Altunel ve Kahraman Erdem olduğu kaydedilmişti. Dursun Çelik ile Sibel Çelik'in işletmede bulunan asansörlü ve hidrolik destekli sahneyi kuran şirketin sahibi olduklarının aktarıldığı iddianamede, İbrahim Bildirici'nin ise işletmenin tadilat ve tamirat işlerinden sorumlu olduğunun tespit edildiği aktarılmıştı. Olaya ilişkin yangın raporuna da yer verilen iddianamede, yapılan incelemede işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun oluştuğu, bu alanda yapılan detaylı incelemede tadilat amacıyla kullanılan ve prize takılı halde bulunan elektrikli kaynak makinesi, elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sayıda sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğunun gözlendiği kaydedilmişti. Hazırlanan iddianamede, kaynak çalışması sırasında elektrikli kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların ses yalıtım, izolasyon ve döşeme gibi kolay yanıcı nitelikteki malzemeleri tutuşturmasıyla yangının başladığı, hızla gelişerek çevresine yayıldığı, çalışanların taşınabilir yangın söndürme cihazlarıyla (kuru kimyevi toz) yangını söndürmeye çalıştıkları, yangının hızla büyümesi ve yayılması sırasında işletmede yoğun duman oluştuğu ve elektriğin kesildiği ifade edilmişti. İddianamede, iş yeri dahilinde acil durum aydınlatmaları ile yönlendirme levhalarının olmadığı, sprinkler söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmadığı, yangının söndürülmesi sonrasında ise kurtarma faaliyetleri çerçevesinde işletme içerisinde farklı noktalarda hareketsiz yatar vaziyette kişilerin bulundukları yerden çıkarılarak sağlık ekiplerine teslim edildiği belirtilmişti. Bilirkişi heyetinin raporuna da yer verilen iddianamede, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda yer alan ‘sağlık gözetimi' maddesi ile Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'te yer alan ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi' maddesi ve aynı yönetmeliğin ‘Eğitim süreleri', ‘Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım' maddesine uyulmadığının tespit edildiği, ayrıca İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği'nin ‘iş ekipmanı ile ilgili kurallar' maddesinin hükümleri ile İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirme Yönetmeliği'nin ‘işveren yükümlülüğü' maddesine uyulmadığı da aktarılmıştı. Hazırlanan iddianamede, gece kulübünde gerekli tedbirlerin alınmadığı, tadilat işlemlerinde gerekli özenin gösterilmediği, şüphelilerde kusur bulunduğu, şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılmak suretiyle öngörülebilecek ancak istenmeyen neticenin gerçekleşmesine iradi hareketle sebebiyet verildiği belirtilmişti. 9 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan ayrı ayrı 2 yıl 8'er aydan 22,5'ar yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. Öte yandan yangına ilişkin yürütülen ayrı bir soruşturma kapsamında dönemin Beşiktaş Belediyesi başkan yardımcıları, ruhsatta imzası bulunan kamu görevlileri ile itfaiye çalışanlarının da aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında daha iddianame düzenlenmişti. Hazırlanan iddianame mevcut dosya ile birleştirilmişti. Birleştirilen dosya kapsamında sanıklar eski Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcıları Ali Rıza Yılmaz, Ahmet Koray Bayraktaroğlu, Yasemin Saral, Ahmet Mithat Şermet, İtfaiye Çavuşu Fazlı Yavuz, eski İtfaiye Zabıta Amiri Numan Bulburu, eski İtfaiye Müdür Yardımcısı Tuncay Akdağ, eski İtfaiye Teknik Müdür Yardımcısı Şükrü Öztürk, belediyede çalışan kamu görevlileri Feridun Tayfun Erelmas, Lalehan Taşdelen Başkaya, Nilüfer Oğuz, Rahşan Tekin Ölmez ve Uğur Türkyılmaz hakkında ise ‘görevi kötüye kullanma' ve ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçlarından ayrı ayrı 2 yıl 6 aydan 17 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

Kaynak: İHA