SES Antalya Eş Şubesi tarafından yapılan açıklamada ebeler ve hemşireler olarak hastanelerde ve birinci basamak sağlık hizmetleri alanında iş ve gelir güvencesizliği, yoğun nöbetler, angarya, düşük ücret ve riskli çalışma koşulları gibi sorunlar ile yüz yüze olduklarını iddia etti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, 5 Mayıs Ebeler 12-18 Mayıs Hemşireler Haftası nedeniyle basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını SES Antalya Eş Şube yönetim kurulu adına Necmiye Öztürk yaptı. Öztürk, ebeler ve hemşireler olarak hastanelerde ve birinci basamak sağlık hizmetleri alanında iş ve gelir güvencesizliği, yoğun nöbetler, angarya, düşük ücret ve riskli çalışma koşulları, performans ve emekliliğe yansımayan ek ödemeler gibi sorunlar ile yüz yüze olduklarını iddia etti.
AB ÜLKELERİNİN 4
KATI
Öztürk, “Sağlık alanında neoliberal dönüşümü gerçekleştiren AKP Hükümetleri eliyle yaratılan bu tablo sağlık hizmetinin her şeyden önce bir ekip hizmeti olduğunu yok sayan ve sağlığı metalaştırmaya çalışan bir anlayışın ürünüdür. Sağlık Bakanlığı'nın 2013 istatistiklerine göre, Türkiye'de 139 bin 544 hemşire ve 53 bin 427 ebe aktif olarak çalışıyor (bu konuda erişilebilir istatistiklerin 2013’ten beri güncellenmemesi önemli bir sorundur). Türkiye’de 100 bin kişiye düşen ebe-hemşire sayısı 252 kişidir. AB ülkelerine bakıldığında ise 100 bin kişiye düşen ebe-hemşire sayısı ortalama 836’dır. Yani Türkiye’de çalışan ebe-hemşireler AB ülkelerine göre 4 kat daha yoğun iş yükü ile karşı karşıyadır” dedi.
KADROLU İSTİHDAM
İSTİYORUZ
Personel açığı kadrolu istihdamla kapatılmalıdır diyen Öztürk, “Kamu hastaneleri, her yıl artan hasta sayısına karşın yetersiz hemşire kadrosu nedeniyle ihtiyacı karşılayamamaktadır. Yeterli hemşire ve ödenek olamamasından dolayı bazı hastanelerde servisler kapatılmakta, personel sayısının düşüklüğü nedeniyle emekçiler yoğun nöbetlere, ağır işi yüküne ve şiddete maruz kalmaktadır. Vekil, 4/C’li istihdam edilen veya aile sağlığı merkezlerinde kamu dışı aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılan biz ebe-hemşirelerin, kadro ve güvence beklentisi 2016-2017 toplu sözleşmesinde de karşılanmamıştır. Taşeron işçilere kadro düzenlemesine ilişkin çalışmalarda da bu statülerde çalışan ebe/hemşireler kapsam dışı bırakılmıştır. Ucuz maliyetler taşeron şirketlerden hizmet alımının en önemli sebebidir. Kamu sağlık alanında taşeron şirketler aracılığıyla hizmet alımının derhal sonlandırılması ve tüm çalışanların kadrolu istihdam edilmesi öncelikli talebimizdir” diye konuştu.
EN ÇOK ŞİDDETİ EBE
VE
HEMŞİRELER GÖRÜYOR
Sağlık alanında şiddete en fazla maruz kalan kesimin ebeler ve hemşireler olduğunu belirten Öztürk, “Hükümetin yeni düzenlemesine göre, taşeron işçilerin ve intörnlerin sağlıkta şiddet konusunda devletten hukuki yardım almaları engellenmektedir. Sağlık emekçileri arasında meslek, kıdem ve kadro açısından ayrımcılık yapılması kabul edilemez bir tutumdur. Hemşirelik ve ebelik alanında verilen eğitimin niteliği halkın sağlığı açısından ciddi bir tehdittir. Yükseköğretim kurumları mevcut kaynakları ile orantılı olmayan sayıda öğrenci almaya zorlanmaktadır. Lisans kontenjanları son 20 yılda 21,8 kat, toplam öğrenci sayısı 19,7 kat artarken öğretim üyesi sayısındaki artış 8 kat; öğretim elemanı sayısındaki artış ise 8,7 kat olmuştur. Hemşire öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 1996-1997 öğretim yılında 58 iken 2015-2016 öğretim yılında 74’tür. Son 20 yılda, lisans öğrenci sayısı hızla artmasına karşın eğitici sayısı artışları bunun gerisinde kalmaya devam etmiştir’’ şeklinde ifade etti.
BAŞKA İŞLERDE
ÇALIŞMAYA
ZORLANIYORUZ
Türkiye'de ebeler ve hemşirelerin hem kamuda hem de özel sağlık alanında kendi iş tanımlarının dışında başka işlerde de çalışmaya zorlandıklarını söyleyen Öztürk, şöyle devam etti: “Neoliberal sağlıkta dönüşüm programı bizlerin mesleki sorunlarını daha da büyütmüş ve ebelik-hemşirelik “yardımcı sağlık elemanı” algısıyla yürütülmeye başlanmıştır. Ebelik ve hemşirelik mesleklerimizin görev sınırları belirsizleştirilerek mesleki bağımsızlığımız yok edilmektedir. Ebelik ve hemşireliğe ilişkin mesleki görev alanları derhal netleştirilmelidir. Tüm emekçiler gibi ebeler ve hemşireleri de gelecek güzel günlere olan inancımızla hep birlikte omuz omuza mücadeleye davet ediyor ve 5 Mayıs Dünya Ebeler Günün, 12-18 Mayıs Hemşireler Haftasını kutluyoruz.” DENİZ TOPKAYA