İklim değişikliği, tüm dünyayı etkileyen ve tarım sektörünü de olumsuz etkileyen önemli bir sorundur. İklim değişikliğinin etkileri arasında kuraklık, seller, orman yangınları, aşırı sıcak ve soğuk hava olayları yer almaktadır. Bu etkiler, tarım ürünlerinin üretimini ve verimliliğini azaltmakta, çiftçilerin gelirlerini düşürmektedir.
Tarım makineleri, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Tarım makineleri, toprağın daha verimli kullanılmasına, sulama ve gübreleme işlemlerinin daha tasarruflu yapılmasına, zirai ilaçların daha etkin kullanılarak çevre kirliliğinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Panelde öne çıkan görüşler
Antalya'da düzenlenen Growmach Fuarı çerçevesinde düzenlenen uluslararası konferans oturumlarında, "İklim Değişikliğinin Bölgelerde Kullanılan Tarım Makinası ve Ekipman Çeşitliliğine Etkisi" konusu masaya yatırıldı.
Oturumda, Uluslararası Tarım Yazarları Derneği (IFAJ) üyeleri Adrian Bell ve Nicoleta Dragomir, iklim değişikliğiyle mücadelede tarım makinelerinin önemini vurguladı.
IFAJ Yönetim Kurulu üyesi Adrian Bell, "İklim değişikliği artık global bir sorun haline geldi ve bu durumdan endişe duymalıyız. Birçok ülke kendi tarımını korumak için önlemler alıyor. Tarım makineleri sera gazının yüzde 10'unu oluşturuyor. Toprak üretilen bu karbonu içine hapsediyor ve ürünlerin de verimliliği azalıyor. Toprağın ve suyun önemini kavramak ve korumak için uluslararası çapta adımlar atılmalı. Toprağı daha verimli kullanmamız gerekiyor. Çünkü toprağın bu karbonu absorbe etmesinin de bir belli kapasitesi var. Zamanla bu gazlar doğaya tekrar salınıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte bu tarım makineleri konusundaki yetkinliğimiz de çoğaldı. Farklı toprak çeşitlerinde üretebildiğimiz ürün çeşitliliği de arttı. Tarım makineleri ve teknolojilerinin doğru kullanımı aslında bize birçok imkan da sağlıyor. Bu imkanların doğru kullanılmasıyla birlikte iklim değişikliğiyle mücadele etmemiz mümkün" diye konuştu.
Romanya Tarım Yazarları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nicoleta Dragomir ise, "Romanya çok önemli tarım havzalarına sahip. Genelde aile çiftçiliği yöntemiyle geleneksel tarım yapılıyor. Çünkü çiftçilerin yeni teknolojilere ulaşmak için ayıracak bütçeleri yok. Son dönemde AB destekleri sayesinde tarım mekanizasyonu konusundaki yatırımlarımız da arttı. Öte yandan son 3 yıldır ülkemizde kuraklık söz konusu. Üretim miktarımız ve verimliliğimiz de azaldı. Tarımsal sulama ve sürdürülebilirlik daha da önem kazandı. Kimyasal gübrelerin kullanımı azaltılmalı. Suyun tükenebilir bir kaynak olduğunun farkındayız. Su kaynaklarının korunması ve tasarruflu kullanılması gerekiyor. Geleneksel yöntemlerle bu mümkün olmuyor. Bu konuda özellikle küçük çiftçilerin bilinçlendirilmesi önemli. Bu sorun yalnızca tarım makineleri kullanmakla çözülemez. Zihniyetin değişmesi lazım. Hem teknolojinin etkin kullanılması hem çevrenin korunması hem de ürün verimliliğinin sağlanması lazım" dedi.