Elbette ki herkes, bir şey; herkes her şeyi biliyor. Herkes
düşünüyor, görüyor da; BUNLARIN HEPSİ GÜZEL DE, sonuç? Benim dünyaya bakış açım
soldan, hakça, halkça ve demokratça. İnsan ve insanlar ile birlikte, İNSANCA. Konuştuğum
insanların hemen hemen tamamı sayılacak kadarı birçok şeyden endişeli.
Güvensiz. Üzgün. Mutsuz. Bedava tabağına, kaşık çalan hatırı sayılır bir gurup
var ki, ne deseniz de, ne düşünseniz de onlar için her şey, boş. Hem de
bomboş!.. Bedava yaşamak, bir yaşam biçimi olmuş. Yıllar önce duymuştum,
"Bedava sirke, baldan tatlıdır" da, "Bedavadan da, daha pahalı
bir şey yoktur" diye. Evet, bu günün dünyasında herkes her şeyi görüyor,
biliyor ama gösterildiği kadar, gösterildiği gibi. SAHİBİNİN SESİ olarak. Herkesin
elinde bir dürbün var ama DÜRBÜNCÜ, dürbünü nasıl tutar ise, bakanlar da öyle
görüyorlar. İşte sorunda tam burada.Yerel seçim yaklaşmış, herkeste bir
heyecan, herkes bir yakışıklı, bir güzel olmuş ki sormayın, gitsin. Burunları
yere düşse, eğilip almayacak çoğu kişi, bir hörmetli, bir anlayışlı, bir cana
yakın ki anlatamam. "Arz-ı endam"dan belleri kırılacak. Yaşamda çoğu
şeyi yaşayarak öğrenen birisi olarak, (ki "Akıllı insanlar, başkalarının
deneyiminden, sıradan insanlar ise kendi deneyiminde ders alır" özlü
sözünü de bilen, ama bakılacak bir örnek olmadığı için de yapacağı bir şeyi
olmayan) yöneticilik yıllarımın çömezlik dönemlerinde, hiç de alışık olmadığım
bir şey dikkatimi çekerdi. Giyimi, kuşamı, eğitimi, ekonomik durumu hiç de biri
birine benzemeyen bazı insanların davranışları dikkatimi çekerdi. Sizden, hakkı
olan ya da olması gereken isteği için bile ellerini oğuşturup, boynunu büküp
"efendim"lerin sonu gelmeyen sözcükler, dertlerini anlatır,
isteklerini yaparlardı..
--Sonra anladım ki; İnsan, gerçekten muhteşem bir
organizma.. Hem de eksiksiz. Ama bir kullanma talimatı olmadığı için, doğru-
yanlış her türlü kullanıma açık bir yapı.
--Ellerini oğuşturdu, boynunu büktü ya, yandınız. Yaptığı
her şeyin, söylediği her sözün faturasını sizden çıkartacaktır. Çünkü, insanın
doğası ezilmeyi, büzülmeyi sevmez. Kendisi de yapsa, yanlışı kabul etmez, atar.
Bütün bunları kendisi de yapsa, yine de hesabını birinden sorar. O kişi de, bu
yaptıklarını, yapmak zorunda olduğu kişidir. Vicdanını, iç benliğini rahatlatmak
için bildiğiniz bütün kötü sıfatları, cümleleri sayabilirsiniz söyleyeceği.
İşini yapsanız da, bu ezikliği kendisi yapsa da faturasını sizden
çıkartacaktır. Siyasi olacağı belli bir yazıda, bu kişilik analizimsi, yarı
sosyal, yarı psikolojik tanı ve tanımlamaların GEREĞİ NE? Dedim ya, herkes
üzgün, mutsuz ve umutsuz diye. Yaşı bizden daha büyük olduğu için, daha önce
dua etmiş olan ünlü siyasi şahsiyetimiz Bülent Arınç Bey, bu dualarının
karşılığı olarak "ALLAH'IM VERDİKÇE VERİYOR" demiştim ya; işte, ya
bizim dualarımızın kabulüne sıra gelmediği, ya da akıllanmamız bu eza, cefa ve
acıları çekmemiz gerektiğinden yaşadığımız bu sıkıntı ve sorunları gördükçe
şaşıp kalıyorum. Yaşadığımız sorunların kaynağı bizim PSİKOLOJİMİZin,
SOSYOLOJİMİZİN bozukluğundan kaynaklanıyor ya. Sanki, İçeride güç olmuşuz da,
dışarıda da bizim bulduğumuz, onların KANKA OLDUĞU DIŞ GÜÇLERDEN
kaynaklandığını söyleyip günahlardan, veballerden ve sorumluluklardan etkili ve
yetkililer arınıveriyorlar.
Hani "Günah, altın akçe olmuş, kimse eğilip
almamış" derler ya, onun gibi, hiç kimse yaptığı yanlışın ve
yapmadıklarının hesabının vermediği bir ülke olduk çıktık. Da!..
Haydi sistemden yararlanan, yalakalığı bedelini tahsil
edenlere ne diyeyim ki, ALLAH GÖZLERİNİ DOYURSUN, gözlerine, dizlerine dursun,
bu kadar insanın, KULun HAKKInı yedikleri için. Ama, bunların kırıntılarına
bile erişemeyenlerin sağda solda yaptığı ŞAKŞAKÇILIĞA ne diyeyim Kİ?.
--Bir gün, ŞAKŞAKÇILAR, ŞAK ŞAKLADIKLARINI taşlarlar da,
ağa ile marabanın öyküsü, ne işe yayar ki. Bu b.'u yedikten sonra --Allah'ım
aklıma sen mukayyet ol.
--Ülkemin, halkımın üstünde tepinen bu kadar ......., var
iken!..
--Allah'ım, sen akıl fikir ver, bu kadar aklı başında ama
akıllarını kiraya vermiş, vicdan ve iz'an'dan yoksuna. Osmanlının don dönemini
bana okulda öğretmediler, ama öğrendiklerimi düşündükçe, İÇİM SIZLIYOR BU GÜNÜN
TÜRKİYESİNE bakınca,
İçim sızlıyor , biliyor musunuz, duyuyor musunuz?