CHP gibi Kurumsal yapılar, ilkeleri, gelenekleri, görenekleri ile yaşarlar. Günümüz çağdaş yönetim ekol ve anlayışları da bunları, MİSYON ve VİZYON olarak tanımlarlar.
 
CHP'nin misyonu, partinin 6 ok'lu ilkelerinde tanımlanmıştır.
 
Bu ilkeler hem CHP'nin hem de Türkiye Cumhuriyetinin kurucu felsefesi ve ilkeleridir. Birisi olmazsa, diğeri de olmaz.
 
CHP'nin vizyonu, Atatürk'ün "muasır medeniyet seviyesinin üstü" olarak belirlediği hedeftir. Daha sonra ki dönemlerde, sosyalist Enternasyonele Üye olunmasından sonra, Barış, özgürlük ve Demokrasi de bu hedefe ek olarak tanımlanmıştır.
Maalesef tüm dünyada siyaset toplum nezdinde bir itibar kaybı yaşamaktadır. Bunun asıl sebebi ise, partilerin ilkelerinden ve ideolojilerinden uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır.
İngiliz İşçi Partisine, Tony Blair aracılığı ile en liberal ekonomik ve savaş politikaları (Irak işgali) uygulatılmış, bu durum ise İngiltere'de İşçi Partisine, büyük itibar ve oy kaybettirmiştir.
 
CHP'de yaşananlar, pek de iç açı olmamıştır. Erdoğan'ın partiye hakim pragmatik bir lider olması, diğer partiler ve ülke siyaseti açısından zor günlerin yaşanmasına sebep olmuştur.
Çok geniş bir danışman kadrosu ve uluslararası kuruluşlar ile ilgili ve ilişkili çalışan Erdoğan, devlete de hakim olması ile de birlikte gücünün sınırlarını zorlar hale gelmiştir. Ak Parti, dışarıya karşı tek bir vücutmuş gibi görüntü verse de, orada da fırtınalar koparılmakta ama hedefe kitlenmiş liderlik kadrosu ve ekip bu fırtınaları durdurabilmektedir. En azından istenilen sonuçlar elde edilmekte, genel iktidar paydaşları ile paylaşılmaktadır.
 
Böyle, geniş ilişkili, pragmatik liderli ve iktidar olanaklarını paylaşan bir Ak Parti karşısına, hedefi ve kadroları olan, örgütlü ile CHP ancak sonuç alınabilir.
 
CHP'nin ilkelerini eleştirmiş ve karşı çıkmış Selin Sayek Böke vb'leri, niçin bu partiye alınmış; bu gün mevcut yönetim tarafından getirildikleri parti görevlerinden niçin ayrılmışlardır?
 
CHP'nin Atatürk ve kurucu irade tarafından konulan ilkelerini tartışmaya açan, Atatürk resimlerini indirmeye kalkanların tavırlarını görmezlikten gelmeye, gizlemeye çalışan tavırları artık bu partide tartışılmalıdır.
Parti misyon ve vizyonuna geri dönmelidir. Bugün bunlara her zamankinden daha fazla gereksinim vardır.
 
Bu temel yaklaşımlar olmadan, ne Fikri Sağlar'ın YDK'ya sevkinin, ne de Selin Sayek Böke'nin parti yönetiminden ayrılmasını konuşmanın, tartışmanın bir anlamı vardır.
CHP yönetimi her şey olağan imiş gibi göstermeye çalışsa da, artık hiç bir şey eskisi gibi değildir.
Mevcut PM içerisinde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kişi MYKK'ya girmemiştir. Bir çok il ve ilçe yönetimleri istifa ve diğer sebepler ile görevlerinden ayrılmış, içlerinden yeni yönetimler belirlenmiştir.

Bu ve benzer bir çok sebepten dolayı CHP, bırakın ülkeyi kendini bile yönetmekten acze düşmüş bir görünüm vermektedir. Etraftan verilen "gazlar" ile siyasi bir süreç yönetilemez. 
CHP için Siyaset, biri birini sevenlerin bir araya gelmesi ile yapılan bir iş değil, olmamalıdır da. . Siyaset bir savaştır. İlkeler için, halkın beklentileri için aynı hedefe kitlemiş insanların yerel de değil, genel de iktidar olmak için yapacakları bir savaş olmalıdır.
 
Kol kırılıp yen içinde kalır mantığı ile söylenen ve yapılan hatalar balık hafızalılarca nasıl olsa unutulur diye düşünülerek oyalanmanın vakti değildir. CHP'nin zaman kaybetmeden, kurultayını yapıp hedefe kitlenmiş yeni bir ekip tarafından yönetilmesinin vakti gelmiş ve çoktan da geçmek üzeredir..
 
Ya olmazsa. Görünen köy kılavuz istemez. İki yıl, deneyim de kazanılan istikşafi süreçler ile geçirilir. Kendileri Başkan, Belediye Başkanı, milletvekili ve diğer görev koltuklarına otururlar, ama halkın ve partililerin beklediği genel iktidar, bir hayalden öte bir şey olmaz.

Sizin seçiminiz hangisi bilmem ama ben genel iktidar ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucu felsefesine dönüş için mücadele; o yünden de işi sulandırıp, sudan bahaneler ile zaman kaybetmenin bir anlamı yok diyorum. 
Çünkü Ak Parti iktidarının genelde, CHP yönetiminin de CHP'de yaptığı o kadar tahribat var ki. Bunları projelendirip halka anlatmak, seçimleri kazanmak için zaman kalmamıştır bile.