Siyasi insan nasıl olur? Toplumsal insan nasıldır?
--İnsanın, doğuştan genetik olarak sahip oldukları
şeyleri vardır. Örneğin Beyin, Kalp, El-Kol gibi, vardır da vardır.
--"Düşün" sözcüğü, üçüncü tekil şahıs emir kipidir.
--"Düşünmek" filine geçince, durum değişiyor ve
bir eylem gerçekleşiyor. İnsanın sahip olduğu us, göz, el, gibi organların eş
güdümlü çalışıyor ve sonucunda bir eylem ortaya çıkıyor.
--Bu bir edebiyat yazısı olmadığına göre, derdin ne
diyenlere:
--“Beyin bir donanımdır, herkeste vardır; akıl bir
yazılımdır, herkeste yoktur.”* O halde, insanların doğuştan getirdikleri ile
yaşamlarında kendilerine kattıkları şeyler çok farklı ve önemlidir.
--Hele bir de, bu düşündükleri ve kattıkları konusuna
gelince işin iyice içinden çıkılmıyor. Nasıl mı?
--İnsanın ilkel sürü yaşamından bir arada yaşamaya
başlaması bile binlerce sürmüş bir süreçtir.
--Hele yığın, topluluk, toplum, aile vb süreçler ise
bambaşka bir evrimleşme, değişim süreci gerektirmiştir.
--Günümüz insanı her ne kadar kişiselleşse de,
bireyselleşse de, yine de grupsal olarak kendini bir yerde tanımlamaktadır; ya
yığınsal, ya da toplumsal olarak. Yani?
--Kişiler, aynı sonucu doğursa bile, bulundukları kalabalık
içinde yaptıkları ile KENDİ SORUNLARINI çözüyorlar ise, burada bir toplum
yığınından söz edebiliriz.
--İnsanlar, yaptıkları ile birbirlerinin sorunlarını
çözüyorlar ise, o zaman da TOPLUMSALLAŞMAdan söz edebiliriz.
--İşte bu fark, beyni olanlarca değil, aklı olanlarca
anlaşılabilir.
--Her yaşam koşulu, her ekonomik sistem kendi insan
tipini yaratır. Bazı yerlerde insanların kapılarını bile kilitlemezler iken, ,
bazı yerlerde bırakın kapı kilitlemeyi sur gibi duvarlar içinde kale gibi
kilitli yerlerde yaşamaktadırlar.
--Sistemden söz edilince, siyaset devreye giriyor. Çünkü sistemleri
meşrulaştıran siyasettir.
--Çok geniş insan yığınlarında, sol dünya görüşünün,
insanlarının daha paylaşımcı, daha ortak üretimci olduğu yönünde bir kanı, algı
vardır. Bu bilimsel ve ideolojik olarak da böyledir. Sosyalist, Komünist
sistemler ve ideolojiler buna örnektir. (Her ne kadar uygulamaları uzun süreli
olmasa da, olmasına izin verilmese de)
--Diğerini ise konuşmaya bile gerek yok sanırım. Sağ daha
bireyselcidir. Bu DP ile ABD yardımları ile HER MAHALLEDE BİR ZENGİN YARATMA
projesi ile başladı, BENİM MEMURUM İŞİNİ BİLİR ile sürdü, şimdi de, hırsızlık
ve talanın olağan görülmesi gerektiği konusunda fetva vermeye kadar ilerledi.
--Ülkemizde de, dünyada da sağ iktidarlar, günümüz
ekonomik sistemi ile uzlaşı ve işbirliği içinde çalışırlar.
--Bu da, Kapitalist sistemin gereği, bal tutana parmağını
yalatır ama kendisi arı kovanını aşırır. Aşıramaz ise mi? Onun yanıtını da Karl
Marx verir, Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser!..
--Bunlar genel doğrular.
--Ama öyle bir gerçek durum oluştu ki, gel çık işin
içinden çıkabilir isen.
--Bu günkü iktidar, sanal olarak ne gösterilir ise
gösterilsin, uluslararası emperyalist tekeller ve devletler ile kuzu
sarmasıdır. Hem de yoksul kesimin oyları ile onlardan ekonomik, siyasi
beslenerek.
--Ya bu günkü muhalatet ise. Onlar da başlı başına bir
tez konusudur.
--Doğrudan iktidar ortaklı, dolaylı iktidar destekli,
utangaç iktidar flörtçüleri falan filan. Bu büyük adamların işi. Aklım ermez.
--Peki, sıradan insanlara ne demeli.
--Onlarda bir uyanık olmuşlar ki anlatamam. Herkes devre
ve döneme uymuş.Bir geçer akçe uydurmuşlar, herkes HALK DALKAVUKLUĞUNA
başlamış.
--Haydi sıradan vicdanlı, aydın, dürüst insanlara hiç bir
şey demiyorum. Doğru dürüst eğitim görmüş, geldiği kökleri bir şeyler katmış o
kadar insan görüyorum ki, artık küçük dilimi yutacağım.
--Ben kişilerin inançlarını yaşamalarına her boyutu ile
karşı değilim. Ama, bu inanç sisteminin, toplumun zaaflarını kullanarak bir
siyasi sistem dayatmasına karşıyım.
--Tıpkı, kendini Laik sistem savunucusu sayanların,
günleri "hayırlı" hayırsız saymaya başlamaları gibi. Her gün Allah'ın
günü ise, Salının ne günahı var?
--Gittikçe düşüncede de, düşünmede de İLKELLEŞİYORUZ.
Kişiler olarak, toplumsal yığınlar olarak.
--Sadece siyasal olayların sonucunu tartışıyoruz. Peki bu
ülkenin vicdanlı aydınlarını görüyor, yazıyor, söylüyor; peki biz dinliyor ve
okuyor muyuz?
--"Hadi Canım sende."
--".....Şefle iyi geçinsen de
Bugun için sevilsen de
Çikmaz bu yolu bir yere
.....
Seninkiler direnişte
Bir sen yoksun içlerinde
Çıkmaz bu yolu bir yere
Nereye payidar nereye? ....."**
*Anooshirvan Miandji.
**Bilgesu Erenus