Meksika yerlilerinin ne güzel sözüymüş
bu "Kul plan yapar, Kader gülermiş!.." dedikleri. Yaşayınca bir kez
daha iyi anlıyorsunuz.
--Okullar ve askerlik bitecek, ben de
bir gün döneceğim memleketim Antalya'ya. Ne hoş bir rüya.
--Ama öyle olmadı. Kader hâlâ gülüyor
mudur bilemem ama, ben Bayramlar, tatiller ve önemli zamanlar gider oldum
Antalyama.
--İşe başladığım kurumda, müdürüme
anlattığım projeyi, odamıza gelen Genel Müdür'e de anlatınca, 3 aylık aday
memur olmur olarak Genel Müdür koordinatörü olmuştum.
--Yurt çapında büyük illerin, büyük
yurtlarında hem kütüphane, hem de yabancı dil laboratuvarları açmıştık.
Koordinatör olunca da işler doğal olarak bana kalıyordu.
--Öğrenciliğimden tanıdığım Emel
Doğramacı Hocam sayesinde Hacettepeden hizmet alarak hizmete başladık. Kurs
hocaları istedikleri proğram ve materyalin listesini bildirdiler.
--Bir İngiliz yayınevinin kitap, kaset
ve diğer malzemelerini satın almak gerekti. Sorduk soruşturduk, Bayındır
sokakta bayisini bulduk. Gidip malzemeleri gördük, yasal prosedürü işlettik
--Dükkan sahipleri 12 Eylül mağduru iki
arkadaştı. Eh yani biz de ufak tefek hasarlar ile atlatmıştık öğrenci olarak o
günleri. Her iki tarafında 12 Eylül ve öncesi anısı boldu.
--İşler bittikten sonra, malûm laf lafı
açar ve gelir dolaşır ilk tanışma, "nerelisin"e dayanır. Ortaklardan
Vahap (Erdoğdu/Seyhan Erdoğdu'nun eşi) Bey de bana "nerelisin" dedi.
--Ben de, biraz hüzün, biraz gurur ile
"Antalyalıyım" dedim.
--Bana hemen "Metin Demirtaş"ı
tanıyor musun?" dedi. Ama ben tanımıyor ve hiç de adını duymamıştım o güne
kadar.
--"Oooo, hem Hacettepelisin (12
Eylül öncesi devrimciler etkin), hem Antalyalısın 'Bizim de Dağlarımız Vardı,
Che Guevara' diyen birisini nasıl tanımazsın, hemşehrin demişti.
--Sinan Cemgil'in ODTÜ hipodromunda
nasıl çoşku ile bu Che şiirini okuduğunu anlatmış ve o gün bu şiiri bana ezbere
okumuştu.
--"Bizim de dağlarımız vardır CHE
GUEVARA
Bakma şimdi durgunsa, bir şahan gibi
duruyorsa
Yorgundur, savaşlar görmüştür, çeteciler
barındırmıştır
Yani satılmış değillerdir hiç tüfek
patlamıyorsa
Alaçamın, mor meşenin ardına silah çatıp
yatmağa
Bizim de dağlarımız vardır Che
Guevara".
--Che'nin adını ilk, "Ölüm nereden
ve nasıl gelirse gelsin... Savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa ve
silahlarımız elden ele geçecekse ve başkaları mitralyöz sesleriyle, savaş ve
zafer naralarıyla cenazelerimize ağıt yakacaklarsa ölüm hoş geldi, safa
geldi..." diye meydanlarda Devrim andı içilirken duymuştum.
--Sonra da, yaşam öyküsünü ve profesyonel
devrimci mücadelesini okumuş, öğrenmiştim.
--14 Haziran 1928'de varlıklı bir
ailenin oğlu olarak Arjantin'in Rosario şehrinde doğmuş, tıp öğrenimi yapmış,
Tıp Doktoruydu.
--Tıp öğrencisi iken, Latin Amerika'yı
baştan aşağı dolaşmış, gittiği yerlerde birçok insanın yoksulluğunu görmüştü.
Bölgedeki ekonomik eşitsizliği ortadan kaldırmanın tek yolunun devrim olduğuna
inanarak Marksizm’i incelemeye başlar ve Guatemala'da devrimci mücadeleye
katılır.
--Küba'da Fidel Castro ile birlikte 26
Temmuz Hareketinin üyesi olarak devrimci mücadele eder. Devrimden sonra Sağlık
Bakanlığı gibi üst düzey görevler yapar.
--Bu monoton yaşamdan sıkılan CHE,
Hükümette ki görevlerinden ayrılır ve 1965 yılında Küba'dan ayrılır.
--Demokratik Kongo Cumhuriyetinden sonra
Bolivya'daki devrimci mücadeleye gider ama, Amerikan askeri-sivil istihbaratı
onu, yakalar ve 9 Ekim 1967 (39 yaşında) La Higuera/Bolivya'da yargısız infaz
eder.
--Ölümünden sonra, Ernesto
"Che" Guevara/ El Che/ Che Guevara Dünya üzerinde ki Sosyalist
devrimci hareketlerin sembolü haline gelmiştir. Alberto Korda'nın çektiği
fotoğrafı ise, dünyanın en ünlü fotoğrafı ve 20. yüzyıl gençliğinin idolü,
sembolü olmuştur.