Ülkemin son elli yılında olan, yaşanan her şeyini çocuk, genç, delikanlı, öğrenci, sürgün, "çirkin ördek yavrusu memur", onuru ve bileğinin hakkı ile bir yerlere gelmiş bürokrat, gurbet elde Antalyalılar mahsun, boynu bükük olmasınlar diye öğrenciler, memurlar ve Ankara'ya yerleşmiş emekli Antalyalılar için

Antalyalılar Evi

'ni açan, Derneğinde yıllarda Yöneticilik yapan, bir yerlerde iki kelam yazan, söyleyen birisi olarak bugünden Antalyama bakınca içim acıyor, yanıyor ve üzülüyorum.

--Elbette ki bir siyasi tavrım, tercihim ve düşüncem var; ama iş Antalya'ya gelince tek dert Antalya ve Antalyalı oluyor.

--Haa onların bundan haberi var mı?

--Olanlar var, olmayanların canı sağ olsun. Hani derler ya, "İnsanlar da dalgalar gibidir, kayalara/duvarlara çarpa çarpa büyür" diye, ben de sevine sevile, üzüle üzüle, başarılı ola, olmaya, elinden tuttuklarımca, dertlerine derman olduklarımca satıla satıla gidiyorum. Yani yaşıyorum, anlayacağınız!..

--Söz için bir çok kişiye söyledi diye atıf yapılır ama, öyküsüne bakınca ben Meksika yerlilerinin bir sözü var diyeceğim:

--"İnsanoğlu plan yapar, kader buna gülermiş!.." diye.

--İşte son zamanlarda bunu düşünüyor, kendim de dahil birçok insanın düşlerine, planlarına, projelerine bakıyorum ve gülüyorum.

--"Muktedir olanlar" hariç hepimiz aynı yerde duruyoruz; ama, zemin kaygan olduğundan oturduğumuz toprağın, kayanın aşağı doğru kaydığından haberimiz yok, cambaza bakmayı sürdürüyoruz

--Ülke, Antalya için yazıyor, söylüyorum. Muhalif gazete, televizyon, youtuber, twitter, facebook gibi sanal ortamlarda da gereği kadar olmasa da çok bilgi ve haber var ANTALYA ile ilgili.

--Antalya denince benim aklıma, 20.177 km2'lik, bir yanı Anamur, diğer yanı Fethiye arasında; 650 kilometrelik Yakacık'tan Gelemiş'e koca bir toprak, yürek parçası gelir.

--Antalya yaşayanları, yönetenleri, üretenleri ve tüketenleri ile bambaşka bir bir şehirdir. Paris'de bir ünlü bir restoran işletmecisi Kadın, yemek masamıza gelip, "sizin diliniz, konuşmanız tanıdık geliyor ama anlamıyorum, nerelisiniz?" demişti.

--Arkadaşım da, "Türküz" deyince, inanamam demişti. Beni gösterip "hele bu iki gün önce geldi Türkiyeden" deyince kadın iyice şaşırmış ve "O zaman, Beyefendi, Antalyalıdır" deyince hep gülmüştük.

--Türkiye ile ilgili pek olumu notu olmasa da, Antalya-Kemer ile ilgili kredisi ve bilgisi sonsuzdu.

--Turist olarak geldiği Kemer'de bir hayırsever Kemerli hanımefendiyi bir ay Kemer'de bir Villada, altında jipi ile ağırlayınca, bir Antalyalı olarak kredim sonsuz olmuş ve "lütfen bir şey iste, sizin için ne yapabilirim" dediğinde de, sağ ol deyince çok üzülmüştü

--Evet, Antalya bir Dünya.

--Evet, Antalya binlerce yıllık kültür, medeniyet ve tarih Şehri.

--Evet, Antalya dünyanın her yerinden milyonlarca turisti hayran bırakıp, tatillerde dinlendiren, eğlendiren bir turizm şehri.

--Evet, Antalya Avrupadan, Rusyaya dünyanın dört bir yanına sebze, meyve ve narenciye yetiştirip yollayan bir tarım şehri.

--Eğitim, sağlık gibi konularda da yavaş yavaş kendine iddialı bir rota çizen bir sahil şehri.

--Ve en sonunda da Antalya, yılların yorgunluğunu huzur içinde geçirmek isteyen emekli insanları şehri.

--Ve Antalya bütün bu özellikleri dolayısıyla İNSAN ÖNCELİKLİ ve İNSAN ODAKLI bir Şehirdir.

--Yerleşim merkezleri olduğu kadar doğası ve çevresi de korunmaya muhtaçtır. Son yıllarda tüm sahil yörelerimiz olduğu gibi Antalya ve yöresinin de bu dönemden sonraki nesiller ve doğa açısından korumaya ihtiyacı vardır.

--Artık, Antalya ve yöresini bir şehir ratı merkezi haline getirmeden binlerce yıllık mirasları bile birlikte yarınlara taşımak gerekecek.

--Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Muhittin Böcek'e yaşadığı sağlık sorunları nedeni ile geçmiş olsun diliyor; bir an önce sağlığına kavuşmasını, bu güzel şehir için güzel şeyler yapmasını bekliyoruz.

--BU güzel şehirde yaşayan, dünyada da bu güzel şehri seven tüm insanların bütün güzel duygu, düşünce ve her inançtan duaları senin yanındadır sayın Başkan Böcek.

--Ha gayret!..