İbrahim AKKAYA

Yarın dizlerimizi dövmemek için..

AKP iktidarında Antalya’nın kazanımlarına karşı inanılmaz bir saldırı yaşanıyor..

Antalya’nın sahilleri, ormanları, tarım alanları, yeşil alanları, tarım toprakları, su kaynakları, hatta dağları hızla ranta kurban ediliyor..

Antalya, hızla betonlaşıyor, Antalya, inanılmaz bir hızla Antalya olmaktan çıkarılıyor, Antalya, adeta paylaşılıyor..

Pekala Antalya, bu yağmaya, bu talana, bu paylaşıma karşı gerekli direnci gösteriyor mu ?

Antalya, betona karşı yeterli savaş veriyor mu ?

Antalya, kaynaklarının ranta çevrilmesine karşı gerekli mücadeleyi gösteriyor mu ?

Eskiler ‘Dost acı söyler’ derler..

Bir dost, bir Antalya sevdalısı Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, tehlikeyi işaret ederek, şu çarpıcı uyarıyı yapıyor :

“Antalya betona karşı savaşını kaybediyor. Antalya‘nın bu güzelliğini, bu yeşilliğini korumamız lazım. Özellikle buradan siyasilere sesleniyorum, her şeyi rant olarak görmemek lazım. Yeşil gördükleri zaman hemen akıllarına para ve beton gelmemesi lazım”

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki Antalya, betona karşı savaşını kaybetme tehlikesi yaşarken, ‘turizmin başkenti’ unvanını da iktidarın beton sevgisi yüzünden, beton aşkı yüzünden, rant beklentisi yüzünden kaybetmek üzere..

Bakınız Özden Güngör, bu konuda neler söylüyor :

“Betondan turizm cenneti olur mu ? Antalya’ya gelen turist betonlaşmış bir kent görmek istemez. Antalya, 4 mevsimin çok rahat görülebildiği bir yer. Ağırlıklı olarak orada tarım ve turizm kesimi var. Antalya’ya gelen insanlar o yeşilliği, doğayı ve tarihi güzelliklerini görmek isteyecek. Bu insanlar beton görmeye değil, o güzellikleri görmeye geliyorlar. Şimdi siz bu yeşil alanları tahrip eder ve her tarafa bina dikerseniz, nasıl turizm cenneti olacaksınız? Bu turist 1 yıl gelir, 5 yıl gelir, ondan sonra artık o bölgenin hiçbir özelliği kalmaz”

Şimdi iktidar sahipleri ve onların kalemşorları Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Güngör Özden’e koro halinde saldıracaklar..

“Hariçten gazel okuma, Antalya’dan sana ne ?” diyecekler..

Çünkü gerçekleri söyleyenleri sevmezler..

Çünkü AKP ve yandaşlar eleştiriye asla tahammül göstermezler..

Yanlışlarına karşı çıkanları ya ‘istemezükcü” ilan edeler..

Ya da “Hizmete, yatırıma karşı, her şeye karşı” diyerek kötülemeye çalışırlar.

Hızlarını alamazlarsa kendilerinden olmayanları hemen ‘Antalya düşmanı, Antalya haini, vatan haini’ ilan ederler.

O da sökmezse ‘FETÖ’cü’ diye suçlarlar..

Pekala Antalya, betona karşı nasıl mücadele etmeli, betona karşı savaşı nasıl kazanmalı ?

Güngör Özden, bu noktada Antalyalı siyasilere ve kanaat önderlerine mesaj veriyor ve şöyle diyor :

 “Antalya turizmi ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli illerinin başında geliyor. Yazıktır, bu güzelliği, bu yeşilliği korumamız lazım. Her şeyi betonlaştırmamamız lazım. Yeşil alanları, valiliğin belediyelerin ve çevre örgütlerinin elbirliğiyle korumamız lazım. Özellikle buradan siyasilere sesleniyorum, her şeyi rant olarak görmemek lazım. Yeşil gördükleri zaman hemen akıllarına para ve beton gelmemesi lazım. Bu yapılmayınca bizler de mecburen bunu yargıya götürüp dava açmak zorunda kalıyoruz. O da katakulli ile değişiyor”

Antalyalı olarak, Antalya sevdalısı olarak  bu konularda sorumlu olduğunu kimse aklından çıkarmamalı..

Çünkü biz Antalya’nın sakini değil, sahibiyiz..

Rantçıların ve onların destekçilerinin Antalya’yı elimizden almalarına, Antalya’yı kirli çıkarları için kullanmalarına izin vermemeliyiz..

Yarın dizlerimizi dövmemek için..