Rakamlar yalan söylemez..

AKP iktidarında ekmeğe 17 yılda yüzde bin 200, kıymaya yüzde bin 162, yumurtaya yüzde bin 500, beyaz peynire yüzde 647, zeytine yüzde 584 oranında zam geldi.

İktidar sözcüleri, sürekli pembe tablo çizse de, büyüme masallarına devam etse de son yıllarda temel ihtiyaç ve gıda maddelerinde yaşanan fiyat artışları memur, işçi, emekliden oluşan kesimin yani orta direğin beli kırıldı..

17 yıllık AKP dönemindeki fiyat artışları, mutfaktaki enflasyonun söndürülemeyecek boyutlara oluşan yangına dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Son bir yılda ise fiyat artışları vatandaşın alım gücünün hızla eridiğinin de net bir işareti..

Acı ama gerçek.

Son bir yılda elektriğe yapılan zam yüzde 45’i buldu..

Sebze fiyatları yüzde 38, meyve fiyatları ise yüzde 33 zamlandı..

Makarnayı bile ekmekle yine bir toplumuz..

Sofranın olmazsa olmazı ekmeğin fiyatı 17 yıllık AKP iktidarı döneminde yüzde bin 200 oranında artmış olması yatağa aç girenlerin sayısının da arttığını gösteriyor.

17 yılda salçaya tam yüzde bin 686 zam gelmiş..

Bakınız AKP iktidarı öncesinde 2001 yılında 32 kuruş olan bir kilogram un, bugün 5 liradan satılıyor..

Un böylesine anormal zamlanınca ekmek fiyatlarını da doğal olarak tetikliyor..

2001 yılında yani AKP iktidarı öncesinde 12,5 kuruş olan ekmeğin fiyatı şimdi 1,5 lira..

Türkiye’de enflasyon oranlarını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) belirliyor..

Belirliyor da teknik bir kurum olan, bağımsız hareket etmesi gereken TÜİK, diğer kamu kurum ve kuruluşları gibi siyasal iktidarın talep ve dayatmalarına göre hareket ediyor, işçinin, memurun, emeklinin maaşına yapılacak zamma esas olan enflasyon oranlarını iktidarın yönlendirmesine göre belirliyor..

Türkiye Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar da TÜİK’ın enflasyon oranlarının gerçekleri yansıtmadığını vurguluyor.

Çakar, şu çarpıcı tespitlerde bulunuyor :

"Temel mal ve hizmetlerdeki fiyat artışı, maaş artışlarının çok çok üzerinde… Enflasyon sepeti 400 ürünün ortalamasıyla alınıyor ve bu 400 ürüne bakın çoğuna ihtiyaç duymazsınız. Bu yüzden ortaya koyulan enflasyon oranı oldukça adaletsiz bir oran… Gerçek enflasyona bakmak için, gıda, doğalgaz, kira, elektrik ve eğitim giderlerine bakmalılar. Bunlardaki artış dikkate alınarak, maaşlara zam yapılmalı”

Görüldüğü gibi iğneden ipliğe her mal ve hizmete yüksek oranda zam yapılıyor..

En belirgin örneklerden birisi süt ve süt ürünleri fiyatları..

Süt ürünlerine yüzde 38 zam gelirken, marketlerde süt fiyatları farklılık gösteriyor.

Her şeyin fiyatı ışık hızıyla artarken, örnek olarak son bir yılda sebze fiyatları yüzde 38 artarken, asgari ücretteki artış yüzde 14’de kaldı.

Elektrik fiyatlarına yüzde 45, doğalgaza yüzde 33 zam yapıldı..

Bu koşullarda memurun, işçinin, emeklinin, asgari ücretlinin ayakta kalması bir mucize..

Fiyat artışları yüzünden en çok ezilenlerin başında gelen emekliler, Kurban ve Ramazan aylarında aldıkları bin liralık ikramiyenin enflasyon karşısında hızla eridiğini belirterek,  bayram ikramiyelerinin en az enflasyon oranında artırılmasını istiyor..

İktidar bu talepleri dikkate alır mı bilinmez..

Bilinen Antalya ile birlikte Türkiye’nin her yerinde insanca yaşama olanakları giderek azalıyor..

Kimsenin yüzü gülmüyor, umutsuzluk ve yarın endişesi duyanların sayısı har dakika katlanarak artıyor..

Ancak insanlar, ‘Aman başımıza kötü bir şey gelir’ korkusuyla acıyı bal etmeye, kuru ekmekle karın doyurmaya devam ediyorlar..