Antalya’da 31 Mart yerel seçimleri Antalya’ya yakışan şekilde gerçekleşti..

Gerek seçim kampanyasında, gerekse sandık başında, gerekse sonuçların belli olması aşamasında üzücü, toplumsal barışı tehdit edecek bir olay yaşanmadı..

Siyasi partiler, seçimi kazanan ve kaybeden adaylar cephesinden tartışma yaratmaya yönelik bir eylem ve söylem olmadı..

Her şey iyi giderken 12 Nisan Cuma günü Antalya’ya ayağa kaldıran bir gelişme oldu..

AKP’li eski Başkan Ebru Türel’in seçime 2 gün kala sosyal medyada ortaya çıkan kaseti nedeniyle yapılan suç duyurusundan sonra 6’sı CHP’li olmak üzere 8 kişinin gözaltına alınması dikkatleri bir anda Antalya’ya çevirdi..

İfadeler ve savcılık sürecinden sonra seçimin galibi Büyükşehir Belediye Başkan Muhittin Böcek’e yakın isimlerin serbest bırakılmış, kaseti çektiği iddia edilen AKP’li Aldaş çalışanı Niyazi Ateş tutuklanmıştı..

Antalya kamuoyunda bu gözaltı sürecini AKP’nin seçim yenilgisine kılıf bulmak, bahane üretmek, seçimin kazananı CHP ve Büyükşehir belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ekibini ve yakınlarını huzursuz etmek amacında olduğu görüşü ağırlık kazanmıştı.

Görünen o ki AKP, özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin neden kaybedildiğini araştırmak yerine, faturayı seçimi kazanan Böcek ve partisine çıkarmayı yeğliyor.

AKP Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş’ın dün yazılı açıklamasında bu düşünceyi doğrular nitelikte iddia ve söylemler var..

Gelin AKP kulislerine kulak verelim..

Sağır sultan da biliyor ki AKP’de gücü elinde bulundurmak isteyen,bu nedenle de birbirlerine sürekli çelme takmaya çabalayan iki grup var..

Türel’in eşi Ebru Türel’in 30-40 kişilik bir gruba hitaben yaptığı konuşmanın kasetinin sızdırılmasını da Türel’e karşı olan grubun yaptırdığı iddia ediliyor..

İddialara göre kasetin sızdırılmasında etkili olduğu söylenen grup, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmasını istiyordu..

Ancak Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, kendisine ulaştırılan anketlerde önde görülen Menderes Türel’i yeniden aday gösterince iktidar partisinin Antalya teşkilatında Türel gerilimi yaşandı, bu gerilim seçimin kaybedilmesinde etkili oldu..

AKP kulislerinde kaset olayında CHP’nin bilinçli olarak kullanıldığını, AKP’deki iç hesaplaşmanın kasetin faturasının CHP’ye ve Başkan böcek’e çıkarılması çabalarının ise amatörlük olduğu konuşuluyor..

Görünen o ki AKP, Antalya’da yenilgiyi hazmedemiyor, bir türlü sindiremiyor, bunun için de saldırgan bir tutum izleniyor..

Bakınız AKP İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, yazılı açıklamasında şu ifadeleri şaşırtıcı iadeleri kullanıyor :

“Seçim öncesinde yaşanan kaset skandalının Antalya'nın demokrasi tarihinde büyük ayıp olarak hatırlanacak. Bu olayın failleri yüce yargı nezdinde hesap verecek. Bu olayın azmettiricisi konumundaki Muhittin Böcek de seçmenlerin tercihlerini kirli oyunlarla, tezgahlarla, kumpaslarla etkilemeye çalışan kişi olarak Antalya demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır"

Garip ve suçlayıcı bir yaklaşım..

Kaseti çektiği öne sürülen  Aldaş çalışanı Niyazi Ateş, aynı zamanda AKP üyesi ve kampanya döneminde Türel’in ekibinde görevlendirilmiş..

Niyazi Ateş’i yargı da suçlu bulmuş ve tutuklamış, hal böyle iken, zehir zemberek ifadelerle Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i suçlamak çok da akılcı gelmiyor..

AKP’li Taş’ın şu ifadeleri hem çok ağır, hem de kişi haklarına saldırı, karalayıcı:

“31 Mart Yerel Seçimleri'nde Antalya'da oy tercihlerini etkilemeye yönelik tezgâhlar, iftiralar, kumpaslar, hain planların ortaya çıktı. Bu da demokrasi bayramına gölge düşürdü. Sayın Böcek bu hain planların mimarı olarak her ne kadar seçimleri kazansa da tarih boyunca kamu vicdanında bu şer planlarının düzenleyicisi olarak yargılanacaktır"

Sön sözü elbette yargı söyleyecek.

Söyleyecek de kimse şunu aklından çıkarmasın..

Seçimi kazanmak ne kadar gurur verici ise, kaybedince sonucu kabullenmek ve sindirmek de siyasi olgunluk..