4 Mayıs 2016’da 89 yaşında bizi öksüz bırakan Gültekin Çeki’yi ölümünün üçüncü yılında saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz..

Pek çok kişinin olduğu gibi benim hayatımda da önemli bir yeri vardı Gültekin Hoca’nın..

Çeki gibi değerler çok az yetişiyor ve boşlukları asla doldurulamıyor..

Son nefesine kadar ülkesine ve Antalya’ya hizmet etmeye çalışan, yorulmak nedir bilmeyen bir duayendi Gültekin Çeki..

Gültekin Çeki’yi 3 yıl önce kaybettiğimizde pek çok seveni gibi ben de inanılmaz üzülmüştüm..

O’nu kaybetmeyenin acısını ‘Önderimi, rehberimi, lideri kaybettim’ başlıklı köşe yazımla anlatmaya çalışmıştım..

Gültekin Çeki’yi kaybetmenin acısı, özlemi ilk günkü gibi, o yüzden 3 yıl önceki köşe yazımı paylaşmak istedim..

‘Önderimi,rehberimi, hocamı kaybettim ..

 Bir büyük insanı kaybettik..

Kederliyim, derin üzüntü içindeyim..

Gültekin Çeki gibi bir önderi, rehberi, öğretmeni kaybetmenin acısını yüreğimin derinliklerinde hissediyorum.

Öncelikle çok zarif bir kişiydi Gültekin Çeki..

Atatürkçü ve demokrattı..

Çok okuyan, çok araştıran, Türkiye ve Antalya’nın sorunlarına kafa yoran, çözüm yollarını üreten bir değerdi Gültekin Çeki..

Hep müzisyen, hem de sporcuydu..

Ağrı Dağı’na tırmandığı gibi ‘Eski Dostlar’ başta olmak üzere ölümsüz besteler yaptı..

Sporun her dalıyla uğraştı..

Akdeniz Oyunları’nın Antalya’da yapılmasını sağlamak için 100.Yıl Spor Kompleksi’nin bulunduğu alanın istimlaki için geceyi gündüzlü çalışmıştı..

Antalya için önem taşıyan yağlı pehlivan güreşlerinin kurallarını da yazan spor adamıydı Gültekin Çeki..

AKP’li Büyükşehir Belediyesi tarafından yıktırılan Atatürk Spor Salonu ve Konyaaltı sahil şeridindeki Süleyman Erol Yüzme Havuzu’nun yapımına katkı koyan bir spor aşığıydı Gültekin Hocam..

Müzikte olduğu gibi sporun da ‘Bir Bileni’ydi..

Tecrübesiz, sınırsız bilgisi ile sanat camiasını da, spor camiasına da katkı veriyor, destek oluyordu.

Türkiye’nin çağdaş, hukuk devleti olduğu gerçeğini her fırsatta söylüyor, Türk halkının Atatürk ilkeleri, Cumhuriyet ve kurumlarına olan sevgi ve sadakatinden endişe duymadığını hep söylüyordu..

Siyasetle de yaşamının son günlerine kadar yakından ilgilendi Gültekin Çeki..

Çok kişi bilmez, Gültekin Çeki, Konyaaltı Belediyesi’nin ilk başkan adaylarından birisi olarak da Antalya’nın siyasi tarihinde yerini adı..

Yaşamının son günlerine kadar ara vermediği müzik sektörünün enleri arasında yer alıyordu..

Adına düzenlenen özel konserlerde hastalığına rağmen sahneye çıkmayı ihmal etmedi..

Sanatçıların da, sporcuların da, siyasetçilerin de akıl hocasıydı..

Gültekin Çeki, benim için de çok özel bir insandı..

Yazılarımı hastaneye kaldırıldığı güne kadar üşenmeden okur, keser, bazı bölümlerini kırmızı kalemle çizerdi..

Sıkça konuşurduk, hem yazılarımla ilgili, hem Akdeniz GERÇEK’teki haberlerle ilgili,hem de ülkenin sorunlarıyla ilgili görüşlerini benimle paylaşır, fikirlerinden yararlanırdım..

Bana destek veren, yazılarıma olan övgüleriyle beni cesaretlendiren bir duayendi Gültekin Çeki..

Sporcu kişiliği ile de bana çok destek verdi..

Hakemlikte başarı olmak için neler yapmam gerektiğini sıkça söylerdi bana..

Spora aşık bir insan olarak spor sahalarındaki şiddete çok üzülüyordu..

Bir başka üzüntüsü ise deniz kenti Antalya’da yüzme sporunun emekliyor olmasıydı.

Bunu da Süleyman Erol Yüzme Havuzu’nun yıktırılmasına ve yerine yenisinin yaptırılmayışına bağlıyordu.

Hocamın şu sözlerini hiç unutmam :

“İnsanlar denizde, havuzda boğuluyor, devlet yüzmeyi öğretmelidir vatandaşına, bu Anayasal görevidir.. Devlet vatandaşının sağlığını korumakla yükümlüdür”

Gültekin Çeki gerçekten çok büyük kayıp..

Gültekin Çeki gibi değerlerin yeri asla doldurulamıyor..

Gültekin Hocam, seni unutmayacağız..

Eserlerini ve ilkelerini yaşatmak bizim boynumuzun borcu..

Işıklar içinde uyu’