Zil çalıyor, yeni ders yılı başlıyor..

Önceki yıllarda olduğu gibi eğitim-öğretim dönemi sorunlu start veriyor.

‘Kayıp Nesiller Projesi´olarak tarihte yerini alan 4+4+4 sistemi, okullaşma oranına büyük darbe vurduğu gibi, pek çok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor.

AKP’nin ‘dindar nesil’ yetiştirme hedefi, -kindar nesil’in temeli olarak görünürken, yeni ders yılı ile birlikte eylemler de start verecek..

Alevi kurumlar, okulların açılması ile birlikte bugün Antalya ile birlikte Türkiye genelinde zorunlu din dersini kabul etmediklerini belirterek, eylem yapacaklar..

Alevi vatandaşlar, “Çocuklarımıza dayatılan zorunlu din dersleri zulümdür; bu zulme razı değiliz. Bilimsel, laik, demokratik eğitim istiyoruz” diyorlar ve bugün yapılacak eylemlere vatandaşların da destek vermesini istiyorlar.

Bugün saat 12.30’da Türkiye genelinde eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek eylemlere Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği katılacak..

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası’nın(Eğitim-İş)’Bakan yeni, sorunlar eski’ başlıklı raporu, çok çarpıcı görüş, iddia ve öneriler içeriyor..

‘18 milyon öğrenci ve 1 milyon eğitim emekçisi bu eğitim öğretim yılına da birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlarla, müfredat ve sınav sistemi değişikliği, karma eğitimin kaldırılması girişimleri gibi tamamen ideolojik bakış açısıyla gerçekleştirilen değişikliklerin gölgesinde girecek’ denilen Eğitim-İş’in raporunda şu görüşlere yer veriliyor :

“Dernek ve vakıflarla imzalanan protokoller, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili eğitim öğretim, taşımalı eğitim, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkum edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, öğretmenlerin özlük sorunları, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, öğretmenlerin aile birliğinin sağlanamaması, kadrolaşma, liyakatsizliğin ve yandaşlığın hakim olması gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılına da taşınmıştır. Bütün bu sorunların üstüne bir de ekonomik krizin yarattığı etki yüklenmiştir”

LGS ile birlikte çok sayıda öğrencinin evine en yakın okula yerleşemediği vurgulanan raporda, bu sistemle öğrencilerin istemedikleri okullara yerleştiğini, bir çok ailenin çocuklarını istemedikleri halde meslek, imam hatip lisesi ya da özel okullara göndermek zorunda kaldıkları belirtildi.

“YKS sonuçları ortaöğretimdeki çöküşün aynası olmuştur” denilen Eğitim-İş raporunda şu görüşlere de yer verildi :

“Çok sayıda kontenjanın boş kalması, meslek liseli öğrencilerin başarı düzeylerinin yine en alt sıralarda yer alması, hükümetin gözdesi İmam hatip liselerinin(İHL) başarı ortalamasının düşüklüğü bu sınava damgasını vurmuştur. Eğitimdeki başarısızlığın çözümü için tüm paydaşların görüşü alınarak hazırlanacak, bilimsel düşünmeye ve üretmeye dayalı bir eğitim sisteminin gerekliliği kaçınılmaz hale gelmiştir. Kamusal, parasız, bilimsel, laik ve karma eğitim hakkından tüm yurttaşlarımızın yararlanabilmesi mutlaka sağlanmalıdır”

Eğitimde dinselleşmenin arttığı belirtilen raporda, şu çarpıcı görüşler yer alıyor :

“AKP iktidarı döneminde eğitim, siyasal iktidarın egemen ideolojisinin önemli bir bileşeni haline getirilerek en fazla yıpratılan alan olmuştur. Kindar nesil projesini her türlü hukuki, vicdani ve etik kuralı ayaklar altına alarak yaşama geçirmeye çalışan siyasal iktidar, çağdaşlaşmanın temeli olan eğitimi, kendi ideolojik amaçları doğrultusunda biçimlendirmeye çalışmaktadır”

Eğitim-İş’in yeni eğitim-öğretim yılı için hazırladığı raporun sonuç bölümünde ise şu görüşlere yer veriliyor :

“Çocuklarımızın öğrenmeye değil, sınavlara koşullandırıldığı, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek ve güvencesiz çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın sınır tanımadığı, okullardan bilim ve sanatın kapı dışarı edildiği, dini referans alan uygulamaların arttığı bir eğitim sistemiyle sağlıklı bireylerin yetiştirilmesi mümkün değildir.  Eğitim emekçileri olarak; parasız, bilimsel, demokratik, laik, ulusal ve karma eğitim mücadelemize, Atatürk’ü ve devrimlerini anlatmaya, haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kalmış tüm eğitim emekçilerinin yanında olmaya devam edeceğiz. Yolumuz çağdaş uygarlık yoludur, yolumuz Cumhuriyet yoludur ve bu yoldan asla dönmeyiz”