“Yüzyıllardır olduğu gibi, 21. yüzyılda da savaş karşıtı toplumsal hareketlerin öncülüğünü kadınların yapması tesadüf değildir” diyen Eşitlik İçin Kadın Platformu yaptığı açıklamada, “Bunun nedeni kadınların şefkatli ve barışçıl karakteri veya savaşlardan en çok zarar görenler olmaları değil savaşın temel felsefesinin ataerkilliğe dayanmasıdır. Dünyada kalıcı ve sürdürülebilir barış, tüm canlılar ve yeryüzü için eşitlik ve özgürlük öngören feminizmden doğru kurulacaktır. Dünyanın pek çok yerinde savaş, ekonomik kriz, toplumsal cinsiyet eşitliği kazanımlarına ve insan haklarına saldırılar artarken, dinlerin en kıyıcı ve baskıcı yorumları kadın ve LGBTİ+ ların hayatlarını tehdit ederken, feminist barış inşasının belki de tarih boyunca yaşadığı en zor zamanlarını yaşıyoruz. Buna karşın, kadınların bedenleri üzerindeki tahakküm ile yeryüzü kaynakları üzerindeki tahakküme karşı mücadeleler buluşuyor, bütüncül ortak mücadele yaygınlaşıyor. Baskı ve zulmün artması ile her türlü tahakküme karşı isyanın da artması ve buluşarak çoğalması aynı zamanda yaşanıyor” dedi.


“DÜNYADA BAŞI ÇEKİYOR”

    Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Hiç kuşkusuz Türkiye, dünyadaki bu durumun en yoğun yaşandığı ülkelerden biri. Türkiye, ülke içinde ve dışarıda savaş çığırtkanlığı, çılgınca artan bireysel silahlanma, katliam boyutlarına varan kadın cinayetleri, kendilerini dünyanın, ülkenin ve kadınların sahibi sananların nefret ve tahakküm söylemlerinin ayyuka çıkması, laiklik karşıtı söylem ve uygulamalar, derinleşen adaletsizlik, hukuksuzluk ve kadına karşı suçlarda cezasızlık bakımından dünyada başı çekiyor.  Diğer yandan, bu ülkede barışın, ekmek kadar yaşamsal bir ihtiyaç olduğunun farkına varanlar giderek çoğalıyor.”

 

“ORTAK MÜCADELELERİ BÜYÜYOR”

    “Savaş ve şiddet yanlısı söylem ve uygulamaların birbiri ile yarıştırılırcasına sergilendiği Türkiye, toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele için devletlere yol haritası çizen İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke iken, sözleşmeden ilk çıkan ve bununla da kalmayıp kadına karşı şiddetle mücadelede sözleşmeye paralel hazırlanan 6284 sayılı yerel yasayı tartışmaya açarak evde barışa en büyük darbenin vurulmakta olduğu bir ülke haline getirilmiştir. Buna karşın 30-40 yıldan beridir ortak mücadele pratiğine büyük emek harcayan Türkiyeli kadınların, eşit, özgür ve şiddetsiz bir hayat için ortak mücadeleleri de büyüyor.”

 

“MAHKÛM ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

    “Hakların gasbına, kadınların yaşamına, giyim kuşam özgürlüklerine ve yaşam tarzlarına yöneltilen saldırılara karşı mümkün olan en geniş anlamda, amasız, fakatsız birlikte mücadelenin örüldüğü zeminlerden biri Eşitlik İçin Kadın Platformu – EŞİK olarak tüm kadınları; Soyut barış temennilerinin ötesine geçip, sadece savaşa değil; silahlanmaya, milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik ve militarizme karşı daha güçlü ortak ses çıkarmaya, her savaşın silah sanayicileri ve destekleyicilerinden oluşan bir avuç kazananı olduğunu ve tek kaybedeninin yoksullar, kadınlar ve çocuklar olduğunu unutturmamaya, kadın bedenini ve emeğini ganimet olarak gören ve gösteren, kaynağı ne olursa olsun her türlü kültürel ve siyasal fikri mahkum etmeye çağırıyoruz. Kalıcı, sürdürülebilir bir barışı el birliğiyle kurmak için ortak mücadeleden ve savaşsız, şiddetsiz hayat hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”

Haber Merkezi

Editör: TE Bilisim