Dinozorlarla aynı dönemde yaşadıkları belirtilen, nesli tükenme tehlikesi altında olan Mersin balıklarının popülasyonunu arttırmak için çeşitli çalışmalar yürütülüyor. 200 ile 250 milyon yıllık geçmişi bulunan, daha çok Karadeniz ve Azak Denizi'nde görülen hem eti hem de havyarının ekonomik değeri fazlaca bulunan Mersin balığını üretmek için Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü kolları sıvadı. Nadir türleri yetiştirmek için çaba harcayan enstitü yapılan bir protokol çerçevesinde 12 yıl önce Rusya'dan döllenmiş yumurta getirdi.  Bu yumurtalar geldikleri bölgeye uygun şekilde hazırlanan özel havuzlara bırakıldı. Elde edilen yavrular büyüdü ve bugün 12 yaşına geldi. 8 yaşından itibaren yumurta alınmaya başlayan Mersin balıklarının anaçları bu yıl ikinci kez yumurta verdi. Doğan 100 bin yavru sağlıklı şekilde 35. günü geride bıraktı. Küçük yavruların ayrı ayrı havuzlarda itinayla bakımı ve beslemesi yapılıyor. Hedef 100 bin yavrunun sağlıklı şekilde 55 binini hayatta tutarak gelecek yıla aktarabilmek.

 

"ÜRETMEK BİR HAYLİ ZORDU"

      Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Serkan Serkan, 2010 yılında Rusya ile Mersin balığı üretimi noktasında bir iş birliği yaptıklarını hatırlattı. O dönem getirilen yavru Mersin balıklarını anaç boyutuna getirmeyi başardıklarını dile getiren Erkan, “Çok geç cinsel olgunluğa gelen bir tür mersin balığı ve şu anda yavru vermeye başladı. 2 yıldır yavru alıyoruz. Geçen yıl 20 bin civarında yavru aldık ama larva aşamasında çok sorunlar yaşadık. Çünkü Hazar ve Azak denizinin bir balığı, onu Antalya şartlarına adapte edip üretmek biraz zor oluyor. Bu yıl başarılı bir yavru dönemi oldu. 100 bin civarında yavrumuz ve 35. gündeler” diye konuştu.

 

ÜLKEMİZDE ÜRETİLMESİNİ İSTİYORUZ”

    Mersin balığının Türkiye için önemli bir tür olduğunu vurgulayan Erkan, “Gıda olarak tüketilebiliyor. Bilindiği gibi havyarının 2 ile 12 bin dolar arasında bir maddi değeri var. Havyarın işlemesi ile ilgili çalışıyoruz. Ama öncelikli hedefimiz üreticimizin bu balığı da üretip buradan ülkemize bir girdi sağlamasıdır” dedi. Erkan, 200-250 milyon yıllık bir geçmişi olan Mersin balığını Türkiye sularında rahatlıkla yetiştirilebilmesi için çalışmalar yaptıklarını belirtti. 35. gününü geride bırakan yavruların gayet sağlıklı olduğunu bildiren Serkan Erkan, “Hedefimiz 50 binin üzerinde yavruyla inşallah önümüzdeki yıla geçmek. Ondan sonra bunları üreticilere tecrübelerimizle aktarmak istiyoruz. Bu yavrular farklı sulara adapte olma yeteneğini kazandıktan sonra üreticilerimize, girişimcilerimize buradan yavrulardan temin edeceğiz. Tecrübelerimizi de bu yavrular ile birlikte aktaracağız ki artık bu işi devredelim yeni bir alternatif tür üzerine başlayalım” ifadelerini kullandı.

 


“100 YAŞINA KADAR YAŞIYOR”

    Yumurtasından dolayı balığa Mersin denildiğini aktaran Erkan, “Bu türün yediği yemi ete çevirme oranı çok yüksek. Buradan ekonomik bir faydası var. 100 yaşına kadar yaşayan balık 600 kiloya kadar et verebiliyor. Aynı zamanda derisi tekstil sanayinde, hava kesesi bile farklı sektörlerde kullanılabiliyor o yüzden ekonomik değeri olan bir tür” dedi.

 

“UYSAL BİR BALIK”

      Erkan, dinozor çağından beri formunu koruyarak günümüze gelen ender hayvanlardan biri olan Mersin balığının, görünüşünün ürkütücü olsa dahi, saldırgan bir tür olmadığını ve gayet uysal bir canlı olduğunu sözlerine ekledi. İHA

Editör: TE Bilisim