CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer geçtiğimiz haftalarda yoğun yağış, fırtına ve hortum nedeniyle zor günler geçiren Antalyalı üreticinin sıkıntılarını Meclis’te dile getirdi. Antalya üreticisini bekleyen en önemli tehlikenin iklim değişikliği, sel ve hortumlar olduğunu belirten Özer, yaptıramayan üreticiler için tarım sigortası TARSİM şartlarının kolaylaştırılması çağrısında bulundu. Özer ÇKS kaydı şartının kaldırılmasını istedi.

 

BU KEZ ŞANSLIYDIK:

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer  TBMM yaptığı konuşmasında hortumdan etkilenen çiftçinin zor durumda olduğunu belirterek “Üreticilerimiz son on beş günde iki büyük tehlike atlattı. 30 Aralıkta Meteoroloji Genel Müdürlüğü aşırı yağış nedeniyle kırmızı kodla Antalya’yı uyardı. Yirmi dört saatte Antalya’da metrekareye 243 kilogram yağmur düştü. Derelerin taşması sebebiyle hem seraları hem de evleri su bastı. Hemen on gün sonra 9 Ocak’ta Kumluca ilçemizin Mavikent ve Beykonak beldeleri hortumla karşı karşıya kaldı. Çiftçilerimizin sabaha kadar gözüne uyku girmedi. Sabah 100 dekara yakın arazinin hortumdan etkilendiğini gördük. Bir kez daha buradan bütün üreticilerimize geçmiş olsun diyorum ama yarın bu kadar şanslı olmayabiliriz. Bu nedenle tarım sigortaları çok önemli.” Dedi.

 

“SERADAKİ BİTKİ 10 GÜN İÇİNDE ÖLMEZ”

 

Özer konuşmasının devamında “TARSİM’in iyi niyetle kurulduğunu düşünüyoruz ama sahadaki eksperler ve tarım sigortası mantığının hiç de çiftçi lehine olmadığını görüyoruz. Geçen sel felaketinde TARSİM’in eksperleri gelmiş, seraları gezmişler, demişler ki: “Bitki on gün içinde ölürse size ödeme yaparız.” Bakın, bir seraya sel girdiği zaman oraya bomba düşmüyor; seradaki fide, bitki on gün içinde ölmez. Bir aylık, bir buçuk aylık bir süre içerisinde mantar hastalıkları, kök çürüklükleri ve gövde hastalıkları yüzünden bitki ölür.” diye konuştu.

 

2 BİN DEKAR ARAZİ DAVALI

Antalyalı AKP milletvekillerinin sahada aynı problemler karşılaşıp buna rağmen genel kurulda olmamasına dikkat çeken Özer, “Ben isterdim ki bugün Antalyalı AKP milletvekillerimiz de Genel Kurul’da olsun. Biliyorum ki onlar da sahada aynı sorunlarla karşılaşıyorlar. En büyük sorunumuz mülkiyet. Benim bölgemde 2 bin dekar arazide şahıslar hazineyle davalı. Davalı olduğu için ÇKS kaydını yaptıramıyorlar yani Çiftçi Kayıt Sistemi’ne giremiyorlar. Giremedikleri için de bu üretim alanları üzerinde tesis olmasına rağmen, sera olmasına rağmen, üretim yapılmasına rağmen ne yazık ki güvence dışı kalıyorlar. Bunun önüne geçmek için hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem de Tarım ve Orman Bakanlığı ile değişik kereler buluştuk, konuştuk ama görüyorum ki hiç kimse bu konuda parmağını dahi kıpırdatmıyor yani çiftçi lehine bir karar almaktan imtina ediyor.” dedi  

 

NARENCİYE DE ZORDA

 

Narenciye üreticisinin de gözüne uyku girmediğini çünkü coğrafi işaret almış Finike portakalının bile 2 liraya kadar düştüğünü söyleyen Özer, “Bahçe dikimi farklıdır arkadaşlar, bakımı farklıdır. Bir bahçeyi dikersiniz, ürünü alırsınız, ilacını yaparsınız, budamasını yaparsınız, yazın sulamasını yaparsınız, süreklilik ister. Başta gübre olmak üzere girdi maliyeti ise büyük dert. Bütün tarım girdilerinde yüzde 50’ye varan destekler yapılması lazım yoksa bu insanlar yakında portakal bahçelerini sökmeye başlayacak. Gerekli destekleme yapılmazsa sürdürülebilir tarım ortadan kalkar. Bu kalkınca da insanlar açlıkla karşı karşıya kalır. 84 milyonluk ülke aç kalır arkadaşlar; ucuz gıdaya erişemez ve sürekli gıdaya erişimi engellenir.”diye konuştu.HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilisim