“Güvenli barınma öğrencinin temel hakkıdır” pankartının taşındığı basın açıklamasında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Özkan Yılmaz, “Ardı ardına gelen güvenlik skandalları göstermektedir ki, üniversite öğrencilerinin barınması noktasında gerekli güvenlik önlemleri alınmamaktadır. Öğrenciler yüksek ücretler ve cemaat yurtları arasında sıkışmış durumda, can güvenlikleri tesis edilememektedir” dedi. Başkan Yılmaz, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında da belirtildiği gibi sosyal bir devlettir. Bundan dolayıdır ki üniversite öğrencilerinin güvenli barınma hakkı Devlet tarından karşılanması beklenilendir. Ne yazık ki ders almıyoruz” dedi.
“BARINMA HAKKI KARŞILANMALI”
Başkan
Yılmaz konuşmasının devamında, “Bir daha üniversite öğrencileri kendi
yurtlarında taciz edilmesin, katledilmesin diye her öğrenci için uygun ve
güvenli barınma hakkı Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından karşılanmalıdır.
Ama ne yazık ki görüyoruz mevcut hükümet 20 yıldır iktidarda olmasına rağmen
bırakın sorunu çözmeyi aksine kamuya ait yurtları dahi cemaatlere tarikatlara
teslim etmiştir. Buradan bütün öğrenci arkadaşlarımıza sözümüzdür. Bu düzen
değişene kadar kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz ve bunun takipçisi
olacağız” ifadesini kullandı.
“GÜVENLİK SKANDALIDIR”
Yılmaz, “Bugünlerde
Antalya'mızda Antalya İlim ve Kültür Derneği’ne ait cemaat yurdunda bir
öğrencinin, yurt çalışanı bir aşçı tarafından başının kesilerek öldürüldüğü,
ardından bu olayla ilgili yayın yasağı getirildiğini öğrendik. Antalya'mızda
daha geçtiğimiz günlerde kadın öğrencilerin yurtlarında taciz edilmesinin
şokunu yaşarken, bugün bir cemaat yurdunda, çalışan aşçı İ.G. tarafından
üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'un başının satırla kesilerek
katledildiğinin haberini almanın üzüntüsü içerisindeyiz. “Deccal bu” diyerek
öğrenciyi katleden caninin görünmektedir ki ne akli ne de vicdani sağlığı
yerinde olmamasına rağmen yüzlerce öğrencinin yaşadığı bir yurtta kontrolsüz
bir şekilde çalışması başlı başına güvenlik skandalıdır” ifadesini kullandı.
“GÜVENİLİR BARINMA HER ÖĞRENCİNİN HAKKIDIR”
Basın
açıklamasında söz alan Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Mümtaz Köse,
ise, “Hepimiz memleketi Kahramanmaraş’tan buraya hayalleri için gelen, ailesi tarafından
büyük umutlar bağlanarak buraya gönderilen kardeşimiz Mehmet Sami Tuğrul'un, bir
cemaat yurdunda kendini bilmez bir cani tarafından vahşice katledilmesinin
üzüntüsü içerisindeyiz. Daha önce de kadın öğrenci arkadaşlarımızın kendi yurt
odalarında ahlaksız bir kişi tarafından taciz edilmelerinin üzüntüsünü yaşamıştık
ve halen de yaşamaktayız. Biz bugün, yaşanan bu olayları hiçbir gencin hakketmediğini
belirtmek, bu olaylara gerekli tepkiyi göstermek ve bu olayların asla
normalleştirilmemesi gerektiğine dikkat çekmek için buradayız. Ayrıca yaşanan
bu üzücü olaylardan sonra bu tür durumların tekrar etmemesi, her öğrencinin
korkmadan başını yastığa koyabilmesi adına devletin bütün öğrencilerine barınma
hizmeti sunması gerektiğini, hiçbir vatandaşını tarikat ve cemaat yapılarına
yakınlaşmak zorunda bırakmaması gerektiğini belirtmek istiyor, güvenilir
barınma her öğrencinin hakkıdır diyorum. Mehmet Sami Tuğrul kardeşimize
Allah'tan rahmet sevenleri ve ailesine baş sağlığı diliyorum” diye konuştu.
“İKTİDAR BİZİ TARİKAT YURTLARINA MECBUR BIRAKIYOR”
Akdeniz Üniversitesi
Hukuk Fakültesi öğrencisi Diyar Babat ise yaptığı konuşmada, “Bugün burada
Antalya ilim ve kültür derneğinin yurdunda İ.G. isimli yemekhane çalışanı
tarafından kafası kesilerek vahşi bir şekilde katledilen sıra arkadaşımız
Mehmet Sami Tuğrul için toplandık. Biz öğrenciler okul açıldığından bu yana var
olan devlet yurtlarının yetersizliğinden ve şuursuzca arttırılan kiralardan
dolayı barınamadığımızı dile getiriyor ve en temel hakkımız olan barınma
hakkımızı talep ediyoruz. Sorun ve taleplerimize kulak tıkayan iktidar bizi
kendi zihniyetlerinin ürünü olan cemaat ve tarikat yurtlarına mecbur bırakıyor.
Bugün bu katliamın gerçekleşmesi ve akabinde katliama ilişkin anında yayın
yasağı getirilmesi iktidarları uğruna insan canını ne denli hiçe saydıklarının
açıkça kanıtıdır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz! Gençleri yoksulluğa,
açlığa ve geleceksizliğe iten, sıra arkadaşlarımızın katledilmesine sebep olan
düzeninizi kabul etmiyoruz. Bizler bugün burada bir sıra arkadaşımız daha
katledilmesin diye cemaat ve tarikat yurtlarının kapatılıp yeterli kapasitede,
denetimli ve güvenlikli devlet yurtları talep ediyoruz. Can güvenliğimizin
sağlanmasını istemek en doğal hakkımızdır” ifadesini kullandı.
“GELECEĞİMİZ TARİKATLARIN ELİNE BIRAKILMAMALIDIR”
Konuşmasına
“Üniversite öğrencileri, biz Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğiyiz” diye başlayan
Akdeniz Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi ve aynı zamanda Siyaset
ve Yönetim Topluluğu Başkanı Buse Çayırcı, “Cumhuriyetimizin geleceği, denetlenmeyen
ne olduğu belirsiz tarikatların, cemaatlerin eline bırakılmamalıdır. Öğrencinin
en temel hakkı olan güvenli barınma hakkı doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devleti
tarafından sağlanmalı ve denetlenmelidir. Antalya'da yakın zamanda tanık
olduğumuz kadın öğrenci yurdunda taciz skandalının ardından yaşanan vahşet,
bizleri tüm öğrenci arkadaşlarım adına tedirgin etmektedir. Türkiye
Cumhuriyeti’nin geleceği olan üniversite öğrencilerinin güvenli barınma hakkı bütünüyle
sağlanmalıdır. Öğrencilerin kaldığı denetlemeyen cemaatlerin tarikatların
yurtları kamunun yönetimine geçmeli devletimiz tüm öğrenciler için güvenli
barınma hakkının teminatı olduğunu göstermeli hissettirmelidir” dedi.
Fadime YİĞİT