Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Antalya Şubesi Başkanı Nurettin Sönmez, okullarda tüm tedbirlerin alınmasının öğrencilerin eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri için önemli olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu hafta sendikamıza ulaşan vaka sayılarına göre, okullarda temaslı ve pozitif öğretmen sayısı 522, temaslı ve pozitif öğrenci sayısı 5305, temaslı ve pozitif personel sayısı 15 olmuştur. Kapanan sınıf sayısı 1736’dir” bilgisini paylaştı. Başkan Sönmez, Antalya’da önlem alınmazsa yüz yüze eğitime son verilebileceği uyarısında bulundu.

 

   Eğitim-Sen Antalya Şubesi’nin eline ulaşan verilere göre, bir sınıf geçtiğimiz hafta karantinaya alındı ve kapatıldı. Bu sayı içerisinde Anasınıfından Lise son sınıfa kadar bütün sınıflar bulunuyor. Kapanan sınıf sayısının Eğitim-Sen’e ulaşan sayıdan çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Başkan Sönmez, “Sınıfların kalabalık oluşu, yeterli hijyeni sağlayacak yardımcı personel eksikliği, maske kullanım alışkanlığının alt sınıflarda zorluğu bulaş riskini artırmaktadır” dedi.

MİLLİ EĞİTİM 1.5 SENEDİR HAZIRLANAMADI!

    MEB’in 1,5 yıldır devam eden salgın sürecinde yüz yüze eğitime yeterince hazırlık yapamamasının nedeninin strateji geliştirme, planlama yapma ve karar alma süreçlerinde yaşanan sistemsel kriz olduğunun altını çizen Eğitim-Sen üyesi Başkan Sönmez şöyle konuştu: 

    “Bu sistemsel krizin bir sonucu olarak yeni eğitim öğretim yılının hemen öncesinde bakan değişikliğine gidilmiş, birçok bürokrat ve eğitim yöneticisi değiştirilmiştir. Tam zamanlı yüz yüze eğitime seferberlik düzeyinde yaklaşılması temel bir ihtiyaçken, bütün bir yaz dönemi MEB’deki görev değişiklikleriyle geçmiştir. AKP iktidarının eğitime ayırdığı bütçenin çok düşük seviyede olması dolayısıyla ne ek kadro istihdamı ne okullarda fiziki yenilenme sağlanabilmektedir. 


    Salgın koşullarında tam zamanlı yüz yüze eğitimi sürdürebilmek ciddi bir stratejiyi ve buna uygun ek bütçeyi zorunlu kılmaktadır. MEB, seyreltilmiş sınıfları hayata geçirememiş, ek derslik kazandıramamış, öğretmen odaları, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerini çoğaltamamış, sınıfların havalandırılması için pencere sistemlerini değiştirememiş, sağlıklı ulaşım konusunda yerel yönetimlerle birlikte strateji geliştirilmesine öncülük edememiştir. 


    İhtiyaç oranında ek kadro atamamış, her okula bir sağlık personeli görevlendirememiş, yeterli sayıda yardımcı hizmet personelinin her okula atanmasıyla hijyen koşullarının iyileştirilmesini sağlayamamıştır.”

EK DERSLİK VE ATAMA ÇAĞRISI

    Tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmasının hayati önemde olduğu belirtilen açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’nın alması gereken tedbirler şöyle sıralandı:

    “Eğitim alanına bir an önce ek derslikler kazandırılmalıdır. Bunun için atıl durumdaki kamu binalarından ve kapanan özel okul binalarından yararlanılmalıdır. Dersliğe dönüştürülebilecek büyüklükteki okul yöneticisi odaları sınıf olarak kullanılmalıdır. Kapalı köy okulları hızla tadilattan geçirilerek açılmalıdır. Taşımalı eğitimdeki okullar, diğer okullardaki derslik ihtiyacını giderecek şekilde kullanılmalıdır. 


    Sınıf mevcutları çok az olan ve birbirine yakın imam hatip okulları birleştirilmeli, açığa çıkan okullar akademik okullara dönüştürülmelidir. İllerimizde çok sayıda okul “depreme dayanıklılığı güçlendirme çalışmaları” adı altında kapatılmış ve binlerce öğrenci başka okullara kaydırılmıştır. 


    Güçlendirme çalışmaları bir an önce tamamlanmalı ve bu okullar açılmalıdır. Okullardaki hijyen ortamı için bir an önce ihtiyaç olan sayı belirlenerek kadrolu yardımcı hizmet personeli ataması yapılmalıdır. İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelere son verilmelidir. Ücretli öğretmen görevlendirmelerine son verilmeli ve ihtiyaç kadar öğretmen ataması bir an önce yapılmalıdır.


    Kış aylarına girmeden, pencereler sağlıklı havalandırma ihtiyacına göre yenilenmelidir. Ders süreleri azaltılmalı, öncelikle 30 dakikaya düşürülmelidir. Teneffüs saatleri aşırı yoğunluk olmayacak şekilde planlanmalıdır. Okul öncesi için de ders süreleri düşürülmeli, öğretmenlere teneffüs hakkı tanınacak şekilde düzenlemelere gidilmelidir. 


    Halk eğitim merkezlerinde kursiyer yaş düzeylerinden dolayı bulaş riskinin daha yüksek olacağı düşünülmeli, mesafe kuralına uygun derslikler ayarlanmalıdır. Ders süreleri ve aralar benzer şekilde düzenlenmelidir. MEB, bu tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için ek ödenekleri ivedilikle sağlamalıdır. Yeni merkezi bütçede eğitime ayrılan payın, sıralanan tüm tedbirlere rahatlıkla yetecek bir düzeye çıkarılması sağlanmalıdır.”

 

İŞTE DUDAK UÇUKLATAN O TABLO!

Türkiye geneli Vaka Tespit Tablosu                                                                               


İl Geneli Vaka Tespit Çizelgesi


    Akdeniz Gerçek Haber Merkezi

Editör: TE Bilisim