İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Antalya’da ormanların rant uğruna delik deşik edildiği, kömür ve maden ocaklarının bulundukları bölgede doğayı katletmekle kalmayıp tarımı, hayvancılığı ve turizmi bitirme noktasına getirdiğini savundu. Subaşı, “Bunların hiçbirini canı yanan halk istemiyor. Köylünün, garibanın yaşam alanına yapılan bu haksız müdahaleler, bu çevre talanı artık son bulsun” dedi. Subaşı, koruma altındaki Patara’da kum hırsızlarına dur diyerek tutanak hazırlayan orman memurunun görevden alınmasının da akıl-almaz bir olay olduğuna vurgu yaptı.

 

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevaplandırması istemi ile TBMM Başkanlığına iki ayrı soru önergesi veren Subaşı, ilk önergesinde doğanın katline göz yumulan taş, maden ve kömür ocaklarını ele aldı. Subaşı, ülkenin dört bir yanında ormanların rant uğruna, adeta çiçek bozuğu gibi maden ve taş ocakları ile delik, deşik edildiğini belirterek şöyle ifadeleri kullandı:


 

    “Antalya İli Korkuteli İlçesi Dereköy Mahallesi sınırları içerisinde yer alan 1.972 dönümlük alana Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından on yıl süreyle kömür madeni ocağı ruhsatı verildi. İşletmenin başlaması için gerekli resmi süreçler kesintisiz devam etmektedir. Üstelik Antalya İl Müdürlüğü meyve bahçelerinin bulunduğu tarım alanları için ‘ÇED Raporuna gerek yoktur’ kararı vermiştir. Korkuteli Dereköy halkı, köylüleri kömür ocağını yaptırmamak için, yaşam hakkını savunmak, çevresini korumak, deresini, suyunu, hayvancılığını ve meyveciliğini korumak adına büyük mücadele vermektedir. 

    Rize İkizdere’de açılmak istenen taş ocağına karşı büyük mücadele veren köylüler, Meclis’te 8 Haziran Salı günkü grup toplantımızda konuşan Rizeli Ayşe Bacı’nın ‘gidecek yerimiz yok, arılarımız ve çayımız yok olacak yaşam alanıma dokunma’ derken Anayasada koruma altına alınan haklarını hatırlatıyor, yetkilileri Anayasayı uygulamaya çağırıyordu. Anayasanın 56. maddesi uyarınca herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Kamu kurumlarının böylesi bir talana kayıtsız kalması Anayasal görevin apaçık ihlali olacaktır.”

SKANDAL ‘ÇED RAPORU GEREKLİ DEĞİLDİR’ KARARI!

    Dereköy’de bulunan su kaynakları ve göletlerin Korkuteli’nde bulunan on beş köye tarımsal sulama imkânı sunduğunu da hatırlatan İYİ Partili Subaşı, şu bilgileri paylaştı: 

    “Uzmanlar Dereköy Yaylası‘nda kömür madeni açılırsa su kaynaklarının kirleneceğini ve Korkuteli’ne bağlı köylerde tarım yapmanın zorlaşacağını, hayvancılığın biteceğini, ormanların zarar göreceğini, köylülerin yaşam alanının yok olacağını söylüyor. Tüm bunlara rağmen, Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ‘Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararı hukuka, vicdana, yaşama hakkına ve anayasa açıkça aykırıdır.”

‘BÖYLE ADALETSİZLİK OLUR MU?’

    İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, öte yandan tarihin en eski kentlerinden, ilk meclisin bulunduğu Patara antik kentindeki kum hırsızlığı meselesini de Meclise taşıdı. Kaş ilçesine bağlı Patara bölgesinin turizmi, tarihi ve doğal zenginliği ile koruma altına alındığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2020 yılının ‘Patara Yılı’ olarak ilan edildiğini de hatırlatarak, bölgede 2000 kamyon kum çalındığını tespit ederek bu konuda rapor ve tutanak hazırlayan memurun başına gelmedik kalmadığını ifade etti. Subaşı, memura önce AKP İlçe Başkanının müdahale ettiği, memurun zabıt tutmaktan vazgeçmemesi üzerine de Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle görevden alındığına dair haberlerin çıktığını hatırlatarak, ‘’Böyle bir adaletsizlik olur mu?’’ diye sordu.


    Subaşı şöyle devam etti: “Özel Koruma Bölgesi olan Patara’dan uzun bir süre boyunca 2000 kamyon kumun çıkarılması, doğasına, canlı habitatına ve endemik bitkilerine geri dönülmez zararlar vermiş, deniz ve Nil kaplumbağalarının yumurtlama alanlarının maalesef zarar görmüş olmasından endişe ediyoruz.”

Subaşı soru önergelerinde de Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum’a şu soruları yöneltti:


1-     ÇED Raporu alınmadan bu ocağın çevreye vereceği zararı hesaplamadan, hangi gerekçe ile işletme izni için gerekli resmi süreçler devam edebilmekte, hangi gerekçe ile çevreye zarar vermeyeceği iddia edilmektedir? Bu, Anayasa 56. Maddenin Bakanlığınız tarafından ihlal edilmesi demek değil midir?

2-     Dereköy’e yapılması planlanan kömür madeni ocağı için Bakanlığınıza yapılan şikâyet veya açılan dava var mıdır?

3-     2000 kamyon kum, koruma altındaki bölgeden bir günde çıkarılmayacağına göre, bunca geçen sürede Bakanlığınıza, İl Müdürlüğüne yapılan şikâyet ve ihbar kaydı var mıdır? Bu ihbar ve şikayetlere karşı işlem başlatılmış mıdır?

4-     Görevini yapan ve işlem başlatan memur hakkında görevden alma işlemi uygulanmış mıdır? 

5-     Bu kumları çalan şahıslar veya şirket kimdir? Haklarında herhangi bir işlem başlatılmış mıdır?

    Akdeniz Gerçek Haber Merkezi

Editör: TE Bilisim