Saadet Partisi Antalya İl başkanı Ramazan Düzen şöyle konuştu:
"İlim ve devlet adamı olarak
çığır açtı. İnandığı yolda tavizsiz duruşuyla çığır açtı. Ne kandırdı, ne de
kandırıldı. Hakk'ın ve hakikatin peşinden gitti. Kendisi bedel ödedi ama
ülkesine, insanına, Müslümanlara asla bir bedel ödetmedi.”
‘ERBAKAN İNANDIĞI YOLDAN TAVİZ VERMEDİ’
Düzen, yayınladığı mesajında şu ifadeleri kullandı:
“İçinde bulunduğumuz hafta, ülkemiz ve milletimiz açısından iki önemli tarihin
yıldönümüdür. Birisi 27 Şubat; Türkiye’nin milli ve manevi kalkınmasına öncülük
etmiş, İslam dünyasına ve bütün insanlığa yeni bir ufuk ufuk açmış, yön çizmiş büyük
bir liderin, Erbakan Hocamızın vefatının 10 yıldönümü.
İkincisi ise 28 Şubat; Ülkenin geleceğine ipotek koymuş, bugün ki karmaşanın
temelini atmış, antidemokratik kirli bir darbenin yıl dönümü. Erbakan Hocamız
şiar edindiği insaniye ahlaki meziyetleri ile bizim için sadece, bir öğretmen,
bir dost, bir ağabey değil bizim için büyük bir liderdi.
Ama Erbakan’ı Erbakan yapan onu bir öncü haline getiren bazı hasletler vardı:
Hiç bir zaman şartlara teslim olmadı. İnandığı yoldan taviz vermedi. Yola çıktıklarını
yolda bulduklarına değişmedi.
Ne kandırdı, ne de kandırıldı. Asaletiyle, nezaketiyle, duruşuyla bir çığır
açtı. Yalnız Hakkın ve hakikatin peşinden gitti. Kendisi bedel ödedi, ama
ülkesine, insanına, Müslümanlara asla bir bedel ödetmedi.
Bu yüzden Anadolu’nun dört bir yanında, dünyanın dört bir yanında Erbakan
Hocamız için toplantılar yapılıyor, milyonlarca insan arkasından dualar ediyor.
Biz şahidiz ki Erbakan Hocamız hayatını ülkesi ve bütün insanlığın kurtuluşu
için mücadeleye adamıştı. Allah kendisinden razı olsun, mekânı cennet olsun.”
Saadet Partisi Antalya İl başkanı Ramazan Düzen şöyle devam etti:
"Onun "Yaşanabilir Türkiye" ideali kutuplaşan değil
kucaklaşan, farklılıkların tehdit olarak değil zenginlik olarak görüldüğü, üstünlük
ve kibrin değil kardeşliğin esas alındığı ve özgürlüklerin hakim olduğu bir Türkiye'ydi. Ahlakı,
nezaketi ve üslubu ile bizlere örnek bir yaşam bıraktı.”
‘AKP İKTİDARININ TÜRKİYE’Yİ GETİRDİĞİ NOKTA’
Düzen, sözlerini şöyle noktaladı:
“Ne irtica, ne şu, ne bu… 28 Şubat’ın temelde iki sebebi vardır. Biri,
rantiyecilere giden hortumun kesilerek, milletin hakkının millete aktarılması.
Diğeri ise D-8’lerin kurulmasıdır. Bu politikalardan bir yandan rantiye, faiz
lobisi rahatsız olurken bir yandan da rahatsız olan küresel çevreler olmuştur.
Kısaca bu adımlardan sadece ülkemizdeki rantiyeciler değil küresel
emperyalistler de rahatsızlık duymuştur. Eğer Erbakan Hocamızın attığı
adımların gerisi gelebilseydi inanıyorum ki içinde bulunduğumuz şartlar tahakkuk
etmeyecekti. 28 Şubat’ın Türkiye açısından ağır sonuçları oldu.
28 Şubat’ta Türkiye’nin demokrasisi darbe aldı. Peki, bugün Türkiye’de
gerçekten kâmil manada demokratik bir ortamdan bahsedebiliyor muyuz? 28
Şubat’ta adalet darbe aldı. Hukuk yerle bir edildi. Kararlar emir komuta
zinciri altında verildi.
Peki, bugün Türkiye’de bağımız bir yargıdan söz edebiliyor muyuz?
Hâkimlerin kararlarını özgürce verebildiği bir Türkiye’den bahsedebiliyor
muyuz? 28 Şubat basın özgürlüğüne darbe vurmuştu.
Gazetecilerin, yazarların, aydınların birçoğu vesayet rejiminin borazanı
olmuştu. 28 Şubat’ta Gazete patronları banka paylaşıyor, ihale peşinde
koşuyordu. Peki, bugün özgür bir basından bahsedebiliyor muyuz? Artık ihale peşinde
koşan gazete patronları kalmadı diyebiliyor muyuz?
28 Şubat’ta düşüncesinden dolayı gece yarısı insanların evleri basılıyor,
sorgusuz sualsiz gözaltına alınıyordu?
Şiir okudu diye belediye başkanları görevlerinden alınıyor hatta hapse
atılıyordu. Peki, bugün durum farklı mı? 28 Şubat’ın bir ürünü olan AK Parti
iktidarının Türkiye’yi getirdiği nokta maalesef 28 Şubat’ın form değiştirmiş
halidir.
Türkiye’nin bugün demokrasisi de, ekonomisi de, adaleti de, medyası da 28
Şubatı hatırlatır hale gelmiştir.”
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi