SÜRECİN OLUMSUZ
ETKİLERİ VAR
Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Kovid-19
salgını dünyada ve ülkemizde bütün hızıyla yayılmaya devam ederken, sağlık,
eğitim ve çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarını
olumsuz etkilemektedir. Dünya genelinde bütün eğitim kademelerinde bir buçuk
milyarın üzerinde öğrencinin eğitim yaşantısı Pandemiden kaynaklı olağan
akışının dışına çıkmış, eğitim alanında da bir kriz yaşanmaya başlanmış,
geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından zorunlu olarak uzaklaşılmıştır.”
“2020-2021 eğitim öğretim yılında okul öncesi ve birinci
sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim seyreltilmiş olarak 21
Eylül tarihinde başlayacaktır. Diğer kademelerdeki eğitim ‘uzaktan eğitim’ yolu
ile sürdürülecektir. Eğitim sürecinde yaşanan zorunlu boşluk ‘uzaktan eğitim’
uygulamaları ile kapatılmaya çalışılsa da yaşanan sürecin eğitim emekçileri,
öğrenciler ve veliler üzerindeki olumsuz etkileri artarak sürmektedir.”
VAR OLAN
EŞİTSİZLİKLER DERİNLEŞECEK
“Eğitim Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz
yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurgularken, uzaktan eğitimin var olan
eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirtmekteyiz. Yüz yüze eğitime
geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılması, okullarda sağlık riski oluşmasını
engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların güvenli olarak
açılması gerektiğini ısrarla vurgulamaktayız. MEB, yaptığımız tüm uyarılara
rağmen yüz yüze eğitim için de uzaktan eğitim için de gerekli hazırlıkları
yapmamıştır.”
Başkan Sönmez, bu
süreçte sendika olarak önerilerini şöyle sıraladı:
1-
Öğrencilerin eğitim ve yaşam hakkı bir bütündür.
Öğrencilerin eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığın, yaşamını güvenceye almadan
eğitim hakkının güvenceye alınması mümkün değildir.
2-
Öğrencilerin okula gelip giderken kullandıkları
ulaşım araçları önemli oranda sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riski ortadan
kaldırmak için öğrencilerimiz ve eğitim emekçilerine ücretsiz servis olanağı
sağlanmalıdır.
3-
Okullar açılmadan önce fiziksel mesafe ve hijyen
planlaması yapılmalıdır. Okullarda bir sınıfta en fazla 12 öğrenci olacak
şekilde düzenleme yapılmalıdır.
4-
Taşımalı eğitime son verilerek, köy okulları
yeniden eğitime açılmalıdır.
5-
Atıl kamu binalarında düzenleme yapılarak
buralardan derslikler oluşturulmalıdır.
6-
Okulların çoğunda temizlik ve hijyen sorunu
yaşanmaktadır. İktidarın bu durumu ortandan kaldırmak için kaynak ayırmaması ve
okulların da kendi bütçesi olmadığı için bu konuda sorunlar yaşanması
kaçınılmazdır. Eğitimin ihtiyaçlarının karşılanması için bir bütçe
oluşturulmadan atılacak her adımın riski daha da büyütmekten başka bir sonuç
vermeyeceği bilinmelidir. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın
koşullarına göre yeniden güncellenmeli ve bu ihtiyaçların giderilmesi için ek
bütçe oluşturulmalıdır.
7-
Bütün eğitim kurumlarında sağlık birimleri
oluşturulmalı, yeterli sayıda doktor ve hemşire görevlendirilmelidir. Bütün
eğitim kurumlarının maske, dezenfekten, temizlik ve hijyen malzemeleri! karşılanmalıdır.
8-
Okullarda temizlik ve hijyen işlerinde çalışacak
personel açıkları kadrolu atama ile karşılanmalı, hijyen ve salgınla mücadele
konusunda eğitim almaları sağlanmalı ve salgına karşı gerekli ekipmanla
donatılmaları sağlanmalıdır.
9-
Bilim insanlarının önerileri doğrultusunda
okulların yüz yüze eğitime açılmasına karar verilmesi durumunda eğitim
emekçilerine ve öğrencilere ücretsiz test ve aşı yapılmadır.
10- Uygun
koşullar sağlandığında yüz yüze eğitim için önemli oranda öğretmen ihtiyacı
olacaktır. Yeterli sayıda öğretmen ataması kadrolu, güvenceli olarak yapılmalıdır.
11- Öğrencilerimize
ve öğretmenlere uzaktan eğitim için gerekli internet, teknik destek veya tablet
ücretsiz olarak verilmelidir.
SÜRECİN SONU ÇOCUK YAŞTA EVLENDİRME VE ÇALIŞTIRMA
Eğitim Sen Merkez Yönetme Kurulu Üyesi Derya Yolcu, “Bir pandemi
süreciyle karşı karşıyayız bilindiği üzere. Bu süreç içine Eğitimde var olan
sorunları çok daha derinleştirdi. Eşitsizlikler daha çok artış gösterdi
özellikle çalışmak zorunda olan yoksul çocuklar ve ana dili Türkçe olmayan
çocuklar için süreç çocukları işçileştirme ve hatta çocuk yaşta evlendirme ile
sonuçlanacak bir duruma evrildi. Özel Okullar öğrenci ve kaynak bulmakta hiçbir
sıkıntı yaşamıyorlar ama Devlet Okulları ek bütçe bulunmadığı için açılamıyor.
Veliler inanılmaz derecede kaygılı sorumluluklar tamamen velilere ve
öğretmenlere bırakılmış durumda.”
EĞİTİMDE ÖZELLEŞTİRME
OLMAMALI
“Milli Eğitim esas sorumludur Sosyal Devlet İlkesi gereğince
bütün ihtiyaçlar karşılanmalıdır dediğimiz bu dönemde sorumluluklarından kaçan
ve bu durumu da ört pas etmeye çalışan bir yönetim söz konusu. Bu durum siyasi
iradenin bir tercihidir. Devlet okullarından yana politikalar üretmek yerine
özel okullardan yana politikalar üretilmektedir. Biz özelleştirmelere
karşıyız.”
ANTİ DEMOKRATİK
UYGULAMALARA ŞAHİT OLDUK
“Eğitim ve sağlık temel insan haklarıdır. Parasız eğitim
için bir mücadele yürütüyoruz. Bunun hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Pandemi
sürecinde birçok anti demokratik uygulamaya da şahit olduk. İstanbul Sözleşmesi’nin
tartışıldığı, 6284 yasalı kanunu koruyan yasanın kısıtlandığı bir süreçten
geçtik. Belediyelere kayyum atandı. İnfaz yasası uygulandı ama taciz,
tecavüzcüler dışarıya çıkarıldı ama düşüncesinden dolayı gazeteciler içeride
tutulduğu bir sürece tanık olduk.”
PİYASACI EĞİTİM
SİSTEMİ
“Biz Eğitim Sen olarak eğitim sisteminin cinsiyetçi,
milliyetçi, muhafazakar ve piyasacı bir sistem olduğunu hep ifade etmeye
çalıştık. Uzaktan eğitim süreci durumun aslında hep bizim ifade ettiğimiz gibi
olduğunu şeffaf bir şekilde göstermiş oldu. Çocuklarımız ayrımcı,
ötekileştirici hatta yer yer ırkçı ifadeler ile hep karşı karşıya kalıyorlardı.
Bu noktada biz demokratik bir eğitim için mücadele ediyoruz. Müfredatın daha
evrensel olması için taleplerimizi iletiyoruz.”
Ziya Nur SEZEN