Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Serik’te sahillere dönük hazırlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın planlarına yönelik açtıkları davanın ardından Gazipaşa için de harekete geçti. Turizme açılmak istenen Gazipaşa sahillerine dönük plan ve parselasyon çalışmasını değerlendiren Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Serdar Aykurt, 3. Derece Doğal Sit olarak tescilli, doğal nitelikte, üzerinde yapılaşma bulunmayan Gazipaşa İlçesi Kahyalar kıyı sahil şeridinin “Turizm Tesis Alanı” olarak planlanmasının yanlışlığına tepki gösterdi ve “Gazipaşa sahili betona gömülmesin!” dedi.
Mimarlar Odası Antalya Şubesi, ender
bulunan olağanüstü güzellikleri nedeniyle doğal sit olarak tescillenen Gazipaşa
Kahyalar kıyı kesiminin, tamamen turizm tesis alanı olarak planlanmasının,
sahilin otellerle dolmasına, yüksek yoğunluklu yapılaşmaya, doğal güzelliğin
yok olmasına ve tarım alanlarının zarar görmesine, yapılaşma baskısı ile karşı
karşıya kalmasına neden olacağını bildirdi. Başkan Serdar Aykurt, “Antalya’da bulunan
5 yıldızlı otel sayısının (407) dahi, İspanya’dan (269) fazla olmasına rağmen;
ülke olarak Turizm gelirlerimizin İspanya’nın yarısına dahi ulaşamaması, turizm
stratejimizin ilkesel olarak ne kadar hatalı olduğunun bir kanıtıdır” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR
TURİZM MODELİ
Mimarlar Odası Antalya Şube
Başkanı Serdar Aykurt yaptığı yazılı açıklamada, “Deniz, kum ve güneşe dayalı,
sadece büyük yatırımcıların altından kalkabileceği kitle turizmi yerine, aşırı betonlaşmadan
uzak, doğaya saygılı ve yerel halka doğrudan sosyo-ekonomik ve kültürel
katkıları olabilecek sürdürülebilir bir turizm modelinin benimsenmesi, hem
doğal ve arkeolojik koruma alanlarımızın üzerindeki baskıyı azaltacak, hem de
ülke olarak turizm gelirlerimizin artmasına neden olacaktır” dedi.
Aykurt, yaptığı açıklamada
şunları kaydetti: “Bölgemizin son doğal kıyılarına ev sahipliği yapan Gazipaşa
sahillerinin, kitle turizmi amacıyla 5 yıldızlı otellere adeta peşkeş çekilerek
imara açılmasını desteklemek, doğal koruma alanlarımız olan sahillerimize,
verimli tarım alanlarımıza yapılan en büyük ihanettir. Kültür ve Tabiat
Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu kararı ile 3. Derece Doğal Sit olarak tescilli,
doğal nitelikte, üzerinde yapılaşma bulunmayan Gazipaşa İlçesi, Burhan ve
Sarıağaç Mahalleleri (KAHYALAR) kıyı sahil şeridi, ‘Turizm Tesis Alanı’ olarak
planlanmıştır. Ender bulunan olağanüstü güzellikleri nedeniyle doğal sit olarak
tescillenen kıyı kesiminin, tamamen turizm tesis alanı olarak planlanması,
sahilin otellerle dolmasına, yüksek yoğunluklu yapılaşmaya, doğal güzelliğin
yok olmasına ve tarım alanlarının zarar görmesine, yapılaşma baskısı ile karşı
karşıya kalmasına neden olacaktır.”
TROPİKAL MEYVE YETİŞTİRİLİYOR
“Planlanan
sahil şeridinin gerisi Korunabilmiş Nitelikli Tarım Alanları’ndan oluşmaktadır.
Bölgede, yoğun olarak muz üretimi yapılmakta ve yetiştirilen dünyaca ünlü
Gazipaşa muzu tüm dünyaya ihraç edilmektedir. Ayrıca Gazipaşa, bugüne kadar
yurtdışından yüksek bedeller ödenerek ithal edilen papaya, avokado, pepino,
ejder meyvesi gibi birçok tropikal meyve çeşidinin yetiştirildiği ülkemizin
ender bölgelerinden birisidir. Üretilen bu meyveler, hem iç pazarda
tüketilerek, hem de ihraç edilerek ekonomiye turizmden daha fazla katkı
sağlamaktadır. Bölgenin turizme açılması ile bölgede turizm ağırlıklı nüfus
artışı olacak ve verimli tarım alanları, ikinci konut, lojman alanı
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılaşacak ve yok olacaktır.”
“Anayasamızın
43. maddesinde ve Kıyı Kanunu’nda; kıyıların devletin hüküm ve tasarrufunda
olduğu, kıyılardan yararlanmakta öncelikle KAMU YARARININ gözetileceği hüküm
altına alınmıştır. Dava konusu planlar ile tüm kıyı, turizm tesis alanı olarak
planlanmış, ilçe halkının ve konuklarının denize gireceği, kıyılardan faydalanacağı
hiçbir alan planlanmamıştır. Plan notlarında yer alan; kullanım ayrım çizgisi
ile konaklama tesislerinden ayrılan Günübirlik tesis alanları, Konaklama
tesisinin devamı niteliğinde olup, aynı parsel bütününde kalan alanlardaki
günübirlik tesisler, parsel içerisinde yapılacak tesislerin tamamlayıcısı
olabilir” hükmü ile halkın yararlanması için getirilen günübirlik alanların,
alanın arkasında yer alan Turizm tesisinin tamamlayıcısı, başka bir deyişle, bu
alana getirilmiş olan emsalin arkadaki tesisin yatak kapasitesini artırmaya
yönelik kullanılması nedeni ile günübirlik alanların, tesisin ön bahçesi haline
getirildiği anlaşılmaktadır.”
“Dava
Konusu planlar Şehircilik İlkeleri ve Planlama Esaslarına da aykırılık
taşımaktadır. Şöyle ki;
Dava
konusu planların hazırlanma sürecinde meslek odaları, sivil toplum
kuruluşları,halkın vs. görüşleri alınmamış, toplantılar düzenlenmemiş koruma
amaçlı İmar Planları hazırlama sürecine uyulmamıştır. Dava konusu planlar ile
Yüksek Yoğunluklu Yapılaşma kararı getirilmiştir. Minimum parsel büyüklüğü
5.000 m², otel alanında E=0,40 olarak belirlenmiş ancak, “tüm yol cephe
hatlarından plan değişikliğine gerek olmaksızın 3’er metre yola bedelsiz terk
edilmesi durumunda,parsellerde terk edilmeden öncesi hesaplanarak” büyüklüğü
50.000 m²’nin altındaki parsellerde Emsal: 0,60, ençok: 4 kat, büyüklüğü 50.000
m²’nin üstünde olan parsellerde Emsal: 0,80 ençok: 4 kat olarak düzenlenmiştir.
Tüm sahil, Turizm Tesis Alanı olarak planlanmış, parseller arasında halkın
denize ulaşacağı, uç noktasında otoparklarla desteklenmiş, denizi dik yollar
ile bu yollarla kesişen denize paralel yaya yolu (promenat yol)
planlanmamıştır. Bu emsal çok büyük yoğunluklu bir yapılaşmanın önünü
açmaktadır.”
PLANLAMA İLKELERİNE AYKIRI
“Plan
notlarında ‘ifraz sonucu elde edilebilecek minimum parsel büyüklüğü 5.000 m²’
olarak hüküm altına alınmıştır. Bölgede 5.000 m²’nin altında çok fazla parsel
vardır ve bu planlama ile 5000 m²’den küçük parsel sahipleri parselini, turizm
amaçlı kullanamayacağı için satmak zorunda kalacaktır. Bu plan notu, büyük
tesislere yönelik alınmış bir karardır. Oysa turizm, sadece beş yıldızlı otel
anlayışından ibaret değildir. Antalya sahillerinde kapasitenin çok üstünde otel
bulunmakta olup, son dönem krizlerle çoğu kapanmış ya da kapanma noktasına
gelmiş veya el değiştirmiş ve değiştirmektedir. Son yıllarda tüm dünyada
SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM olarak anılan turizm anlayışı benimsenmiş ve bu turizm
çeşidi Kaş ve kıyılarında çok başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Yerel halkın işlettiği, doğa ile iç içe küçük
pansiyon, butik otel ve apart otel gibi sürdürülebilir turizm çeşitleri, Kaş
örneğinde olduğu gibi başarı ile uygulanmakta olup, geçen iki yıl boyunca diğer
işletmeler yüzde 60 doluluk oranını geçememişken, Kaş, yüzde 100 doluluk oran
ile sezon geçirmiştir. Aynı doğa güzelliğine sahip Gazipaşa’da da, tarım ile
birlikte yürütülebilir, halkın katılabileceği bir turizm anlayışı ile
planlanabilecekken, parsel sınırlaması
ile sadece büyük parsel sahiplerine ayrıcalıklı bir planlama ile bazı imkanlar
tanınmış ve büyük bir haksız rant yaratılmıştır. Bu nedenle de planlar, ne
planlama ilkeleri, ne de şehircilik esasları ile bağdaşmaktadır.”
BETON MEZARLARA DÖNÜŞMESİNE
KARŞIYIZ
“Bu
bağlamda; Mimarlar Odası Antalya Şubesi olarak, Antalya ili, Gazipaşa İlçesi,
Burhan ve Sarıağaç Mahalleleri (KAHYALAR) Kıyı kesimine; 3. Derece Doğal Sit
Alanına yönelik 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na istinaden, 1/5000
ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama
İmar Planına; planların iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla, Gazipaşa
Belediye Başkanlığı’na ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, 10 vatandaşımız ile
birlikte Antalya 2.İdare Mahkemesi'nin 2020/355 E. sayılı dosyası ile dava
açılmıştır. Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarımızı ve bereketli tarımsal
alanlarımızı koruma noktasında; bu alanların gelecek kuşaklara aktarılması için
mesleki, vicdani ve insani sorumluluğumuz gereği, örgütsel olarak her türlü
hukuksal mücadeleyi vereceğimizi, bu alanların ranta ve beton mezarlara dönüşmemesi
için çalışacağız.”
Haber Merkezi