Gündoğmuş ilçesinde, Torosların zirvesi Akdağ ve Geyik dağlarında, 50 metre yükseklikten dökülen doğa harikası Uçansu Şelalesi'nin kaynağını da oluşturan Alara Çayı üzerinde, 7'si dere, 1'i baraj tipi olmak üzere 8 HES projesi bulunuyor. Akdeniz'e döküldüğü alana kadar yaklaşık 80 kilometre uzunluğa sahip nehir üzerindeki HES projelerinden Kamer HES, yaklaşık 10 yıllık hukuki süreç sonunda geçtiğimiz günlerde Danıştay 14'üncü dairesince iptal edildi.

SÜREÇ DEVAM EDİYOR
Nehir üzerinde planlanan projelerden diğer ikisi Hayat-1 ve Hayat-2 HES projeleri için de bölge halkı daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca verilen 'ÇED Gerekli Değildir' kararına karşı açtıkları davayı kazanmış ve bu iki HES'in ÇED Gerekli Değildir raporu doğrultusunda yapımı mahkeme tarafından iptal edilmişti. Bu karar sonrasında ise ilgili firma Hayat-1 ve Hayat-2 HES projeleri için ÇED süreci başlattı. ÇED süreci Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda devam eden bu iki HES'le ilgili olarak bölge halkı Bakanlığa iptal edilmesi için başvuruda bulundu.
KARAR ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Danıştay'ın Kamer HES projesine ilişkin iptal kararını da örnek gösteren köylüler adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na dilekçeyle başvuruda bulunan avukat Münip Ermiş, Hayatsu Enerji firmasının Hayat 1-2 HES'leriyle ilgili ÇED başvuru dosyasının kabul edilmemesini istedi. Bu iki HES'le ilgili Antalya 1'nci İdare Mahkemesi'nin daha önce verilen ÇED Gerekli Değildir raporunu iptal ettiğini hatırlatan Ermiş, Danıştay'ın da Hayat 1-2 HES'ler gibi şelaleye de çok yakın bölgede bulunan Kamer HES'le ilgili ÇED Olumlu raporunu iptal ettiğine dikkat çekti.  

SORU İŞARETLERİ VAR
Söz konusu iki HES'in inşası sırasında bölge doğasına ciddi zararlar verileceğini savunan avukat Ermiş, bilirkişi heyetlerinin de daha önce hazırladığı raporlara göre, verimsiz yatırım olması nedeniyle projenin rantabilitesi hakkında soru işaretleri bulunduğunu söyledi. Dilekçede, bölgede 27 bin 754 metrekarelik orman alanındaki genç ağaçların kesilecek olmasının da kamu yararı bakımından önemli ve ekonomik kayıplara neden olacağına işaret edildi. Kızılçam ormanıyla birlikte çalı ve otsu formdaki kavotu, mideotu, dağ çayı, deliçay, çan çiçeği ve kekik türlerinin geniş yayılışlı ve endemik olduğu belirtilerek, nihai ÇED raporunda türlerin devamlılığının sağlanması açısından önemli eksikler içerdiği kaydedildi.

'ÇED UYGUNDUR ONAYI VERMEYİN'

Antalya Orman Bölge Müdürlüğü, önceki görüşlerinde HES ve hazır beton tesisinin kurulacağı sahanın büyük kısmının devlet ormanı olduğu, ormancılık çalışmalarına olumsuz etkisi olacağından uygun görülmediği yönünde görüş bildirmişti. Proje sahasının, 1'inci derece doğal SİT alanına 30-40 metre uzaklıkta olduğu ve bu doğal SİT alanına zarar verilmeyeceğine ilişkin önlemlerin somut olmadığı da vurgulanan dilekçede, gerekli önlemlerin alınacağına dair yatırımcı firmanın taahhüt vermesinin de bilimsellikten uzak olduğu kaydedildi. Dağ keçisi, ayı, tilki, kurt, çakal, yaban domuzu gibi hayvan türlerinin de bulunduğu belirtilen bölgede, bu projelere onay verilmesinin ağır bir çevre tahribatının önünü açacağı gibi, mahkeme kararlarına da açık bir ihlal olacağı vurgulanarak, "Tüm bu nedenlerle bahsi geçen ÇED Uygundur onayı verilmemesini talep ediyoruz" denildi. DHA

 

Editör: TE Bilisim