Türkiye Baroları Kent ve Çevre Komisyonları ile çevre ve ekoloji avukatlarının Ocak/2019’da İzmir’de başlattıkları, Antalya ve Denizli ile devam eden çalıştaylar sürecinin dördüncüsü 28-29 Eylül 2019 tarihinde Şanlıurfa Barosu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Şanlıurfa, Ankara, Adana Barosu, Antalya, Artvin, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Tekirdağ, Muğla, Aydın, Trabzon, Van,  Eskişehir, Bursa, Kırklareli, Ordu, Hatay, İzmir, Burdur ve Denizli barolarının katıldığı

iki günlük çalıştay sonucunda sonuç bildirgesi açıklandı. 

İKLİM GREVİ ÖNEMLİ

Şanlıurfa Sonuç Bildirgesinde, küresel iklim krizinin dünyanın geleceğini tehdit eder konuma ulaştığı vurgulanarak şöyle denildi: “Krizin büyümesine karşın, dünya devletlerinin yöneticileri verdikleri sözleri yerine getirmemekte, tehlikeyi küçümsemektedirler. Yaklaşık yarım yüzyıllık ekoloji hukuku da dünyadaki yaşamın topyekun sonunu getirebilecek bu tehlikeyi önlemeye yetmemektedir. 20 Eylül 2019’da tüm dünyada başlayan ve her cuma günü devam eden çocukların iklim grevi bize ışık tutacak niteliktedir.  Türkiye Baroları Çevre ve Kent Avukatları olarak iklim değişikliğinin öncelikli sorun olduğunu kabul ediyor, 16 yaşındaki Greta Thunberg’in öncülüğündeki bu direnişi selamlıyor ve destekliyoruz. Küreselleşen bu sorun karşısında Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası mekanizmaları çalıştırmayı görev ediniyoruz.”  

YARGIYA MÜDAHALE EDİLMEMELİ

“Anayasa değişiklikleri ile getirilen sistem ve yaşanan siyasi kriz, yargının işlevini ağır bir biçimde tahrip etmiş, hukuk güvenliğini de ortadan kaldırmıştır. Bu güvencesiz ortamda Anayasa’nın 56.maddesinde yer alan, sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı korunamamaktadır. Bu kapsamda, şimdiye kadar yürütülen çevre hakkının korunması mücadelesi, siyasi iktidarın yargıya müdahaleleri nedeniyle etkisini yitirmiştir. Önümüzdeki dönemde sorunların çözümünde, mücadelemizi bu gerçeklik üzerinden yürütme konusunda fikir birliği içindeyiz. Danıştay’ın, 1990’lı yıllardan bu yana; çevre davalarında her yurttaşın ve ilgili tüzel kişilerin davacı olabileceği, öncelikli olanın çevre hakkı ve yaşamın korunması yolundaki kamu yararı ilkesi ile çevre hukukunun gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Aynı Danıştay, geçen 8-9 yıllık süreçteki kararları ile kendi açtığı yolu kapatmıştır. Bu olumsuz değişim çevre ve yaşam hakkının vazgeçilmez unsuru olan adalete erişimi ortadan kaldırmaktadır. İdari yargı, hukuk devleti ilkesini yerle bir eden bu uygulamalarına son vermelidir.” 

DAVALARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Bildirgede, çevre ve yaşam hakkı için çalışan hukukçuların hak ve özgürlüklerin korunmasını bir bütün olarak gördükleri ve bu kapsamda Gezi ve Akademisyen Bülent Şık’ın davalarına dair değerlendirmelerin kamuoyu ile paylaşma sorumluluğu taşındığı vurgulandı. Bildirgenin sonunda her iki davanın da takipçisi olunacağı da vurgulandı. Kubilay ELDEMİRCİ


 

Editör: TE Bilisim