Kaz Dağları'nda yapılmak istenen altın madeni arama çalışmalarına bir tepki de Antalya Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu Üyesi Murat Yıldırım‘dan geldi. Akdeniz GERÇEK’e konuşan Yıldırım, Kaz Dağları’nda siyanürle altın arama sebebine dayalı olarak hektarlarca arazi ve orman varlığı ile biyolojik çeşitliliğin yok edilme tehlikesi yaşadığını vurgulayarak acilen yanlıştan dönülmesi gerektiğini söyledi.

UYARIDA BULUNDU

Yıldırım, 1970’li yıllarda İzmir Gıda ve Çevre Bölge başkanlığı döneminde ve teşkilatta bulunduğu yıllarda yapılan müracaat ve görülen lüzum üzerine ekip olarak Bergama bölgesine gittiklerini hatırlatarak, “Bölgedeki yeraltı sıcak su kaynakları, tarihi hamamlar, yeraltı sıcak su sarnıçları gibi doğal ve tarihi değerleri inceledik. Burada çevreyi, yer altı sularını, flöre ve faunayı bilumum doğal yaşamı etkileyecek herhangi bir yatırımın felakete dönüşen sonuçlar yaratabileceğini tespit edip o yıllarda durumu rapor ederek gerçeği ortaya koymuştuk. Hatta konuyu İzmir İl Hıfzıssıhha meclisine getirerek tedbirler alınması yönünde taleplerimizi olmuş bununla da yetinmeyerek Ege Üniversitesi Kimya Fakültesi ve Maden Mühendisliği Fakülteleri ile ayrıca halk sağlığı kürsüsü ile görüşerek tarihi bir karar alınması noktasında çalışmalar yapmıştık” diyerek uyarıda bulundu.

BİR GRAM ALTIN İÇİN..

Bir gram altın için bir buçuk, iki metre toprağın siyanürle kirletilmesinin son derece yanlış olduğunun altını çizen Yıldırım, şöyle konuştu: “Ne yazık ki yıllar sonra bölgede siyanürle altın arama olayları son defa da güncelleşen Kaz Dağları siyanürle altın arama sebebine dayalı olarak hektarlarca arazi ve orman varlığını ve biyolojik çeşitliliğin yok edilişine doğru uygulamaların bizlere derin endişe verdiğini ifade edebilirim. Sonuç olarak bir gram altın için bir buçuk iki metre toprağın siyanürle kirletilmesi kısa, orta ve uzun vadede bölgede yer altı ve yer üstü suları başta olmak üzere tüm doğal değerlerin siyanür asidiyle kirletilecek. Bunun yanında arazi atmosferinde oluşacak buhar haline geçmiş siyanür gazı kısa, orta ve uzun menzilli hava kirliliğine neden olacaktır.”

KALICI ZARARLAR YAŞANIR

“Bölgede sürünen, yürüyen ve uçun tüm faunalarla bitkisel varlığımızın üzerine olan etkileri de dikkate alındığında konunun bilimsel bir heyetin bulunabileceği ortamda teknik olarak ele alınarak yeniden gözden geçirilmesinde kalıcı zararlar olacağı kesindir. Gerek 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun gerek 2872 sayı çevre mevzuatının ilgili hükümleri çerçevesinde ve ayrıca Anayasamızın 3. Maddesi dikkate alınarak konunun geniş periyotlar ortamında değerlendirilip konunun fizibilitesi, toplumsal maliyetleri gibi kamu yararını gözeten unsurlarında göz ardı edilmeden konunun üzerinde bir kere daha durulmasında uzun vadeli yararları olacağı kesindir.” Kubilay ELDEMİRCİ

 

Editör: TE Bilisim