MHP’nin önceki dönem il başkanlarından ve
Ülkücü camianın önemli isimlerinden Mustafa Akar, ülkemizde son dönemde Kaz
Dağlarında açılmak istenen altın madeni için kesilen ağaçlarla gündeme gelen
doğa katliamının Antalya’da da yaşandığını ve gereken önlemler alınmazsa
önümüzdeki dönemde bunun daha da artacağı endişesi taşıdığını açıkladı.
ANTALYA
DA NASİBİNİ ALDI
Doğa katliamından Antalya’nın da nasibini
aldığını kaydeden Akar, “Kaz Dağları herkesin gözü önünde olduğu için burada yaşanan
ağaç katliamı çok dikkat çekti ve insanlar buna tepki gösterdi. Ama Kaz
Dağlarına gelene kadar dünden bugüne Türkiye’nin bütün ormanları talan edildi.
Antalya da bundan nasibini aldı. Kaş ve Finike ilçelerinden İbradı’ya kadar her
yer maden ocaklarına teslim oldu. Buralarda birçok maden arama ruhsatları
verildi ve dağlar delik deşik edildi, ağaçlar kesildi. Geçmişte maden arama
ruhsatları bu kadar kolay verilmiyordu. Bunun bu kadar kolay olmaması lazım”
dedi.
İNSANLAR
KANSER OLUYOR
Bu madenlerde kullanılan arsenik gibi bir
takım kimyasalların yer altı sularına karıştığını ve bu şekilde kanser
vakalarının artığını kaydeden Akar, “Biz bu şekilde maden ocaklarının pervasızca
açılmasına izin verirsek kendimize de zarar vermeye devam edeceğiz. Bu maden ocaklarından
akan sızıntı yer altı kaynağına geçiyor ve bu suyu kullanan insanlar da kanser
oluyor. Ondan sonra da ‘kanser vakaları neden çok arttı’ diye hayıflanıyoruz.
Bunun yanında yaşayan doğayı da insafsızca yok ediyoruz. Çünkü madencilik
faaliyetlerini plansız programsız yapıyoruz” diye konuştu.
HEPİMİZ
DUYARLI OLMALIYIZ
Doğanın korunması konusunda kesinlikle
ideolojik düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Akar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Geçmişte önüne gelene çok kolay maden arama ruhsatları verildi. Bunu doğanın
dengesini düşünmeden yaptılar. Bir maden ocağını açıyorlar, bunu açarken
ağaçları kesiyorlar, işleri bittikten sonra da öyle bırakıp gidiyorlar. İşte
yetkililerin buna izin vermemesi lazım. Bunun önüne ancak herkesin duyarlı
olmasıyla geçebiliriz. Burada kesinlikle ideoloji güdülmeyecek. Çünkü bu
topraklar, bu ağaçlar, bu deniz, bu kum hepimizin. Buna hepimiz sahip
çıkacağız.” Kubilay ELDEMİRCİ