Her geçen gün artan sayısıyla İbradı ve Akseki’nin
yaylalarını tehdit eden mermer ocakları bölge halkının büyük tepkisine sebep
oluyor. Özellikle nadide doğası, çok sayıda endemik bitki türü, dağ keçileri,
yılkı atları, sedir ve ardıç ağaçları ile dikkat çeken bölge, mermer
ocaklarıyla adeta tehdit ediliyor. Akdeniz GERÇEK’in mermer ocaklarıyla ilgili görüşlerini
sorduğu bölge halkı, bu konuda oldukça endişeli. Her geçen gün artan mermer ocağının
tüm doğayı tahrip ettiğini kaydeden İbradılar, mücadele ise yetersiz
kalındığını düşünüyor.
BÖLGEYİ TEHDİT
EDİYOR
İsmini vermek istemeyen bir İbradılı, mermer ocaklarının
bölgenin geleceğini tehdit ettiğini söyledi.
“Atı alan Üsküdar’ı geçmiş” diyen vatandaş, şöyle
konuştu: “Akseki ve İbradı’da mermerocağı iznini bir şekilde almış ve hala
almak için bekleyenler var. ‘ÇED raporu gereksiz’ diyerek çok kolay maden
işletme ruhsatı alınabiliyor. Akseki’de 3, İbradı’da da 4-5 tane açılan ama
işletmeye girmeyen ruhsatlandırılmış ocaklar var. Şuan Çin’e ihracat durduğu
için bunların birçoğu beklemede.Mermer piyasasında 16 çeşit mermer ve
İbradı’nın Emperador mermeri de çok istenen bir ürün. Bu yüzden bütün firmalar
ürünlerini çeşitlendirmek için İbradı’da bir ocak almak istiyor.”
PANKART TAŞIMAKLA
OLMAZ
Mermer ocağı firmalarının bir çoğunun arkasında
siyasilerin desteği olduğunu da kaydeden vatandaş, “Bu mermer ocaklarını maddi imkanları
düşük olan insanların açması mümkün değil. Ayrıca bunun mutlaka siyasi bir
ayağı da var. Bu olmadan ocak açmanın imkanı neredeyse yok gibi. İnsanlar
mermerden çok büyük döviz kazandığımızı düşünüyor ama bunu yaparken doğamıza da
dönüşü olmayan bir şekilde zarar veriyoruz. Ayrıca mermer ocaklarına karşı
girişilen mücadelede de başıbozukluk var. Mücadele pankart taşımakla ve sosyal
medyada fotoğraf paylaşmakla olmaz. Bunun Bakanlıklarda ki takibini de iyi
yapmak lazım” diye konuştu.
10 YIL SONRA DOĞAYI
BİTİRİRLER
Şehir hayatını geride bırakarak doğada yaşamayı tercih
eden Nurhayat Varol ise İbradı ve Akseki’deki dağların halinin içler açısı
olduğunu söyledi. Varol, dağların yavaş yavaş mermer ocaklarına teslim olmaya
başladığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu süreç devam ederse 5 yıl 10 yıl
sonra ortada ne dağ, ne de taş kalacak. Bu konuda özellikle siyasilere çok
önemli görevler düşüyor. Çünkü bu
sorunları ancak siyasi iradeyle çözebilirsiniz. Doğanının korunması tarımın ve
hayvancılığın geliştirilmesi, desteklenmesi gerekir. Bir tarım politikasının
oluşturulmamı lazım. Doğanın korunması politikasının Türkiye politikası olması
gerekiyor.”
KÖYLÜ KANDIRILIYOR
“Biz ‘doğa turizminden pay alacağız’ derken bölgeye
gelecek turistin göreceği yer kalmayacak. Turistin buraya mermer ocağı görmeye
değil, doğayı, bu güzellikleri görmeye geldiğini unutmayalım. Sonuç olarak uzun
vadeli hiç düşünülmüyor herkes günü kurtarmaya çalışıyor. Sadece köylü değil,
bilinçli insanlar bile adeta ranta teslim alınmış durumda. Beni en çok üzün
konu ise bölge köylüsünün maden ocağı açmak isteyen şirketler tarafından iş ya
da para vaadiyle kandırılıyor olması. İnsanlar da geçim sıkıntısı yaşadığı için
buna ses çıkaramıyor. Açıkçası durum çok vahim.” Kubilay ELDEMİRCİ