Antalya’nın en önemli hukukçu ve siyasetçileri arasında
yer alan Gürkut Acar ile Cengizhan Gököz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na
yapılan saldırıyı Akdeniz GERÇEK Gazetesi’ne değerlendirdi.
ACAR: SALDIRININ
AMACI BELLİDİR
Gürkut Acar, saldırının esas amacının Cumhuriyet Halk
Partisi’ni ve anlayışını yok etmek olduğunu söyledi. Acar, “Bu saldırı toplumu
germek ve çeşitli yolsuzluk söylentileriyle kamu mallarının yağmalanmasıyla,
Türkiye’nin fabrikalarının kapatılmasıyla, işsizliğin korkunç boyutlara
ulaştığı bir dönemde bütün bunları bir tarafa bırakıp kendisinin dağılan
tabanını bloklaştırmak için yapılmış bir saldırılıdır. Yani bazı arkadaşların
‘konsolide’ diye laflar kullanıyor, bu kesinlikle doğru değil.
Saldırının da esas amacı Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve
anlayışını yok etmektir. Bunun anlamı demokrasinin de Türkiye’de yok olmasıdır.
Çünkü CHP olduğu müddetçe bunlar kendi istedikleri rejimi ve sistemi getiremez.
Yani o sistem laik cumhuriyetin kaldırıldığı, yerine dine dayalı bir devlet
sisteminin kurulmasıdır. Esas amaç budur” dedi.
ÇOK ÇİRKİN VE BİR
PLANLI SALDIRI
Saldırının planlı yapılmış bir terör olayı olduğunu iddia
eden Acar, “Bir siyasi liderin bu şekilde saldırılarla sindirmeye çalışmak
aslında siyasetin özüne aykırıdır. Yani bir şey söyleyeceksen halkı ikna
edeceksin. Halk ikna olursa o zaman seninle olacak. Demokrasinin özü budur. Bu
şekilde bir saldırı hiç yakışmamıştır. Bu çok çirkin ve bir planlı saldırıdır.
Sakın kimse çıkıp da ‘bir meczup çıktı da, dolduruşa geldi de kafasına göre
saldırdı’ diye algılamasın. Benim bu saldırganların cezasına çekeceğine yönelik
hiçbir inancım yok. Bu bir terör olayıdır ve planlanmış bir olaydır. Bunun
arkasında da iktidarın kesinlikle parmağı vardır. O kadar kişinin ortasında,
özelikle Milli Savunma Bakanı’nın orada olduğu bir yerde böyle bir saldırının
olması kesinlikle inandırıcı değil. Eğer iktidar, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet
Müdürlüğü istemezse o ortamda kuş bile uçurtmazlar” diye konuştu.
GÖKÖZ: BU BİR
SUİKAST GİRİŞİMİDİR
Cengizhan Gököz ise şehit cenazelerinde yaşanan protestoların
ilk kez olmadığını ancak bu son saldırının diğerlerinden çok farklı olduğunun
altını çizdi. Gököz, “Daha önce de
AKP’nin geçmişteki Genel Başkanına şuan ki Cumhurbaşkanına ve bakanlarına
yönelik ağır saldırılar oldu. Ancak bu son saldırı biraz farklı. İçişleri Bakanı
sürekli bu terör grubuyla ana muhalefetin ittifak ettiği partinin ilişki içinde
olduğunu iddia ediyorsa bu artık protestoyu geçer. Çünkü o ölen şehidimiz terör
mücadelesinde hayatını kaybetmiştir. Zaten Milli Savunma Bakanı’nın o an ki
sözü belki yatıştırma amacıyla olsa da çok yanlıştır. ‘Mesajlarınızı verdiniz,
tepkilerinizi gösterdiniz’ cümlesi doğruyu yansıtmamaktadır. Oradaki
tepkiyi protesto gösterisi değildir, orada saldırı gerçekleştirilmiştir. Orada
CHP Genel Başkanı öldürülmek istendi, linç edilmek istendi. Bu bir suikast
girişimidir. Burada şehit ailesinin ve yakınlarının duygularını ayrı tutuyorum.
Doğal olarak bu da iktidar politikasının yarattığı bir sonuçtur. Yani o anlık
oluşmuş bir saldırı değildir. O bir birikimin patlamasıdır. Bu birikimin sebebi
de siyasal iktidarın yani Cumhurbaşkanının seçimde kullandığı dildir.‘Bay
Kemal, Bay Kemal’ diyerek sürekli hedef gösterip ondan sonrada ‘şehit ailesi
tepkisini gösterdi’ demek en azından olayı anlamamış olmaktır” şeklinde
konuştu.
VAHİM OLAYLAR
YAŞANABİLİR
Bundan sonra herkesin daha dikkatli davranması
gerektiğini ifade eden Gököz, şöyle konuştu: Bundan sonrası çok önemli. Ben
iktidar kanadından gelen kınamaları yeterli bulmuyorum. ‘Biz saldırıyı tasvip
etmeyiz ama onlar da hak ettiler’ ya da ‘habersiz geldiler’ diyerek bunların
arkasına sığınılmaz. Bunu söyleyen İçişleri Bakanı. Dolayısıyla bundan sonra
çok önemli ve çok vahim olaylar yaşanabilir. Bu linç girişimlerini biz pek çok
yerde ve olayda gördük. Böyle bir potansiyelimiz var ve herkes Cumhurbaşkanı
da, Bakan da, muhalefette yani bütün siyasetçiler artık bu işin ciddiyetini görüp,
sözlerini, tavırlarını, politikalarını ona göre belirlemeliler. Yoksa bundan
sonra çok vahim olaylar yaşanabilir. Bu yaşananlar çok ciddi bir uyarı olarak
ele alınmalıdır. Milleti bu şekilde kamplaştırmanın ‘Allah korusun’ karşılıklı
bir saldırıya dönüşmesinin sonucu dilim varmıyor ama iç çatışmadır. Zaten
Türkiye için öngörülen o Büyük Orta Doğu Projesi’nin (BOB) bir parçasıdır. İç
çatışma ile biz birbirimize düşmeden ülkemizi bölemezler. Bunu biliyorlar, o
yüzden çok dikkatli olmak durumundayız.” Kubilay
ELDEMİRCİ