Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tayyar Asrık ve Türk Hemşireler Derneği (THD) Antalya Şube Başkanı Şükran Çiloğlu ile aile hekimleri ve hemşirelerin sağlık sistemi içerisindeki mevcut durumlarına dair görüş aldık. 

‘MESLEĞİMİZ DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR’
Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tayyar Asrık, hastaların aile hekimliği merkezinde hekimlere kolay ulaştığını söylerken, “Aile hekimliği sisteminde hastaların doktora ulaşabilmesi çok kolay. Ancak burada önemli olan hastanın doktora kolay ulaşabilmesi değil. En büyük sorun yaptığımız işin verdiğimiz hizmetin değersizleştirilmesi geliyor. Ben apartmanın giriş katından hizmet vermeye çalışıyorum. Hasta evden çıkıyor bakkaldan ekmek alıp geçerken, içeride kimse yokmuş diye giriyor, bana ulaşabiliyor. Bu başta suiistimalleri beraberinde getiriyor. Hizmetin kalitesini de onların gözünde değersiz kılıyor” dedi.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI
OLMAYAN BİR TOPLUMUZ

Aile hekimliği sisteminde herhangi bir ödeme yapılmadığı için hastaların merkezleri daha çok tercih ettiğini söyleyen Tayyar Asrık, “İkinci üçüncü kademede hastane ve fakülte hastanelerinde hastanın sosyal güvencesi olsa bile bazı kalemlerde ödeme yapması gerekiyor. Ama Aile hekimliğinde tam tersine her şey ücretsiz. İnsanların aile hekimlerine yüklenmesinin bir sebebi de bu. Sağlık okuryazarlığının olmadığı bizim gibi ülkelerde sağlığa kolay erişmenin dezavantajı bunlar. Hasta aldığı hizmet değerinin farkında değil. Aile Hekimi Merkezinden çıkıp hastaneye gidiyor oradan çıkıp geri aile hekimlerine geliyor. Yani dolayısıyla hasta aynı günde iki defa muayene olabiliyor farklı reçeteler yazılabiliyor. Çünkü maalesef sağlık okuryazarlığı olmayan bir toplumuz” ifadelerine yer verdi.

Asrık, özellikle aile hekimliği merkezlerine sağlık raporu almak için vatandaşların geldiğini söylerken bu raporların aile hekimliği dışında sosyal güvence olsa dahi ücretli olduğunu vurguladı.  Asrık, raporlar sebebiyle aile hekimlerinin zorlandığını söylerken, “ Bu raporları verecek fiziki alt yapı yeterliliğimiz yok” dedi.

GÜVENDE HİSSETMİYORUZ
Sağlıkta çalışanlarına ve hekimlere yönelik şiddetin kanayan yara olduğunu söyleyen Asrık sözlerine şu şekilde devam etti:
Bir adım atılmadıkça sağlıkta şiddet son bulmayacak. Sağlık çalışanlarının ve hekimlerinin kendi hayatları tehdit altındayken kaliteli ve sağlıklı bir hizmet verme şansımız yok ne yazık ki. Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Sağlıkta şiddetin en büyük nedenlerinden biri de kanunsuz istekler. Bunlardan bir kaçı,  hastayı görmeden ilaç yazmak, başkasının ilacını yazmak, hastaya gerçeklere uymayan sahte rapor düzenlemektir. Yaptığımız zaman suç işlediğimiz işlemleri yapmadığımızda şiddetle karşı karşıya geliyoruz. Böyle bir açmazdayız.

Asrık konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nın sessizliğini devam ettirdiğine dikkat çekti.  Hekimlerin hayatları tehlike altındayken daha ne kadar mesleklerine devam edebileceklerinin sorgulanması gerektiğini aktaran Asrık, “Eğer elimizde tepkimizi ortaya koyacak başka yol yoksa mecburen iş bırakacağız. Bu süreler belki beş gün olacak belki süresiz olacak. Şuan da maalesef görüntü bu” dedi.
BAKANLIK SESSİZ KALIYOR
Sağlık Bakanlığı’nın ağlık alanındaki şiddete sessiz kaldığını vurgulayan Türk Hemşireler Derneği Antalya Şube Başkanı Şükran Çiloğlu,  “Hemşireler hastalarla yakın temas halinde ve sağlıkta şiddet artarak devam ediyor.  O huzursuzlukla emin olarak yapacağı ilerde bile bir korkuyla yaklaşıyor. Tabi ki mutsuz ve korkarak bir meslek yapılmaz. Sağlık Bakanlığı bilerek susuyor. Şiddete uğrayan çalışanlara hekimlere ve hemşirelere destek olduklarını düşünmüyorum. Öncelikle suçlanan şiddete uğrayan kişi oluyor. Şiddete eğilimi olan kişilerinde hep bir siyasi ayakları, güvendikleri birileri oluyor. O nedenle çok rahat bu tarz girişimlerde bulunabiliyorlar.
TEKNİKERLER HEMŞİRE GİBİ ÇALIŞTIRILIYOR
Türk Hemşireler Derneği Antalya Şube Başkanı Şükran Çiloğlu ise hemşirelik mesleğindeki sorumlulukların görünenden çok daha fazla olduğunu söylerken, “ Ciddi bir eğitim ve hasta bakımı sorumluluklarımız arasında. Zaten bizim işimiz hasta tedavisinden daha çok hasta olmasın diye insanları eğitmek. Hemşirelerin işi her gün daha çok artıyor. Şuanda 80-100 bin civarında atanamayan hemşire var. Ancak hastanelerde de hemşire sıkıntısı var. Hastanelerde hemşire diye tanınan birçok beyaz önlüklü çalışan hemşire değil. Hemşire olmayan teknisyenler teknikerler hemşire gibi çalışıyor. Eğitim seviyesi daha yüksek olan hemşireler açıkta beklerken ucuz iş gücü olarak nitelendirdikleri teknikerlere bu iş veriliyor” dedi.  Dilara AÇİKYİLDİZ



Editör: TE Bilisim