Kadından Sorumlu Devlet eski Bakanı Önay Alpago, 17 yıllık AKP iktidarlığı
dönemi izlenimlerini ve mevcut Türkiye yapısına dair düşüncelerini Akdeniz GERÇEK Gazetesi Sorumlu Yazı işleri
Müdürü Songül Başkaya’ya açıkladı.
YEREL SEÇİM GENEL YÖNETİMi DEĞİŞTİREBİLİR
Alpago, yerel yönetimlerin
genel yönetimin kilometre taşı olduğunu söylerken “ O kilometre taşlarını eğer
doğru döşeyebilirsek bunun bir sonrası genel yönetimin değişmesidir.
Parlamenter demokrasiye tekrardan dönüştür. Meclisi yeniden işlevli hale
getirmektir. O denge mekanizmasını yeniden çalıştırabilmektir. Gerçekten
bağımsız yargıyı sağlayabilmektir. O yüzden yerel seçimler o kentin insanını
etkilemektedir ama sonuçları itibariyle Türkiye’nin demokratik yapısını
ilgilendiriyor” dedi.
CUMHURBAŞKANININ BUYURGAN BİR SÖYLEMİ VAR
Kadından Sorumlu eski Devlet Bakanı Önay Alpago, Akdeniz Gerçek Gazetesi’ne yaptığı
açıklamalarda 17 yıllık AKP iktidarlığı döneminde yerel yönetimler reformu adı
altında yapılan düzenlemelerle ilgili olarak “ Büyükşehirler bütün şehirler
oldu. Bu cumhurbaşkanının kendisinde var olan otoriter yapıya çok uygun hale
getirilen bir yerel yönetim düzenlemesidir.
Bütün kurumlara baktığımız zaman hepsi ona uygun olarak düzenleniyor. Yani hukukta da öyle, eğitimde de öyle, yerel
yönetimlerde de öyle, üniversitelerde öyle. O ne derse o olmalıdır ve en son
kararı o vermelidir. En son varlık fonunun satışa çıkarılmasında kendisini
kendi imzasıyla varlık fonu başkanı olarak atamıştı. Kısacası insanların
gündelik hayatında, devletin bütçesine kadar, toplumsal yaşamından tercihlerine
kadar cumhurbaşkanının buyurgan bir söylemi vardır. Yerel yönetimlerde de köyleri mahalle yapıp,
kent yönetimini almasıyla beraber, kentlerde daha zayıf olduğunu gördüğü yapıyı
da bütünleştirmek istemiştir” dedi.
Alpago konuyla ilgili
olarak belediyelerin borç batağına saplandığını söylerken, büyükşehirlerin
yatırım yapmaları için bütçe arttırmak adına yapıldığı söylenilse de AKP’nin
kırsaldaki oylarını arttırmak için büyükşehirleri almak adına yapılmış bir şey
olduğunu vurguladı.
HALKIN SEÇTİĞİ BAŞKANLARI GÖREVDEN
ALIYOR
Düzenlenen yerel yönetim sisteminin
cumhurbaşkanının otoriter yapısına uygun hale getirildiğini söyleyen Alpago, “Bütün
kurumlara baktığımız zaman hepsi ona uygun olarak düzenleniyor. Onu bırakın kendi belediye başkanlarını
mental yorgunluğu var diye görevden almıştır. Halkın oyuyla gelen belediye
başkanları, cumhurbaşkanın kararıyla görevden alınmıştır. Bu görevler alınmalar karşısında, neden
görevden alındıklarını bilmedikleri için, görevden alınan belediye başkanlarının
onurları kırılmıştır” diyerek çok sesliliğin olmadığı bir ülkede yaşandığını
vurguladı.
KUYRUKLARDA VARLIKLI İNSAN GÖRMEDİM
Alpago, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, tanzim satış noktalarında
uzayan kuyrukları için, "Bizim dönemimizdeki kuyruklar varlık kuyruğu”
yorumuna yönelik olarak ise şu ifadeleri kullandı:
“Tanzim satışlar sonunda
kuyruğa sokulan insanlarla yalnızca ucuz ürün alabilmek adına değil kendilerine
uygun görülen kadar da almak zorundalar.
Bu duruma varlık kuyruğu demek her şeyden evvel çok ayıp. Ben o
kuyruklarda hiç varlıklı insan görmedim. Varlıklı olan insan sabahın köründe
bir sürü taşıma ücreti ödeyerek elinde torbalarla iki üç kilo ürün almak için o
kuyruklara girmez. Onu bir tarafa bırakın başka kuyruk utancımız da var bizim.
Bin kişilik işe 60 bin kişi müracaat ediyor. Bizler bu kuyrukları da görüyoruz.
Bunlarda mı varlık kuyruğu? Türkiye Cumhuriyetinde aktif nüfusun neredeyse
yüzde10’u işsiz. Bu her dört işsizden biri genç ve her dört işsizden bir de
üniversite mezunu. “
17 YILDIR İŞSİZLİĞİ ÇÖZMEDİLER
AKP’li belediye başkan adaylarının
işsizliği çözeceğiz söylemlerine yönelik olarak ise ‘17 yıldır niye çözmediler?’ derken “Şimdi
bunlar seçim vaatleri. Bunları Türkiye hep yaşadı. Artık sorgulaması, hesap sorması ve bu boş
vaatlere kanmaması gerekiyor. Popülist bir söylem, çünkü işsizlik büyük bir acı.
Bu acının giderilmesi için bu öfkenin dindirilebilmesi için vaat edilen bir
söz. . Üniversite’de öğrencilere bakıyorum binlercesi bir yıl evvel mezun
olmuş, binlercesi bu yıl mezun olacak. Yani bir istihdam alanı yaratılmamışsa,
herhangi bir bütçe ve planlama içerisinde Türkiye’nin doğru kaynaklarının nasıl
üretime dönük kullanılacağı planlanmamışsa işsizler ordusu her geçen gün daha
da büyüyecektir. İkincisi konkordato ilan eden neredeyse iflasını şimdilik
korkudan açıklayamayan ve eleman çıkaran iş yerlerinin olduğunu düşünürsek
işsiz nüfusun yükseleceği bir taraf oluyor” İfadelerine yer verdi. Songül Başkaya