Tüm Bel-Sen tarafından düzenlenen “Ekonomik Kriz Koşullarında Yerel Seçim” paneli Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Tüm Bel Sen MYK Üyesi Satı Burunucu ve İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cem Oğuz’un konuşmacı olarak yer aldığı panel, Kent İzleme Platformu Sözcüsü Av. Mustafa Şahin moderatörlüğünde gerçekleşti. 

Panel açılışından Öykü Arin’in babası Çağdaş Yazıcı Kızılay’a üç tüp kan vererek kök hücre donörü  olma çağrısı yaparken, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden KHK’yla ihraç edildim. Bugün Öykü Arin’in babası olarak buradayım. Biz yıllar boyunca sınıf mücadelesinin farklı alanlarında mücadele ettik ve bunun ceremesini de çektik. Ama sendikalar sayesinde yalnız kalmadık. İlik nakli bekleyen insanlar için çaba gösterdik ve farkındalık yarattık. Üç ayda yaklaşık 150 bin insan donör oldu. Bir sürü insanın hayatına umut olduk” dedi. 

ONLARIN BEKASI VAHDETTİN’İN BEKASIDIR
Panelin açılış konuşmasını yapan İlhan Karakurt, Cumhur ittifakı tarafından yerel seçimlerin beka meselesi haline getirilmesini hatırlatarak, “Bu seçimde normal koşullarda bir belediye başkanı seçecektik.  Ama sarayda yaşayan ve cumhur ittifakının ikiz kardeşleri bunu kendileri için beka meselesi haline getirdiler.  Bu ülkede ocaklar yanarken, bir sürü insan işsizken, bu meseleler konuşulsun istemiyor.  Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkede bir beka sorunu olduğunu belirtiyor.  Ne kadar saklamaya çalışalar da bizim bekadan anladığımız iki şey var. Birincisi kurtuluş savaşından önce emperyalistlerle yerli ittifak yapan Vahdettin’in bekası ayrıdır.  İkincisi, ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. ’ diyen emekçinin beka meselesi farklıdır. Bugün de öyledir.  Beka bizim için bugünde hak hukuk adalettir.  Onların bekası Vahdettin’in bekasıdır” dedi. 

KAMUSAL YARAR ÖZEL ÇIKARLARA FEDA EDİLDİ
Kent İzleme Platformu Sözcüsü Av. Mustafa Şahin, kamusal yarar ilkesinin özel çıkarlara feda edildiğini vurguladı. Şahin, “Kamuya ait imkânların ve kaynakların yönetimi sermaye dünyasının ve çıkar çevrelerinin beklentilerine göre özel şirketlerde bile görülmeyen serbestlik içerisinde hareket edebilme koşullarına sahip oldular. Cebren ve hileyle kamusal yarar ilkesi özel çıkarlara resmen feda edildi. Onlarca hakkımız ihlal ediliyor. Bir taraftan, çakma ödüllerle kendi kendilerine dünya kenti oluyoruz derken yağma ve talanla malı götürenler diğer tarafta dünya kadar sorunla baş etme mücadelesi veren toplumun büyük bir kesimini temsil eden emeğiyle geçinen dar ve sahip gelirliler. Bu atmosfer demokratik açılımı değil hepimize zehir saçıldığını gösteriyor. Bütün bu olup bitenleri gözden gelemeyiz” diye konuştu.


TÜRKİYE BÜTÜN VARLIKLARI SATILMIŞ BİR ÜLKE

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, AKP’nin vicdan seçmeninin az olduğu hatırlatırken, “Demokrasiyle ekonomi arasında doğrudan ilişki var. Bir toprakta ne kadar demokrasi varsa o kadar gelir yaratıyor. Bu ülkedeki ekonomik refah algısının iki temel kaynağı vardı. Birincisi kamu varlıkları özeleştirilmesi ikincisi de aşırı borçlanmaydı. Bu iki kaynak 17 yıldır bir araya gelince Türkiye’de istikrar algısı oluşturuldu. Seçmenler vicdan ve cüzdan seçmeni olarak iki ye ayrılır. Cüzdan seçmeni istikrara oy veren insanlardır. AKP’nin vicdan seçmeni çok değil. Geldiğimiz noktada deniz tükendi. Bütün varlıkları satılmış bir ülke. Sonrasında siyasette toplumsal ayrışma arttırıldı” ifadelerine yer verdi.

Erdoğdu, son olarak ise Türkiye’nin en büyük probleminin demokrasi açığı olduğunu söyledi ve ekledi: “Türkiye’nin en büyük problemi demokrasi ikincisi toplumsal kutuplaştırılmadır. Dış politikalardaki savaşçı tutumdur. Ama en önemli sorun gelir dağılımı adaletsizliğidir. Sol cenahta ne yazık ki bu mücadeleyi başarıyla götüremedik. Sebebi de sol entelektüel kesim hayat içinde bu politikayı devam ettiremedi. Bağımsız yargı yoksa üretim olmaz. Güvenlik ve özgürlük sorunları varsa o ülkenin düze çıkması çok zor.”


ÇILGIN DEĞİL HALKI PROJELER OLMALI

 Panelin üçüncü bölümünde ise İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cem Oğuz da Antalya'da hayat kalitesi ve yasam standardının arttırılması gerektiğini söylerken, “ Çılgın projeler yerine halkın ihtiyacı olan projeler yapılmalı. Borçlanma da besinci sırada olan Antalya Büyükşehir Belediyesi ekonomiyi düşünüp mantıklı yatırımlar yapmalı. Kentin ortak ihtiyaçları belirlenip sürdürülebilir kentsel alt yapı sistemleri iyi kurgulanmalı” dedi.



Son olarak ise Tüm Bel Sen MYK üyesi Satı Burunucu,” İnsanca yaşama insanca çalışma koşullarında kolektif mücadele ederken aynı zamanda hizmet ürettiğimiz kent halkının bir parçasıyız. Seçimle göreve gelen belediye başkanları aynı zamanda biz belediye emekçilerinin işvereni oluyor.  Menderes Türel, zamanında iki arkadaşımız işten atıldı. Emek ve demokrasi mücadelesi veren arkadaşlarımız birçok yerde bedel ödemeye devam ediyorlar” şeklinde konuştu.  Dilara AÇİKYİLDİZ

Editör: TE Bilisim