Balbey
Mahallesi ve Bölgesi Koruma Kentsel Yenileme Geliştirme Güzelleştirme Kültür ve
Dayanışma Derneği’nde (Bal-Der) Başkanı Coşkun Karadoğan, derneğin avukatı
Zafer Mülayim ve hak sahipleri düzenledikleri basın toplantısında Balbey’de hak
ettiklerini alıncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı. Bal-Der Başkanı Coşkun
Karadoğan, yaptığı açıklamada 28 Şubat itibariyle Cumhurbaşkanlığı Kamulaştırma
kararının iptali için hukuki süreci başlattıklarını ifade etti.
TAMAMEN BETONLAŞTIRILIYOR
Karadoğan, Antalya
Büyükşehir Belediyesi’nce istenilen ve 6 Şubat 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı
Kararı ile alınan acele kamulaştırma kararının ‘mahallenin camileri, çeşmeleri,
korumadaki evleri, yatırı, Vakıfları, Muratpaşa Belediyesi’ne ait parsellerin,
evler ve işyerlerinin ada ve parsel numaraları belirtilerek çıkartıldığı
hatırlatarak, şöyle konuştu: “Yenileme alanının tarihi ve kültürel
varlıklarının korunması ve yaşatılması adı altında ticaretselleştirilmek
istendiği tarihi korumadan ziyade tamamen betonlaştırıldığı gözükmektedir.
Balder Derneği olarak Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yapmış olduğumuz askı
sürecine itirazımız ret olarak gelmiştir.”
ASKIYA ÇIKARILMASI MEVZUATA
AYKIRI
“Askı
sürecine itiraz yazımızda kısaca; 5366 sayılı Anayasa’nın 6. maddesi uyarınca,
‘etap projede yer alan Mülkiyete konu taşınmazların uygulamaya katılma şekli
taşınmaz malikleri ile yetkili idare arasında belirlenir’ denmektedir. Birinci
derece sit alanı sınırları resmileştirilmeden bu bölgenin üst ölçekli (1/25000
ve 1/5000) planları yapılmadan 1/1000 planın askıya çıkarılması mevzuata
aykırıdır. 6722 ada ve 6636 bitişik iki adada bir adaya KASK 0,70 3 kat
verilirken, diğer adada KASK 1.00 dört kat verilmiştir. Buda eşitlik ilkesine
aykırıdır.”
TÜREL YANLIŞ BİLGİ VERİYOR
Karadoğan,
Balder olarak sordukları sorulara, Antalya Belediyesi’nce açıklayıcı bir cevap
verilmediği gibi adeta imar planını ve projeyi yapan kuruluşmuş gibi Antalya
Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan ret cevabı ve Kurul Kararı
verildiğini hatırlatarak, ”Sayın Belediye Başkanı, twitter hesabından yaptığı
yayın ile ‘Balbey ve Güneş Mahallelerinde kentsel dönüşüm projelerine
başlıyoruz. Kentsel dönüşümlerle birlikte Antalya’nın yaşam kalitesini artırıyor,
evlere değer katıyoruz’ diyerek yanlış bilgilerle kamuoyunu yanıltmaktadır. Balbey
Mahallesi’nin bir kentsel dönüşüm değil kentsel yenileme olduğunu hatırlatmak
isteriz” dedi.
HERKESİN HAKKINI VERELİM
Karadoğan,
‘kamulaştırırız’ tehdidiyle alınan imzalara, kamuoyunu yanıltıcı bilgilere ve
maliklerle adeta dalga geçen ‘bu son sansınız’ tehditlerine rağmen BALDER
olarak hak ve hukuk çerçevesinde projeye müdahil olmak istediklerini
tekrarlayarak, “Gelin bir olalım, herkesin hak ve hakkaniyet ile hakkını
verelim. Antalya’nın yüz akı olan tarihi ve kültürel bir BALBEY yapalım. Derneğimize
üye kişilerin büyük çoğunluğu, Sayın Avukatımıza vekâletname vererek acele
kamulaştırma kararına başta dediğim gibi hukuki süreci başlatmış bulunmaktayız
hepimize hayırlı olsun” diye konuştu.
PLANLAR HALKLA PAYLAŞILMALI
Bal-Der’in
avukatı Zafer Mülayim ise 28 Şubat tarihinde acele kamulaştırma
kararının kaldırılması konusunda dava açtıklarını aktardı. Mülayim, 2015 yılında Bakanlar Kurulu ve
Büyükşehir Belediyesi’nin Balbey’i yenileme kararı aldığını ve Çevre Şehircilik
Bakanlığı’nın yenileme çalışmasına başladığı hatırlatarak, şöyle konuştu: “48
tescilli yapının bulunduğu Balbey’deki yenileme çalışmasına kimsenin karşı
çıktığı yok. Balbey halkı da yenileme taraftarı ve buranın tarihi dokusunun
korunarak turistik bir merkez haline gelmesini çok istiyor. Bunun yanında
şeffaf bir şekilde 5000 bin ölçekli planların kendileriyle paylaşılmasında
ısrar ediyor.”
BASKI ARACI OLARAK
KULLANILIYOR
“Bunlar yapılmadığı için Doğu Garajı’nın çaprazında
bulunan ilk iki adadaki planların askıya çıktığını gördük. Bir de baktık ki 7
Şubat tarihli Resmi Gazete’de bu yenileme yasası kapsamının dışına çıkılarak
Cumhurbaşkanı kararıyla Balbey’in tamamını kapsayan bir alanın kamulaştırma
kararının verildiğini gördük. Biz de 28 Şubat tarihinde bu acele kamulaştırma
kararının kaldırılması için dava açtık. Çünkü bu tür kararlar 27’nci maddeye
göre ancak olağanüstü zamanlarda ya da savaş zamanlarında alınabilir. Bunun
dışında alınması kesinlikle yanlıştır. Adeta bir baskı aracı olarak
kullanılmaktadır. Akabinde askıda bulunan iki tane adadaki parsel sahipleri de
yapılan planları beğenmedi ve onlar da dava açtı. Sürecimiz budur.” Kubilay ELDEMİRCİ