Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon
Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bulaşıcı
Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ata
Nevzat Yalçın, kızamık hastalığının özellikle ilkbahar ve kış aylarında
görüldüğünü, 2-3 yılda bir tekrarlayan salgınlara neden olabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Yalçın, "Türkiye'de 2011 yılında aşı
karşıtlığı 183 iken, 2017 yılında 23 bin ailenin aşılanmayı reddettiği tespit
edilmiştir. Aşıyla ilgili değişik çevrelerce iddia edilen yan etkilerine
ilişkin uluslararası çalışmalarda yeterli veri bulunmamaktadır" dedi.
Aşı olmayıp da kızamık hastalığına yakalananlarda en sık
ölüm nedeninin zatürre hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yalçın,
"Kızamık hastalığı bazen kalbin dış tabakalarını etkiler hatta beyin
iltihabına da neden olabilmektedir. Ülkemizdeki olgularda da 2 binli yılların
başında neredeyse birkaç vakaya düşmüş olmasına karşın, hastalığın 2017'de
dünya genelindeki artışı ülkemizde de gözlendi. Türkiye'de 2014'te 572, 2015'te
342, 2016'da 9 vaka görülürken, 2017'de 69 olgu görüldü. 2018'in ilk 9 ayında
vaka sayısı 500'ü aşmıştır. Tüm bu gerçekler karşısında aşılanmaktan korkmayıp,
kızamıktan korkmamız gerektiği gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Kızamık aşısı
hayat kurtarıyor" dedi. Prof. Dr. Yalçın, aşılama karşıtlarının ikna
edilememesi durumunda Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda ciddi tehlikelerin
beklediğini söyledi.
BİR AŞI 10 KİŞİYİ KORUR
Prof. Dr. Yalçın, "Kızamık aşısı oldukça etkili bir
aşıdır. Bir kişinin aşılanması yaklaşık 9-10 kişiye koruma sağlayabilmektedir.
Aşılanma oranlarının yüzde 95 ve üzerinde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Aksi
halde virüsün yaygınlaşması hızlanmaktadır" diye konuştu. Prof. Dr.
Yalçın, öksürme ve aksırmayla yayılan kızamık virüsünün yaklaşık 2 saat ortamda
canlı kaldığını, aşılanmayan bireylerin yüzde 90'ını etkilediğini ifade etti.(DHA)