Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, yılın
ilk meclis toplantısında yaptığı konuşmada, geçtiğimiz hafta yaşanan şiddetli
yağış, fırtına ve hortumdan sebze, meyve ve kesme çiçek üreticilerinin büyük
zarar gördüğünü söyledi. Çandır, Kumluca’da ağırlıkla sebze üretimi yapılan
yaklaşık 2000 dekar civarında örtüaltı alan ve 400 dekarın üzerinde narenciye
bahçesinin, Finike’de 300 dekar civarında örtüaltı alan ve yaklaşık 4000 dekar
narenciye bahçesinin, Serik’te 500, Aksu’da 3000 dekar civarında örtüaltı alan,
Muratpaşa’da ise 400 dekar örtüaltı alan ve 750 dönümün üzerinde meyve bahçesinin
rüzgar ve hortum nedeniyle tahrip olduğunu aktırdı.
AFETLER ÜRETİMİ
DÜŞÜRDÜ
Yaşanan afetlerden sonra ülke gündeminde yaş meyve ve
sebze fiyatlarının tekrar gündeme geldiğini hatırlatan Çandır, “Genel olarak
baktığımızda bu yıl yaşadığımız iklimsel koşullar üretimimizde kaliteyi olumsuz
yönde etkilemiş, üretim miktarlarında da bugüne kadar yüzde 30 civarında düşüş
gözlemlenmiştir. En büyük sorunumuzsa güneşli gün sayısının geçmiş yıllara
oranla azalmasıdır. Hava koşullarından kaynaklı ürünlerin pazara sunulmasındaki
gecikmeleri de göz önünde bulundurursak; böyle dönemde fiyat hareketliliklerine
şaşırmamız gerekiyor. Özellikle gıdaya yönelik, bozulabilir ürünlerin çok
olduğu dönemlerde düşük fiyatlı, az olduğu dönemlerde ise yüksek fiyatlı olması
kaçınılmazdır” dedi.
ANKET SONUÇLARINI
AÇIKLADI
Başkan Çandır, konuşmasında geçtiğimiz ay meslek komitesi
üyeleri ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yaptıkları anket sonuçlarını da
paylaştı. Üç bölümden oluşan anketin ekonomik gerçekleşmeler bölümünde, 2018
yılının bir önceki yıla göre nasıl geçtiğini sorduklarını hatırlatan Çandır, “Üyelerimizin
yüzde 60’nın satışlarının azaldığını ve buna karşılık yüzde 94’ünün
maliyetlerinin arttığını, yüzde 71’inin nakit ticaretinin azaldığını, yüzde 51’nin
stoklarında değişim olmaz iken yüzde 32’sininde stoklarının azaldığını, ağırlaşan
personel maliyetlerine karşın yüzde 54’ünün personel sayısını korurken, yüzde 17
‘sinin personel sayısını artırdığını, yüzde 43’ünün krediye başvurma durumunun
arttığını, ancak artan kredi kullanımına karşın yüzde 72’sinin öz sermaye
kullanım oranının aynı kaldığı ya da azaldığını, üyelerimizin yüzde 63’ü ise
2017’den 2018’e devreden alacaklarına göre 2018’den 2019’a devreden alacaklarının
arttığını ifade etmişlerdir” diye konuştu.
“DOLAR KURU ARTAR”
DEDİLER
Çandır, anketin ikinci bölümünde 2019 yılındaki ekonomik
beklentileri sorduklarını ve üyelerin bir çoğunun ABD Doları’nın 2019 yılında
artacağını, öngördüğünü ifade ederek şöyle devam etti: “Üyelerimizin yüzde 62’si
enflasyona oranla satışlarının azalacağı, yüzde 86’sı yine enflasyona oranla
maliyetlerinin artacağı, personel durumlarının yüzde 59 oranında, stoklarının yüzde
64, kredi kullanımlarının ise yüzde 47 oranında aynı kalacağı yönünde
beklentileri olduğunu belirtmişlerdir.
Anketimizin son bölümünde ise 2019 yılında; enflasyon,
ticari faizler ve ABD Doları hakkındaki beklentilerinizi sormuştuk. Üyelerimizin
yüzde 76’sı enflasyonun artacağını düşünürken yalnızca yüzde 19’u düşeceği
öngörüsünde bulunmuştur. Ticari faizler artar diyenler yüzde 57 iken faizlerin
düşeceğini öngörenler de yüzde 19’ oranındadır. Son sorumuzda ise ABD
Doları’nın durumunun ne olacağını sormuştuk. Üyelerimizin yüzde 75’i 2019
yılında dolar kurunun artacağını, yüzde 17’si aynı kalacağını ve yüzde 8’i ise
düşeceği beklentisinde olduklarını belirtmişlerdir.”
DÜŞÜŞ SADECE
MARKETLERE BAĞLI DEĞİL
ATB Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Doğan da mecliste yaptığı
konuşmada son dönemde artan sebze fiyatlarıyla ilgili görülerini paylaştı.
Doğan, Cumhurbaşkanının marketlerdeki fiyatların yüksek olduğuna yönelik yaptığı
açıklamadan sonra marketlerin hal esnafına özellikle biber ve patlıcanda zam
yapmayacaklarını ilettiğini hatırlattı ve patlıcanın fiyatının düşmesinin sadece
marketlerin bu sebzeyi almamasıyla alakalı olmadığını söyledi.
ARZ VE TALEPLE
ALAKALI
Doğan, geçen hafta 10 TL olan patlıcanın dün itibariyle
7.70 TL’ye düştüğünü ifade ederek, şöyle konuştu: “Dün ‘9 lira’ diye açıklama
yapmıştım bugün ise 7.70 oldu. Biber çeşitlerinin hiçbirinde değişiklik yok.
Marketler bugün patlıcanı ve bireri almazken, birçok çeşidi olan biber
düşmüyor. Geçen haftaki afet ve hortumdan dolayı bugün herkes bu sebzelerin
fiyatının artmasını beklerken piyasa domatesin fiyatını geriye çekti. Bunların
farklı farklı sebepleri olabilir. Müşteri de pahalı diye almıyor olabilir.
Böyle olunca biz de ister istemiz ‘Pazar yerini bulsun’ diye fiyatı geri
çekiyoruz. Aynı konu ihracat talebinde de oluyor. Örneğin Rusya birçok yerden
domates alıyor ama başka pazarlarda daha ucuz bulursa bizden almayı durduruyor.
Böyle olunca ister istemez fiyatı geri çekiyoruz. Bu iç piyasanın hareketini de
etkiliyor. Hal tamamen borsa gibi, günlük piyasa değişebiliyor. Burada arz ve
talep çok önemli. Müşteri almazsa fiyat doğal olarak düşer. Bu böyledir. Arz
çoğalıp, talep azalınca aşağıya düşüyor. Arz azalıp, talep çoğalınca fiyat
ister istemez yukarı çıkıyor. İşin mantığı budur.
GİRDİ MALİYETLERİ
ARTTI
Tüketici her zaman haklıdır ama bu kez üretici de haklı.
Çünkü yaşanan bu son felaket büyük zarar verdi. Gübre ve mazot gibi girdi
maliyetleri ciddi anlamda arttı. Bu yüzden fiyatların belli bir yerde kalması
gerekiyor ama onu da tutma şansımız yok. Çünkü biz fideyi tarlaya koyduğumuzda
‘bizim maliyetimiz budur, bundan aşağı satmamamız gerekiyor’ deme şansımız yok.
Ekiyoruz ‘ya nasip’ diyoruz ve piyasa neyi oluşturursa ona satıyoruz. Dolasıyla
bu afetler üretim planlamasını bozabiliyor.” Kubilay ELDEMİRCİ