Antalya Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde düzenlenen etkinlikte konuşan Doç. Dr. Sibel Karaduman ve Akdeniz GERÇEK Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdür Songül Başkaya, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyada Dil Dönüşümü hakkında görüşlerini açıkladı. Karaduman ve Başkaya, medyada kullanılan dilin kadın cinayetlerini meşrulaştırdığına dikkat çekti.
Kadına Şiddetle Mücadele Antalya İl Eylem
Planı ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü çerçevesinde çok taraflı
yaklaşım perspektifinden hareketle Antalya Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl
Müdürlüğü’nün öncülüğünde Antalya Gazeteciler Cemiyeti işbirliği ve Akdeniz
Üniversitesi’nin katkılarıyla Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyada Dil
Dönüşümü etkinliği gerçekleştirildi.
Psikolog Emine Anadol’un moderatörlüğünde
yapılan etkinlikle Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Sibel
Karaduman ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti adına da Akdeniz GERÇEK Gazetesi
Sorumlu Yazıişleri Müdürü Songül Başkaya, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede
Medyada Dil Dönüşümü hakkında görüşlerini açıkladı.
MEDYANIN
GÜCÜ YADSINAMAZ
Etkinliğin açılışında konuşan Antalya Aile
Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Abdullah Çalışkan, kadına yönelik şiddetin
arttığı son yıllarda ‘4. Kuvvet’ olarak görülen medyanın gücünün yadsınamayacağını,
bu yüzden böyle bir etkinliği yapma ihtiyacı duyduklarını söyledi.
21. Yüzyıl’da kadına şiddetin konuşuluyor
olmasının ve ülke gündemini işgal etmesinin önemli bir sorun olduğunun altını
çizen Çalışkan, “Şiddeti ortadan kaldırmak kolay bir süreç değil ancak en
azından eğitimle ve yasal düzenlemelerle bir nebze de olsa sonuç almak mümkün.
Yeryüzünde bunu başaran toplamlar var ve biz de başarabiliriz” dedi.
MEDYADA
ETİK İHLALLER VAR
Toplumsal cinsiyet ve medyanın çalışma
alanlarından bir tanesi olduğunun altını çizen Akdeniz Üniversitesi İletişim
Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Karaduman,
kadına karşı yapılan şiddet konusunda işbirliği yapılmasını çok önemsediğini
kaydetti.
Kadına yapılan şiddet konusunda medyada
çıkan haberlerde sorunları yaşandığı vurgulayan Karaduman, “Yapılan bir
araştırmada 2017 yılında erkekler tarafından 409 kadın öldürüldü. 387 çocuk istismara uğradı. 332 kadına cinsel
şiddet uygulandı. Yine İçişleri Bakanlığı 2 Kasım’da bir açıklama yaptı. Buna
göre 2018’in ilk 7 ayında 96 bin 417 kadın maalesef şiddet uğradı ve 393 kadın
öldürüldü. Bu rakamlara da olayın ne kadar ciddi boyutta olduğunu gösteriyor”
diye konuştu.
Doç. Dr. Karaduman, yine yapılan bir
araştırmaya göre kadınların en büyük sorunlarının şiddet, işsizlik ve eğitimsizlik olduğunun ortaya
çıktığını da kaydetti. Karaduman, konuşmasının son bölümünde erkek
egemenliğindeki medyada yapılan etik ihlaller hakkında bilgi verdi.
ŞİDDET
EĞİTİMLE ÇÖZÜLÜR
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Üyesi ve
Akdeniz GERÇEK Gazetesi Sorumlu Yazıişleri Müdürü Songül Başkaya ise konuşmasına
yazılı ve görsel medyada çıkan kadına yönelik şiddet haberlerinden dikkat
çekici örnekler vererek başladı. Kadına yönelik şiddetin ancak eğitimle ortadan
kaldırılabileceğini kaydeden Başkaya, “Medya, ‘4. kuvvet’ olarak kamuoyunu
bilinçlendirmede kullanılsa da tek başına yeterli olamaz. Bu anlamda hem yerel
yönetimlerin hem de bakanlıkların ve üniversitelerin işbirliği gerekmektedir.
Bu konuda eğitimlere, okul öncesi eğitimlerden başlamak gerektiğini düşünüyorum”
dedi.
CİNAYETLER
MEŞRULAŞTIRILIYOR
Başkaya, medyada kullanılan dilin kadın cinayetlerini
meşrulaştırdığını da iddia ederek, şöyle konuştu: “Medyada kadın haberlerini
daha çok üçüncü sayfalarda ve magazin sayfalarda görüyoruz. Yerel medyada da,
yaygın medyada da, tv kanallarında da maalesef kadın haberleri güçsüz, mağdur,
kadın profili üzerinden verilmekte ve kadına yönelik şiddet yeniden
üretilmekte. Medyada yer alan kadın cinayetlerinde ise namus, töre ya da
kıskançlık öne çıkmaktadır. Bu konuda her gün haberler verilmekte ve kullanılan
dil, maalesef ki bu cinayetleri meşrulaştırmaktadır. Bunları yapılan birçok
haberin başlığında ve haberin içeriğinde net bir şekilde görüyoruz. Medyada ve
kadın programlarında aşık koca, işsiz sevgili gibi tanımlamalarla şiddeti
meşrulaştırıcı bir dil kullanılıyor.” Kubilay
ELDEMİRCİ