-İnşaat Mühendisleri Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cem Oğuz, Boğaçayı Projesi kapsamında dere yatakları ve taşkınla ilgili yapılan imalatların, 2006 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan genelgeye aykırı olduğunu iddia etti.

 

-Oğuz, “Boğaçayı Projesi’nde 3 kademeli olarak kazıklar çakıldı ve perdeler yapıldı. Yani kesitte bir müdahale var. Ama bunun boyutlarının ne olduğunu bilmiyoruz. Ayrıca denizin içeri alınması sonrasında yaşanacak taşkınlarda büyük facialar yaşanabilir” diye konuştu.


İnşaat Mühendisleri Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cem Oğu z, Boğaçayı projesi kapsamında Boğaçayı dere yatakları ve taşkınla ilgili yapılan imalatların, 2006 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan genelgeye aykırı olduğunu iddia etti. Oğuz şöyle konuştu: “Boğaçayı Projesi kapsamında şuan Boğaçayı dere yatakları ve taşkınla ilgili bir takım imalatlar yapılıyor. Ancak bu projeyle deniz 750 metre içeri alınacak. Bununla ilgili denize yakın iki köprüyü de içine alan alanda şuan kum ve çakıl alınıyor. Henüz denize açmadılar ancak su seviyesi yüzeye çıktı ve bir göllenme meydana geldi. Bununla ilgili 9 Eylül 2006 tarihinde 26280 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzalı bir Başbakanlık Genelgesi var. Bu genelge, yurdumuzun değişik yörelerinde meydana gelen can ve mal kayıplarına sebep olan dere yataklarının kontrol altına alınması, buralarda yapılacak her türlü imalatların önlenmesi ve tedbirleri konusunda bir genelge. Bu genelgenin 4, 5 ve 6’ıncı maddeleri çok önemli.”

 

CİDDİ UYARILARDA BULUNDU

Genelgedeki 4, 5 ve 6’ncı maddeleri tek tek değerlendiren Oğuz, ciddi uyarılarda bulunmayı da ihmal etmedi. Oğuz şöyle dedi: “Öncelikle genelgenin 4’üncü maddesini ele alalım. Bu maddede, Kamu kurum ve kuruluşlarınca, köprü altındaki su akış kesitinin daralmasına sebebiyet veren ve su akışını engelleyen yapılar yapılmayacaktır. Özel ve tüzel kişilerce yapılmak ve yaptırılmak istenen bu tür yapılara da kesinlikle izin ve ruhsat verilmeyecektir. İlgili kurumlarca yapılan denetimler neticesinde su akış kesitinin daralmasına sebebiyet verdiği tespit edilen yapılar, imar mevzuatına göre mülki amirlerin sorumluluğunda yetkili belediye veya özel idare tarafından derhal kaldırılacaktır’ diyor. Ama Boğaçayı projesinde 3 kademeli olarak kazıklar çakıldı ve perdeler yapıldı. Yani kesitte bir müdahale var. Ama işin açıkçası biz bunun boyutlarının ne olduğunu bilmiyoruz.”

 

MÜDAHALE EDİLMELİ

Genelgenin 5’inci maddesinin de çok ilginç olduğunu ifade eden Cem Oğuz, “Bu maddede ise, ‘Dere yatağından alınacak malzeme yerleri, köprüye göre tercihen memba tarafında olacak ve hiçbir şekilde köprüye 750 metreden daha yakın mesafede olmayacaktır’ deniyor. Ama burada öyle değil. Buna hiç uyulmadı. Köprünün altına dahi girildi ve malzeme alındı. Bu genelgeye aykırı bir durum. Hatta buradan malzeme alınırken bir çökme olduğu bile söylendi. Yani köprülerin özellikle ayakları açıkta, buna muhakkak müdahale edilmesi lazım. Bu maddenin devamında, ‘Malzemenin alınması, derenin akış rejimini ve akış doğrultusunu değiştirmeyecek şekilde olacaktır’ deniyor. Ama burası tamamen bir göl haline getirildi. O kadar çok malzeme alındı ki, oranın rejimiyle birlikte her şeyi değişti” diye konuştu.

 

GENELGEYE TAMAMEN AYKIRI

Boğaçayı’nda yapılanların Başbakanlık genelgesine tamamen aykırı bir durum olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü vurgulayan Oğuz, “Yine maddenin devamında, ‘Mansap (deniz) tarafından malzeme alınması durumunda malzeme alınan yerle köprüye olan mesafesi, yatağın topoğrafik, hidrolik ve taban malzemesi koşullarına göre tespit edilecek ve bu mesafe hiçbir zaman 1000 metreden daha yakın olmayacaktır.’ Yani buradan da anlaşılacağı gibi durum çok vahim. Boğaçayı’nda yapılanlar Başbakanlık Genelgesinde tamamen aykırı bir durum. Bu ciddi anlamda bir sıkıntı yaratacaktır” diyerek endişesini dile getirdi.

 

SORUMLULARI BELLİ

Oğuz, dere ıslah çalışmalarıyla ilgili DSİ, Karayolları ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin (ASAT) sorumluluğu olduğunun altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Genelgenin 6’ıncı maddesinde de ‘Dere ıslah çalışmaları esnasında, kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğundaki yapıların (yol, köprü ve benzeri) zarar görmemesi için ilgili kuruluşların koordinasyonu sağlanarak gerekli tedbirler alınacaktır’ şeklinde bir ibare var. Yani burada DSİ, Karayolları ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin (ASAT) sorumluluğu var. Bunların bir araya gelip bir çözüm bulması lazım. O köprülerin üzerinde trafik var ve insanlar gelip geçiyor. Bu yüzden olası bir facia yaşanmadan yetkililerin bu konuya bir çözüm getirmesi lazım. Çok iyi hatırlanacağı gibi en son 2015 yılının ocak ayında yaşanmış bir taşkın var. Bu yaşandığında o köprülere yaklaşık 20-30 santimetre kalıncaya kadar su seviyesi yükselmişti.  Eğer Boğaçayı’nda deniz içeriye alınır ve böyle bir taşkın daha yaşanırsa, denizden gelen su ile taşkın suyunun buluştuğu noktada, su seviyesi köprü kodunun çok çok üstüne çıkar. Oradaki dalga yüksekliği uzmanlar tarafından ciddi anlamda hesaplandı ve yerleşim yerlerine büyük zarar vereceği ortaya çıktı.”

 

PROJEYE KARŞI DEĞİLİZ!

Dr. Cem Oğuz, denizin içeri alınması dışında Boğaçayı projesine itiraz etmediklerini de vurgulayarak uyarılarla dolu açıklamasını şöyle tamamladı: “Denizin içeri alınmasıyla birlikte bu taşkınlarda büyük zararlar olabileceği, köprülerin yıkılabileceği ve bir facia yaşanabileceği öngörülüyor. Ayrıca deniz içeri girdiğinde yukarıdan rusubat gelmesi önleneceği için Konyaaltı’nın inci gibi sahilinin kum-çakıl beslemesi yapılamayacak. Dalgalarda devamlı kıyıyı yiyerek kıyı erozyonu meydana gelecek ve çok kısa bir sürede o güzelim denize girdiğimiz Konyaaltı kumsallarını yok edeceğiz. Bu da Antalya halkının hiç görmek istemediği bir durumdur. Bu uyarımızın ciddiye alınması gerektiğini düşünüyoruz. Tekrar ediyorum, biz Boğaçayı projesine karşı değiliz. Bu proje olmalı ama denizin içeriye girmesi burada çok büyük bir sıkıntı yaratacaktır. Buna dikkat etmek gerekiyor.” Kubilay ELDEMİRCİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim