TOPLUMDA EN YAYGIN VE EN TEHLİKELİ BAHANE
Sigarada 4 binden
fazla kimyasal bileşen olduğunu söyleyen Op. Dr. Arslan, “ Sigara kullanan
gebelerimize kullanmaması gerektiğini söylediğimizde henüz zararlarından
bahsetmemize fırsat vermeden aldığımız cevap şu oluyor; ‘ benim komşum yâda
arkadaşım gebeliği boyunca sigara içti, bebeklerini beklenen kilolarda
zamanında ve sorunsuz doğurdular. Bence çok abartıyorsunuz bu konuyu’. Aslına
bakarsanız hayatında hiç sigara kullanmamış biri olarak bağımlılığın nasıl bir
his olduğunu bilmiyorum. Nedeni hastanın çok önemli bir keyif aracını kaybetme
korkusu olabilir diyorum. Ancak minicik bir bebeğe sağlığa zararı kesin olarak
kanıtlanmış bir zehri, kendi isteği ile zerk etmesine anlam veremiyorum” diye
konuştu.
BEBEK ANİ ÖLÜM SENDROMUNUN YÜZDE 25’İ SİGARADAN
Sigaradaki nikotin ve karbon monoksit maddelerinin
bebeğin gelişimine oldukça zarar verdiğini, doğum sonrası bebekte gelişim
sorunu yaşanabileceğini söyleyen Op. Dr. Tuğçe Çimen Arslan, “Nikotin bebeğinize giden kan akımını
azaltır. Bu durum bebekte gelişme sorununu ortaya çıkarır. Nikotin plasentadan
salgılanan ve bebeğin büyümesinde görevli olan hormonlardan; büyüme hormonu ve
insülin benzeri büyüme faktörü salınımını azaltırken, iştah kesici hormon
olarak bilinen leptin hormonunu artırır. Bu durum, doğum sonrası bebeğin
çocukluğunu, gençliğini ve erişkinliğini etkileyecek bir insülin dengesi
bozukluğuna sebep olur. Nikotinin bebek beynini etkileyerek; kalp-solunum sistemi arasındaki kontrol
mekanizmasını ve uykudan uyandırma görevini bozduğu bilinmektedir. Bu da ani
bebek ölümü sendromu olarak bilinen, bebeğin uyurken, hastalığı olamamasına
rağmen aniden ölmesi durumuna yol açabilmektedir. Maalesef ani bebek ölümü
sendromunun %25'inin sigaraya bağlı olduğu düşünülmektedir” dedi. (Haber
Merkezi)