Türk Tıbbi
Onkoloji Derneği (TTOD) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, özellikle mangalda
aşırı yanmış etlerden uzak durulması gerektiğini belirterek, “Bu etlerin çok
ciddi kanser yapıcı özelliği var. Türkiye mide kanserinin çok daha fazla olduğu
bir ülke olduğu unutulmamalı” dedi. Gümüş, kansere yakalanmamak için sigaradan
ve kilodan uzak durulmasını ve spor yapılması tavsiye etti.
2. Uluslararası Onkoloji Kongresi (ICONS 2018) için
Antalya’da bulunan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) Başkanı Prof. Dr. Mahmut
Gümüş, Akdeniz GERÇEK’e özel açıklamalarda bulundu.
Sağlıklı beslenmenin önemine değinen Prof. Dr. Gümüş, bu
konuda dengeci olduğunu kaydetti. İşlenmiş gıdadan uzak durulması gerektiğini
hatırlatan Gümüş, “Bu aslında ülkemizde herkesin çok çok merak ettiği bir konu.
Bu konuda ben dengeciyim. Yani illa et ağırlıklı ya da sebze ağırlıklı beslenen
demiyorum. Öncelikle insanların proteine, kısmen yağa, şekere ve vitamin
ihtiyacı var. Bunu karşılayacaksınız. Bu yaparken biz biliyoruz ki; et gibi birçok
gıda maddesinin işlenmesiyle ilgili bir takım sıkıntılar var. Bunun yanında
bunların çok fazla tüketmenin de zararları olduğunu biliyoruz. Çünkü obeziteye
yol açabiliyor. O nedenle sebze ve meyveye çok daha ağırlık vermek lazım” dedi.
HER ŞEY ZAMANINDA
TÜKETİLMELİ
“Her şey zamanında tüketilmeli” diyen Gümüş, şöyle
konuştu: “Özellikle mangalda aşırı yanmış etlerden biraz uzak durmak lazım.
Çünkü bu etlerin çok ciddi kanser yapıcı özelliği var. Türkiye mide kanserinin
çok daha fazla olduğu bir ülke olduğu unutulmamalı. Buna dikkat etmekte fayda
var. Kışın kış sebzelerinin yazın yaz sebzelerinin yenmesini tavsiye ediyoruz.
Her şey zamanında tüketilmeli. Hatta biraz daha 200-300 kilometre ötenizden
gelen yiyecekleri yemeye çalışın. Çünkü bir şey uzaktan gelmeye başlayınca o
zaman sıkıntı yaşanıyor. Mutlaka bu yiyecekler bir şekilde işleniyor. Bir şey
işlenmeye başlandığı zaman iş birazcık karışıyor. Ama bunu her şeyde
yapamazsınız. Zira o zaman toplumun beslenme sorununa çare bulamazsınız. Yani
organik tavuk yemeliyiz ama bu kime yeter.
Bu konuda projeler yapalım daha çok organik tavuğumuz olsun ama bir
taraftan da insanların proteine ihtiyacı var ve onları beslemek
durumundayız. Dolayısıyla bu işi aşama
aşama götürmek ‘tavuk yemeyin kardeşim’
demekle bu iş düzelmiyor.”
FİT KALIN,
KANSERDEN UZAK DURUN
“Şekeriz sevmiyoruz, özellikle rafine
şeker obezite açısından tehlikeli ama vücutta zaten glikoz olmak zorunda. Beyin
ve kalp glikoz olmadan çalışmaz. Şeker yemeseniz bile yediğimiz tavuğu
karaciğer şekere çevirir. Dolayısıyla şeker yemeye gerek yok. Doğal tatlılarla
bu işin üstesinden gelebiliriz. Ama her şeyden önce beslenmede vücudun
fitliğini korumak ve kilo almamak durumundayız. Bunu yapar ve dengeli
beslenirseniz zaten kanseri bir şekilde önlemiş oluyorsunuz.”
ANTALYA’DA SAĞLIK
TURİZMİ
KONUSUNDA
POTANSİYEL VAR
Prof. Dr. Mahmut Gümüş, ülkemizin kanser tedavisinde çok
önemli ilerlemeler kaydettiğini hatırlatarak, sağlık turizmi konusunda
gelişmeler yaşanmaması için hiçbir engel olmadığını ileri sürdü.
“Batı bunu yıllardır yapıyor” diyen Gümüş, şöyle konuştu:
“Biz de belki son yıllar söz konusu değil ama eskiden kanser hastalarının birçoğu
ABD’ye giderdi. Bu konuda kim daha yetenekliyse bu konuda söz sahibi onlardır.
Bu bir hizmettir ve verdiğiniz hizmetin karşılığını alıyorsunuz. Bunu ülke
olarak bizim yapmamamız için hiçbir neden yok. Özellikle özel sektörde ve
devlet hastanelerinde sağlık turizmiyle ilgili birimler kuruldu. Bu konuda
İstanbul çok iyi durumda. Özellikle göz ve diş tedavilerinde Avrupa’dan
ülkemize gelen birçok hasta olduğunu biliyorum. Antalya’da da bu konuda bir
potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bu kanserde niye olmasın. Avrupa olmasa bile
Afrika’dan hasta gelme durumu var. Bunları iyi değerlendirmek, sadece kazanç
olarak değil, insanlığa hizmet olarak görmek lazım.”
SİGARADAN UZAK
DURUN
Son yıllarda kanser konusunda umut veren gelişmeler
yaşandığını da kaydeden Prof. Dr. Gümüş, “Türkiye’de Batı’ya göre kanser biraz
daha az görülüyor. Çünkü nüfusumuz yaşlanmış Batı’ya göre çok genç. Önce bu
tehlikeyi iyi görmek lazım. Alacağımız tedbirleri öngörmek açısından Avrupa’nın
ve ABD’den daha genciz ama ülke olarak biz de yaşlanıyoruz. Yaş ortalamamamız
30’ler civarında ve şimdiden tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Örneğin ABD’de
sigarayla mücadeleyle birlikte akciğer kanserinin azıldığını gördük. Türkiye’de
bunun etkisi yavaş yavaş görülmeyi başlandı. Bu mücadeleyi bırakmamak ve
kontrolü çok iyi yapmak lazım. İnsanları bilinçlendirmek lazım. Oboziteyle
mücadele ve sporun teşvikiyle birlikte kanserlerin 3’te birini önlemek
mümkün. Hareket etmek, sigaradan ve
kilodan uzak durmak çok önemli. Geri kalan üçte biri de erken tanı. Meme, kalın
bağırsak ve rahim ağzı kanserlerinde taramaları yaygınlaştırırsak erken tanıyla
üstesinden gelebiliriz. Geri kalan 3’te biri de onkolojideki gelişmeler, hedefe
yönelik tedaviler, yaşam kalitesini artırıcı önlemlerle belki hastalık yok
olmaz ama bazı hastalıklar gibi birlikte yaşanabilir ve beklenen normal ömrü
tamamlanabilir hale getirebilmek mümkün gözüküyor” diye konuştu. Görkem DELLAL