Eğitim ve Bilim İşgörenleri (Eğitim-İş) Sendikası Antalya Şube Başkanı Fatin lltar, ‘Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı’nın gerçeklerden uzak olduğunu iddia etti. Programda yer alan öğretmen atamasına ilişkin takvimin ivedilikle açıklanmasını isteyen Iltar, “Kamuoyunun kafasını karıştıran programda yer alan 20 bin atamanın, Şubat ayında süreci başlatılıp atamaları yapıldığı halde henüz güvenlik soruşturması devam ettiği için göreve başlatılmayan 20 bin atama olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Eğitim-İş olarak yeni 20 bin atamanın KPSS puan üstünlüğüne göre sözlü sınav olmaksızın kadrolu olarak yapılmasını talep ediyoruz” dedi.

 

POLİSİYE TEDBİRLER ÇÖZÜM DEĞİL

Yine programda yer alan güvenlik önceliği olan 30 bin okuldan başlayarak her okula en az bir polis memuru tahsis edilmesi uygulaması ile eğitimdeki güvenlik sorunlarının çözülemeyeceğine vurgu yapan Iltar, “Eğitim kurumları, kendi kültürü olan pedagojik kurumlardır. Eğitim kurumlarında polisiye tedbirler değil eğitim bilimlerinin ilkeleri hâkim olmalıdır. 16 yıl boyunca hâkim kılınan ve uygulanan  okullarda kurum kültürünün yok edilmesi, liyakate dayalı olmayan yönetici atama sistemleri, kadrolaşma, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması, eğitim kurumlarının toplum nezdindeki güven ve itibarlarının düşürülmesi uygulamalarından vazgeçilmediği ve bu noktada tedbirler alınmadığı sürece eğitimdeki güvenlik sorunları çözülemeyeceği gibi polisiye tedbirlerle hiç çözülemez” diye konuştu.

 

HİZMET DEĞİL, TİCARET’ MANTIĞI

Yeni eğitim sistemiyle kamu okullarını artık öğretmenlerin değil profesyonel yöneticilerin yöneteceğini kaydeden Iltar, “Okulları artık öğretmenler değil profesyonel yöneticiler yönetecek MEB’in 3 ay içerisinde temellerini atacağı yeni eğitim sistemiyle kamu okullarını artık öğretmenler değil profesyonel yöneticiler yönetecek. Bu yöneticiler ise işletme veya iktisat mezunlarından seçilecek. Okullar arasındaki eğitim kalite farkını en aza indirgemek için de ‘eğitim kalite endeksi’ devreye sokulacak. Bahsedilen profesyonelleşme eğitim alanı dışından kişilerin yönetici atanması ve okulların ticari işletme gibi yönetilmesi ise buna kesinlikle karşıyız. Anlaşılan odur ki iktidar, diğer devlet kurumlarında uyguladığı ‘hizmet değil, ticaret’ mantığını eğitime taşımak istemektedir. Bu tür profesyonel yönetici ataması ister MEB içinden ister MEB dışından olsun eğitime vurulacak en büyük darbedir” şeklinde konuştu.

 

VERİLEN SÖZLER TUTULMALI

Verilen sözlerin yerine getirilmesini isteyen Eğitim İş Antalya Şube Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Programı açıklayan Cumhurbaşkanının; bugün diken üstünde oturan ve istediği liseye yerleşemeyen 100 binlerce öğrenci ve velilerinden bahsetmemesi, 18 Haziran günü Samsun’da halka hitaben ‘Meclis kapanmadan önce öğretmenlere ve diğer çalışanlara 3600 ek gösterge düzenlemesi yaptık’ sözlerine rağmen bunun 100 günlük programda yer almaması, eğitimin ve eğitim çalışanlarının mesleksel ve kurumsal sorunlarından bahsedilmemesi, programın eğitimin sorunları gerçeğinden ne kadar uzak olduğunu ortaya koymaktadır. Eğitimdeki en önemli tehlikelerin başında gelen hususlar, özelleştirme ve dinselleştirme ile eğitimin dernek ve vakıfların faaliyet alanına dönüşmesidir. Eğitimde anlayış değişmediği; laik, bilimsel, demokratik, kamusal, parasız eğitim anlayışı hâkim kılınmadığı sürece sorunların çözümü mümkün değildir.” Kubilay ELDEMİRCİ

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim