-Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, son yıllarda Antalya’nın tarım topraklarına karşı inanılmaz derecede bir saldırı yaşandığını ve kentin bu savaşı yavaş yavaş kaybetmek üzere olduğu iddia etti.

 

-Güngör, “Antalya‘nın bu güzelliğini, bu yeşilliğini korumamız lazım. Özellikle buradan siyasilere sesleniyorum, her şeyi rant olarak görmemek lazım. Yeşil gördükleri zaman hemen akıllarına para ve beton gelmemesi lazım” diye konuştu.

 

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör son yıllarda Türkiye’nin her kesiminde tarım topraklarının yavaş yavaş ranta teslim olmaya ve imara açılmaya başladığını iddia etti. Güngör, Akdeniz GERÇEK’e yaptığı özel açıklamada bu durumun sadece Antalya’da değil Eskişehir’de, Adana’da ve Türkiye’nin birçok ilinde yaşandığı vurguladı.

 

16 YILDA 3.5 MİLYON HEKTAR

TARIM TOPRAĞIMIZ YOK OLDU

Güngör, şöyle konuştu: “Bugün polikültür ziraat yapılan yerlerde tarım topraklarına karşı inanılmaz derecede bir saldırı var. Antalya da bu savaşını yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Türkiye bundan 16-17 yıl önce 26.5 milyon hektar alanda ziraat yapıyordu. Şimdi bu rakam 23 milyon hektara düştü. Yani 16 yılda 3.5 milyon hektar tarım topraklarımız gitti. Peki ne oldu bu tarım topraklarına? Maalesef buralara santral yapıldı, sanayi kuruldu, konuta açıldı, TOKİ’ler evler yaptı. 3.5 milyon hektar alan maalesef yok oldu. 16-17 yıl önce nüfusumuz 40-50 milyondu. Şimdi 80 milyonu geçtik. Nüfusumuz 30 milyon arttı ama tarım topraklarımız daraldı.”

 

HER ŞEYİ İTHAL EDER OLDUK

“Şimdi ben şunu soruyorum yetkililere; bu şekilde giderse -ki maalesef gidiyor- yarın buradaki insanlara siz ne yedireceksiniz? İthalatla her şeye çözüm bulamazsınız. Son 16 yılda ithalata ödediğimizi yara, 230 milyar dolar. Samanı, kepeği, pamuğu, buğdayı, nohudu, mercimeği, kuru fasulyeyi, canlı hayvanı bugün hep ithal eder bir ülke haline geldik. Önceden, ‘kendi kendine yeten 7 ülkeden biri’ olarak övündüğümüz ülkemizin artık esamisi okunmuyor.”

 

 TOPRAK KORUMAMA KURULU!

 

Türkiye’nin kendi kendine yetebilen 7 ülke arasında olduğu söylemlerinin büyük bir yalan olduğunu da kaydeden Güngör, “Tarımda ‘Avrupa birincisiyiz diyoruz’ ama kesinlikle öyle değil. Pembe bir tablo çiziliyor. Bu büyük bir yalan. Böyle bir şey söz konusu değil. Biz 80 milyon insan besliyoruz, tarım topraklarımızı başka ülkelerde olduğu gibi korumamız lazım. Toprak Korumu Kurulu kurdular ama sanki adı Toprak Korumama Kurulu. Sen artık böyle değerlendiriyorum. Bu kurula gelen 100 davanın 70-80’i geçiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir kurul olabilir mi?” dedi.

 

BETONDAN TURİZM

CENNETİ Mİ OLUR?

Antalya’ya gelen turistin betonlaşmış bir kent görmek istemediğini ileri süren Güngör,Bir kere Antalya turistik bir yer. 4 mevsimin çok rahat görülebildiği bir yer. Polikültür ziraat yapılan bir yer. Ağırlıklı olarak orada tarım ve turizm kesimi var. Antalya’ya gelen insanlar o yeşilliği, doğayı ve tarihi güzelliklerini görmek isteyecek. Bu insanlar beton görmeye değil, o güzellikleri görmeye geliyorlar. Şimdi siz bu yeşil alanları tahrip eder ve her tarafa bina dikerseniz, nasıl turizm cenneti olacaksınız? Bu turist 1 yıl gelir, 5 yıl gelir, ondan sonra artık o bölgenin hiçbir özelliği kalmaz” diye konuştu.


DAVA AÇMAKTAN, HUKUK

BÜROSU HALİNE GELDİK!

 

Tarım alanlarına karşı yapılan saldırıları yargıya taşımaktan hukuk bürosu haline geldiklerinden dert yanan Özden, şöyle dedi: “Antalya’nın şehir planlaması yapılırken, tarım alanlarının çok iyi korunması lazım. Birçok kurum ve kuruluşlun çağırılıp bu projelerin çok iyi anlatılması lazım. ‘Arkadaş biz buraya bunu yapacağız, böyle düşünüyoruz, sizin bu konudaki fikriniz nedir? Bu konuda bize ne gibi önerileriniz olabilir?’ denmesi lazım. Bugün çevre örgütleri aranmıyor, meslek odaları aranmıyor, hiçbir kurum kuruluş aranmıyor. Böyle olunca geride bize bu projelerle ilgili dava açmak kalıyor. Şuanda Ziraat Mühendisleri Odası meslek odası halinden çıktı, bir hukuk bürosu haline geldi.”

 

HER ŞEY RANT DEĞİL

Güngör açıklamaların sonunda Antalya’daki siyasilere ve kanaat önderlerine de mesaj gönderdi: “Antalya turizmi ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli illerinin başında geliyor. Yazıktır, bu güzelliği, bu yeşilliği korumamız lazım. Her şeyi betonlaştırmamamız lazım. Yeşil alanları, valiliğin belediyelerin ve çevre örgütlerinin elbirliğiyle korumamız lazım. Özellikle buradan siyasilere sesleniyorum, her şeyi rant olarak görmemek lazım. Yeşil gördükleri zaman hemen akıllarına para ve beton gelmemesi lazım. Bu yapılmayınca bizler de mecburen bunu yargıya götürüp dava açmak zorunda kalıyoruz. O da katakulli ile değişiyor.” Kubilay ELDEMİRCİ

 

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim